Şeyh Naim Kasım: Biz Hizbullah olarak Suriye’nin yanında olacağız
Hizbullah Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım, bugün (Perşembe) akşam yaptığı konuşmada, Soykırım suçlusu Netanyahu’nun “Esad ateşle oynuyor” talimatı ile harekete geçen HTŞ, SMO ve Türkistan İslam Partisi (TİP) gruplarının Halep’e saldırısını “Tekfirci grupların Suriye’ye yönelik saldırısı Amerika ve “İsrail” tarafından destekleniyor. Tekfirci gruplar “İsrail” ve Amerika’nın maşasıdır.” diyen Naim Kasım, “Biz Hizbullah olarak Suriye’ye yönelik saldırı hedeflerini engellemek için Suriye’nin yanında olacağız.” dedi.
– ŞEYH NAİM KASIM’IN KONUŞMASI ŞÖYLE:
Tekfirci teröristlerin Suriye’ye yönelik saldırıları, Gazze ve Lübnan’daki başarısızlık ve Suriye’yi etkisiz hale getirme girişimlerinin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından Amerika ve “İsrail” tarafından planlandı. Tekfirci grupların Suriye’ye yönelik saldırısı Amerika ve “İsrail” tarafından destekleniyor. Tekfirci gruplar “İsrail” ve Amerika’nın maşasıdır.
Tekfirci gruplar Suriye’yi direniş konumundan İsrail düşmanına hizmet eden bir konuma taşımak istiyor. Biz Hizbullah olarak Suriye’ye yönelik saldırı hedeflerini engellemek için Suriye’nin yanında olacağız.
“İsrail” için kazanılan her zaferin sadece Filistin, Suriye ve Lübnan için değil, sizin için de bir kayıp olduğunu ve bunun ülkeleriniz üzerinde [Türkiye ve Arap ülkelerine] de etkileri olacağını bilin.”İsrail”in tehlikeli bir yayılma projesiyle karşı karşıyayız ve sizi “İsrail”e karşı direnişi desteklemeye çağırıyorum.
Şu anda “İsrail”in çok tehlikeli bir Ortadoğu projesiyle karşı karşıyayız.
– Direnişçiler dünyayı hayrete düşürdü
“İsrail” saldırganlığıyla direnişi ortadan kaldırmaya çalıştı, ancak direniş Allah’a iman, sabır ve sebatla 64 gün süren Uli el-Bas Savaşı’nda efsanevi bir kararlılıkla karşı koydu. Direnişçiler efsanevi kararlılıkla dünyayı hayrete düşürdü ve düşmana cesaretle karşı koyma yeteneklerini kanıtladı.
“Uli el-Bas Savaşı”ndaki zaferin üç ana faktörü var.
–Şehit direnişçilerin varlığı ve onların cesaret ve adanmışlıkla sahadaki kararlılıkları.
Direnişe ivme kazandıran ve devam etmesi için moral veren, Milletin Şehitlerinin Efendisi Şehit Seyyid Hasan Nasrullah Hazretlerinin önderliğindeki şehitlerin kanı.
–Hizbullah’ta savaşı etkin ve dengeli bir şekilde yönetmeye yardımcı olan komuta ve kontrol yapısının yeniden inşa edilmesi.
Hizbullah, Lübnanlıların ve Filistinlilerin topraklarını özgürleştirme hakkını savunmaya kararlı ve bu direniş için bir güç kaynağı. Parti, direnişin yaşadığı krizleri değerlendirmek ve çeşitli alanlardaki performansını geliştirmek için dersler çıkarmak için çalışıyor.
-‘İsrail” anlaşmayı 60 kez ihlal etti
Direniş, ateşkes anlaşmasını, “İsrail’in Lübnan topraklarından çekilmesini ve Litani Nehri’nin güneyinde militanların varlığının önlenmesini öngören 1701 sayılı kararın uygulanmasına yönelik mekanizmanın bir parçası olarak kabul etti.
“İsrail”in anlaşmayı 60’tan fazla kez ihlal etti ve bunun da Lübnan devleti tarafından sıkı bir şekilde takip edilmesi gerekli.
Hizbullah, Lübnan devletine anlaşmayı başarıya ulaştırma fırsatı verdi. Direniş, “İsrail”in iç işlerine ya da Hizbullah ile Lübnan ordusu arasındaki ilişkiye müdahale etmesine izin vermedi.
Yerlerinden edilen Lübnanlılar fedakârlığın sembolüdür. Lübnan’da örnek bir vatandaşlık modelidir bu. Yerinden edilme konusunda, zor koşullara rağmen gönüllü komiteler aracılığıyla ailelere maddi yardım sağlayarak [ailelerin acılarını hafifletmeye] katkıda bulunduk.
Konut ve yeniden inşa Seyyid Nasrallah tarafından verilmiş bir sözdür; bu bizim yerine getireceğimiz bir taahhüttür ve bu nedenle bu kampanyaya ‘Söz ve Taahhüt’ adını vermeyi uygun gördük.
Lübnan’da 1.1 milyondan fazla yerinden edilmiş sivil var ve bu kişilere savaş sırasında mali yardım sağlandı; evleri yıkılan ya da zarar görenlere net bir strateji çerçevesinde tazminat ödenecek. Hiç kimsenin okullarda ya da kamplarda kalmasını istemiyoruz.
İmam Hameney liderliğindeki İran İslam Cumhuriyeti, devlet, halk ve aziz İslam Devrim Muhafızları da dahil olmak üzere cömert yardım sağlayan ülkelere teşekkür ederim.
Ayrıca, Türbelerin yönetimlerine, Halk Seferberlik Güçleri’ne ve Irak hükümetine, Yemen’deki Ensarullah’a ve halkına da yerlerinden edilenlere yaptıkları yardımlar için teşekkür etmeliyim.