THKP-C savaşçısı Osman Mehmet ÖNSOY yaşıyor savaşıyor

0 255
image_pdf

22 Mayıs 1980, Osman Mehmet Önsoy yoldaş’ın işkence sonucu katledildiği gündür. Osman yoldaşın işkenceyle katledildiği o günler, oligarşinin kolluk güçlerinin, devrimcilere özellikle de THKP-C çizgisinde mücadeleyi sürdüren örgütlere yönelik saldırılarını artırdığı zaman dilimidir. THKP-C Savaşçılarına yönelik operasyonların birinde 1980 sürecinde gözaltına alınmış ve günlerce işkencelere tabi tutulmuştur.

Osman yoldaşın işkenceyle katledildiği o günler, oligarşinin kolluk güçlerinin, devrimcilere özellikle de THKP-C çizgisinde mücadele veren örgütlere yönelik saldırılarını artırdığı zaman dilimidir. Yoldaşımız Osman Mehmet Önsoy, devrimcilerin düşman elinde işkence hanelerde sergilediği devrimci direnişi kararlılıkla sürdürerek, canı pahasına sırlarını ve yoldaşlarını korumuştur.

Kızıldere ve THKP-C sonrası süreçte devrimci sosyalist hareketin tekrar ortaya çıkışı, dönemin özgün koşullarında önemliydi. 12 Mart döneminin faşist koşullarında yoğun faşist baskılara, kanlı saldırılara ve katliamlara rağmen devrimciler, yılgınlığa düşmemiş, kısa süre sonra ezilen halkların devrimci kurtuluş mücadelesi ve iktidar savaşımında kurdukları devrimci örgütleriyle öncülük işlevlerini yerine getirmeye çalışmışlardır. Osman Mehmet Önsoy yoldaşımız, bu tarihsel kesitin öncü kadrolarından biri olarak çalışmalarını sürdürmüştür.

Onun saygı duyduğumuz ve örnek aldığımız bir özelliğine burada vurgu yapmalıyız. Yoldaşımız, Kızıldere sonrasında devrimci tutum alarak ezilenlerin devrimci sosyalist kurtuluş mücadelesinin örgütlenmesi ve mücadelesinin verilmesinde kararlılıkla yerini almıştır. O yıllarda toplumda ve devrimci kitlelerde egemen kılınmaya çalışılan yılgınlığa ve pasifizme düşmemiş, Parti-Cephe çizgisini kararlılıkla sürdürmüştür.

Öğrencisi olduğu İstanbul İktisat Fakültesi’nde 30 Mart 1972 Kızıldere katliamı sonrası THKP/C nin tekrar örgütlenmesi çalışmaları kapsamında Yüksek Öğrenim Gençliği içerisinde Dev-Genç öğrenci çalışmalarında yerini almıştı.1972 Kızıldere süreci ardından 1975 yılından sonra toplumsal siyasal gündeme giren THKP-C/MLSPB ve bundan birkaç yıl sonra THKP-C Savaşçıları eylemleri ve yapılanış tarzlarıyla düşmanı ürkütürken, ezilen halk kesimlerini ve devrimci dost çevreleri de umutlandırmaktaydı. Osman yoldaşımız da bu örgütlerde yerini almıştı.

1975 yılında İstanbul-Avcılar semtinde Halkevi kurumunun kurulmasına emek vermiş, İstanbul’daki Halkevlerinin birbirleriyle koordinasyonda olması çalışmalarını yürütmüştür. İşçi sınıfı içerisinde sendikal mücadelenin örgütlenmesi ve devrimci kurumsal oluşumlarla sendikalaşarak patronların karşısında tavır alınmasında çok emeği geçmiştir. Örneğin Avcılar-Ambarlı Elektrik Santralı ile İstanbul Üniversitesi Avcılar Kampüsü inşaatlarında çalışanların “İlerici Yapı İşçileri Sendikasında” örgütlenmesinde bulunmuştur.

Bölgedeki Metal İş Kollarında çalışan işçilerin, eski polis müdürü Ilgız Aykutlu’nun başında olduğu sarı sendika Tek-Metal-iş’ ten koparılarak DİSK’e bağlı Maden-İş sendikasına geçmelerini sağlamıştır.Tekstil işçilerinin örgütlenmesinde fiilen bulunmuş; çalışanları İlerici Tekstil İşçileri Sendikası’nda örgütlerken, DİSK Tekstil Sendikası’yla da sınıf dayanışması ilişkilerinin kurulmasında çok emek vermiştir.

Osman yoldaşımız sürecin politik çalışmalarını THKP-C Savaşçıları örgütünde sürdürürken 5 Mayıs 1980 tarihinde gözaltına alındıktan sonraki günlerini İstanbul Gayrettepe 1. Şube diye bilinen işkence hanesinde geçirdi. Yaralı olarak kaldırıldığı İstanbul Haydarpaşa Askeri Hastanesinde bilinçli bir şekilde tedavisi yapılmayarak katledildi.

Aynı günlerde aynı hastanede anti-emperyalist bir eylem sonrası yaralı olarak tutsak edilen ve taşındığı sedyede zafer işareti yaparak devrimci kurtuluş mücadeleyi selamlayan THKP-C/MLSPB savaşçısı Hakkı Kolgu da bilinçli bir şekilde tedavisi yapılmayarak katledildi. Her iki yoldaşımızın onurlu direnişleri yolumuzu aydınlatıyor.

Osman yoldaşımız, işkencede geçen günlerde devrimci direniş sergileme ve sağlam durma eylemini başarıyla gerçekleştirmiştir. Tüm insanlık dışı vahşi işkencelere rağmen yoldaşlarını ve devrimci dostlarını, örgütünü ve siyasi faaliyetlerini korumuş, onurlu duruşuyla buradaki saldırılara ve sızmalara engel olmuştur.

Düşman elinde tutsak iken aldığı tavır çok değerlidir. Tutsaklığı boyunca devrimci sosyalist kültürümüzün çok önemli bir değeri olan “düşmana ser verip sır vermeme” kuralımızın örnek davranışını sergilemiştir Osman yoldaş.

Osman ve diğer yoldaşlarımız kendi koşullarında devrimci örgütlenme ve savaşın sürdürülmesinde öncü kurucu rol oynamışlardır.

O’nu 22 Mayıs 1980 de işkencede katlettiler.

Osman yoldaşımız direniş geleneğimizin onurlu bayrağını işkencelerde yere düşürmemiştir. Osman yoldaş devrimci çalışmaları ve sorgu evi tavırları nedeniyle bizim tarihimizde onurlu bir yerde örnek olmaya, saygıyla ve sevgiyle anılmaya devam edecektir.

O’nun anısına saygı göstermenin, O’nun inancını ve mücadelesini sürdürmenin bir yolu da, devrimcilikte kararlılık ve kurallı devrimcilik geleneğinin sürdürülmesidir. Osman yoldaşın bize bıraktığı bu değerli mirasla, devrimci kurtuluş bayrağını yükseklere taşıyoruz.

image_pdf
Bunları da beğenebilirsin

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.