Söz konusu uygulama 12 Eylül faşist cunta döneminde devrimciler tarafından püskürtüdü. “Tek Tip Elbise” tutsaklara yöneltilmiş olan en kapsamlı saldırı olarak politik tüketmeyi hedeflemektedir. Devrimci tutsakları hücrelere kapatarak, yer yer mutlak tecrit uygulayarak teslim almaya çalışan faşizm, Tek Tip Elbise uygulamasını yürürlüğe soktu” Sonuçta, yapılmak istenen şey, devrimci tutsakların politik olarak haklılık ve ‘suçsuzluk’ konumunu yıpratarak, politik-adli tutuklu ayrımını fiilen ortadan kaldırarak genel bir ‘suçlu’ kategorisine ulaşmaktır.
Bütün bunlar F Tipi ortamıyla birlikte düşünüldüğünde, tek bir saldırının parçaları gibi algılanmalıdır. Yani cezaevlerindeki bütün devrimcilerin bildiği gibi, düşman politikalarının adımları her zaman parça parça gelir. devrimci hareket, güçlü bir direniş ve mücadele geleneğine sahiptir. yüzlerce şehit pahasına yürütülmüş olan cezaevleri mücadelesini ezmek oligarşinin temsilcileri için o kadar kolay olmayacaktır.
Sonuçta yasaların kağıt üzerinden gerçek hayata geçmesi, o gerçek hayattaki özne olan unsurların tutumuna bağlıdır. Devrimci irade, doğrudan kendisini yok etmeye karar kılmış olan faşist politikalara teslim olmayacak ve kendi varlığını en karanlık zindanlarda bile korumasını bilecektir.
“Türkiye ve Kürdistan halklarına çağrımız…”
cezaevlerindeki devrimci tutsakların direnişini, faşizmin istediği bir biçimde, yani salt cezaevinde olup biten bir şey olmaktan çıkarmak, saldırganların karşısına dikilmek ve bu tecridi kırmak için direnişi sokaklara taşımalıyız.
İşçiler, emekçiler, kadınlar, gençler ve bütün ezilenler; faşizmin ‘tek tip elbise’ saldırısı sizin özgürlüğünüze de bir saldırıdır. Bunun için, dayanışma ve mücadele zorunludur. Ezilenlerin çıkarı ortaktır. Ortak düşmanlara karşı birleşelim, örgütlenelim, mücadele edelim!”
29 Aralık 2017
THKP-C/MLSPB