Şeyh Naim Kasım: “İsrail” bizi yenemez ve bize şartlarını dayatamaz

0 6
image_pdf

Hizbullah Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım, bugün (Çarşamba) yaptığı konuşmasına şehit olan Hâşim Safiyüddin ve Muhammed Afif’i anarak giriş yaptı. Muhammed Afif‘in Lübnan’ın başkenti Beyrut’a yönelik bir saldırı ile şehit edildiğini, ”İsrail’in Beyrut’a yönelik herhangi bir saldırısının yanıtsız kalacağını düşünmemesi gerektiğini” vurguladı.

– HİZBULLAH LİDERİ ŞEYH NAİM KASIM’IN KONUŞMASI:

– Düşman, bedel ödemesi gerektiğini anlamalıdır. Başkentin (Beyrut’un) vurulmasının bedeli, Tel Aviv’in kalbinin bombalanmasıdır.

– Parti, Genel Sekreter Seyyid Hasan Nasrallah’ın suikastından sonra gerçek bir kriz yaşadı, ancak 10 gün sonra toparlanıp yaralarımızı sarmayı başardık.

-45.000’den fazla şehit, yaralılar, yıkım ve yerinden edilmelerle birlikte dünyanın seyirci kaldığı sırada ve tüm dünya katliamları izlerken bizler Irak, Yemen ve İran ile birlikte Gazze’yi destekleyen bu onurlu azınlığın bir parçası olmaktan şeref duyuyoruz.

– İki aylık kara savaşı boyunca direnişçilerin destansı bir direnç sergilediği ortaya çıktı. Bu, direnişçilerin gücünün ve düşmanın ilerleme konusundaki zayıflığının kanıtıdır.

– Aldığımız darbelerin acı ve ızdırap verici olduğu doğru, direnişin büyük kurbanlar adadığı doğrudur, ancak bizde büyük bir dayanıklılığa sahip birçok kararlı savaşçı kadrolar var.

– Düşmanın bu köye veya şu köye girdiğini söylemek önemli değil, bugün kaç işgalcinin öldürüldüğü ve mücahidlerin düşmanla nerede karşılaştığı önemlidir.

– Direniş, geleneksel ordular gibi işlemez ve görevi düşmanın ilerlemesini engellemek değil, ilerlemeye çalıştıkları her yerde direnmek ve onları engellemektir. Sonuçta toprak bizimdir, adamlar bizim adamlarımızdır ve düşman, girdiği bölgelerde bedelini ödeyecektir

– Direniş uzun bir savaş yürütme yeteneğine sahiptir.

– Yeterli kapasitemiz var ve halihazırda mevcut kaynaklara rağmen ek kapasitelerin sınırdaki cephelere taşındığını teyit ediyorum. Hatta Mücahitlerin rotasyonu bile var. İşgalci topraklarımıza yerleşemez veya ilerleyemez ve Allah’ın izniyle kovulacaktır.

– Saha kendi adına konuşur ve sonuçlar sahada olanlarla belirlenir. Direniş uzun bir savaş yürütme kapasitesine sahiptir. “İsrail” bizi yenemez vey bize şartlarını dayatamaz.

– Saha iki yönlüdür: Birincisi kara çatışmaları, ikincisi ise füze fırlatmalarına sahne olan hava sahası.

– Bizler saha erleriyken “İsrail”in bizi hezimete uğratması söz konusu olamaz.

– Müzakere belgesini aldık, dikkatlice okuduk ve geri bildirimimizi sağladık. Başkan Berri’nin de bizimkilerle uyumlu ve tutarlı gözlemleri var. Bu gözlemler ABD elçisine sunuldu ve ayrıntılı olarak tartışıldı. Belgenin içeriği veya bu belge hakkında yaptığımız yorumlar hakkında konuşmamaya karar verdik.

– İşgal, sahada alamadığını anlaşmada alabileceğini umuyordu ama bu mümkün değil.

– Müzakerelerimiz ateş altında değil, çünkü “İsrail” de ateş altında.

– İki temel çerçeve kapsamında müzakere ettik: Saldırının tamamen durdurulması ve Lübnan’ın egemenliğinin korunması, böylece düşmanın istediği zaman girip saldırı düzenleyememesi.

– İki yol izlemeye karar verdik: Birincisi saha yolu, ikincisi ise siyasi yol.

– Kendimizi uzun bir savaşa hazırladık ve bu savaş düşmana karşı bir yıpratma savaşıdır.

– Selam olsun sahadaki mücahitlere ve selam olsun evlatları sahada olan halkımıza ki onlar adanmışlığın, şeref ve fedakarlığın insanlarıdır.

– Önümüzde iki seçenek var: Kılıç ve zillet. “Zillet bizden uzaktır” diyoruz. Sahadaki duruşumuzu sürdüreceğiz.

– Ne pahasına olursa olsun sahada kalıp savaşmaya devam edeceğiz. Bunun bedeli düşman için de yüksek olacak.

– Düşman hedeflerine ulaşamadığında, bu zaferin bizim olduğu anlamına gelir.

– Yerinden edilenlere, fedakarlıklarını takdir ettiğimizi, görevimizi ve elimizden geleni yaptığımızı söylüyor ve onları sabırlı olmaya çağırıyoruz.

– Müzakerelerin başarısı “İsrail”in tepkisine ve Netanyahu’nun ciddiyetine bağlı.

– Müzakerelerimizin iki çatı altında olduğunu teyit ediyoruz: Birincisi saldırının tamamen ve kapsamlı bir şekilde durdurulması, ikincisi ise Lübnan’ın egemenliğinin korunması.

– Saldırganlık durur durmaz devletle ve tüm onurlu insanlarla işbirliği içinde ülkeyi hep birlikte inşa edeceğiz.

– Emel Hareketini ve Emel Hareketinin gençlerini selamlıyorum. Emel Hareketi ile Hizbullah arasında bir fark yoktur.

– Başsağlığı dileyen, acımızı paylaşan ve Seyyid Hasan Nasrallah‘ın şehadetini tebrik eden herkese teşekkür ediyoruz. Ayrıca partinin yeni Genel Sekreter seçme adımını destekleyen herkese teşekkür ediyorum. İnşallah yolumuza devam edeceğiz ve şehitlerin emanetini koruyacağız

image_pdf
Bunları da beğenebilirsin

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.