Seyyid Hasan Nasrallah: Limitsiz Ve Sınırsız Bir Savaşa Hazırız
Lübnan Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah’ın konuşması, Beyrut’un güney banliyölerindeki İmam Hasan Müctebi (as) külliyesinde şehit Hac Talib Sami Abdullah‘ı (Ebu Talib) anma töreniyle başladı. Lübnan merkezli el-Meyadin kanalı, Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah’ın bugünkü televizyonda yayınlanan konuşmasını aktardı.
-Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah:
Şehitlik yenilgi değildir, ölüm de değildir. Bu, direniş cephelerinde bir güç noktasıdır ve düşmanın karşılaştığı en tehlikeli şey, bu sahada savaşan herkesin bu kültürü, bu düşünceyi ve bu inancı taşımasıdır.
Lübnan Cephesi düşmana kayıplar verdirmede büyük rol oynadı. Düşmana insan, maddi ve psikolojik kayıplar vermeye devam ediyoruz.
Lübnan’a savaş dayatılırsa Celile’ye saldırmak bir olasılık.
Lübnan cephesinin etkinliğinin en açık göstergelerinden biri düşman liderlerinden, yetkililerden ve yerleşimcilerden duyduğumuz haykırışlar, tehditler ve sinmeleridir.
Düşmanın caydırma imajı çöküyor ve ordu yenilmiş ve çökmüş görünüyor. Lübnan Cephesi kuzeyde tarımı, sanayiyi ve turizmi sekteye uğrattı.
Düşman Gazze savaşındaki gerçek can kaybı sayısını gizliyor.
ABD istihbarat kapasitelerine rağmen, dünyanın en önemli iki filosunun Yemen’de düşman gemilerine yönelik Ensarullah saldırıları karşısında büyük bir başarısızlığa uğraması.
Düşman, Gazze’de bir zafer olduğu gerekçesiyle toplumuna sunacağı sahte ve gerçek dışı bir zaferin peşinde. Daha fazla cephede mücadele edemeyen “israilli” düşman, Yemen cephesiyle yüzleşmek için İngiliz ve Amerikan desteğine güveniyor.
Düşman 8 Ekim’den beri mevzilerinin hedef alınacağını ve onlar, tahkimatları, ekipmanları ve sayıları hakkında yeterli bilgiye sahip olduğumuzu anlamıştı. “İsrail” bir savaş suçlusudur.
Direniş, sınırda İsrail düşmanının yerleri hakkında yeni ve doğru bilgiler elde etti. Çok, çok büyük miktarda bilgiye sahibiz ve dün yayınladığımız bilgiler Hayfa’da çekilen birçok saatten dakikalardır.
“İsrail” düşmanı Güney Lübnan sınırındaki askeri mevzilerinin çoğunu boşalttı. “İsrail” Başbakanı ve diğer yetkililer Gazze savaşında yüksek bedeller ödediklerini itiraf ediyor.
“İsrail” ile tam kapsamlı bir savaşa girmeyi hedeflemiyoruz ve Lübnan cephesi müzakere masasında güçlü bir şekilde mevcut.
Drone’ları kendimiz üretiyoruz ve bunlardan çok sayıda var ve Lübnan’a ulaşması gereken tüm silahlar ulaştı. Şimdiye kadar silahlarımızın bir kısmıyla savaştık ve yeni silahlar edindik ve bazılarını sahada geliştirdik.
Lübnan direnişinin yeterli savaşçısı var, dışarıdan gelen kuvvetlere ihtiyacı yok. Savaşçılarımızın sayısı 100.000’i çoktan aştı ve cephenin ihtiyacından fazlasına sahibiz, savaşın en kötü koşullarında bile.
Kıbrıs hükümetine, havaalanlarını ve üslerini Lübnan’ı hedef almak üzere “israil”e açarsa, bunun savaşın bir parçası olacağı konusunda uyarıda bulunuyoruz.
Şu ana kadar silahlarımızın bir kısmıyla savaştık ve sahada ortaya çıkacak yeni silahlar elde ettik.
Çözüm açıktır: Yemen, Irak ve Lübnan’daki ateşkes, Gazze’deki ateşkese bağlıdır.
Düşman, tam ve gerçek bir hedef kümemiz olduğunu ve bu hedeflere ulaşma yeteneğimizin olduğunu biliyor ve onu Akdeniz’de bekleyen şey çok büyük.
Bu, milletin 1948’den beri verdiği en büyük mücadeledir ve açık ve parlak bir ufka sahiptir. Bu yüzleşme bölgenin yüzünü değiştirecek ve geleceğini şekillendirecektir. Duruşumuzun sağlamlığını ve bu tarihi, insani ve ahlaki duruşu zafere kadar sürdürmeye hazır olduğumuzu teyit ediyoruz.
Bugün Seyyid Nasrallah, Hizbullah insansız hava araçları tarafından fotoğraflanan 2., 3. ve 4. şehirlerden gelecek videolardan bahsetti:
—Dün kaybeden işgal ordusunun sözcüsü şöyle iddia etmişti: “Hayfa’yı fotoğraflayan Hizbullah insansız hava aracını tespit ettik, ancak sakinler için korktuğumuzdan onu düşürmemeye karar verdik.”
Başka kaç şehirde Hizbullah’ın insansız hava araçlarını tespit edip onları düşürmemeye karar verdiklerini görelim!
Seyyid Hasan Nasrullah: Hacı Ebu Talib kaybımızın büyük olduğuna şüphe yok. Ama onların şehit olarak öldüklerini, en yüksek emellerine ulaştıklarını, arkalarında aynı ruha, kararlılığa ve akla sahip direnişçiler bıraktıklarını biliyoruz. Bazı görevlilerini öldürdüğünüz bu birliğin, düşmanla savaşmakta daha kararlı hale geldiğini düşmana anlatmak için daha şiddetli saldırılar yapıldı.
Düşman üslerini boşaltmak zorunda kaldı ve dağların arkasına yeni üsler kurmaya gitti. İHA’larimızı hesaba katmadılar. Allah’a şükür “Hüdhümüz” bize bilgi getirdi ve biz de dağlar arkasına saklanan düşmanı “saf saf kuş sürüleri ” ile vurduk.
Lübnan ve Gazze sınırlarında olduğu gibi elektronik ve teknik teknolojilerin olduğu başka bir sınır yok. Dolayısıyla Lübnan’daki direniş 4 ay içinde düşmanı kör etmeye, kulaklarını kapatmaya çalıştı. Ancak ondan sonra biz de artık merona “darbeyi” vurabildik.
Belirli sonuçlara varılması amaçlanan müzakere masasında bizim cephemiz ve diğer cepheler güçlü bir şekilde yer alıyor.
Silahlarımızı geliştirdik, yeni silahlar kullandık ve topraklarımızı, halkımızı ve Lübnan’ın egemenliğini savunmak için diğer silahları da önümüzdeki günlere ayırıyoruz.
Şayet Lübnan’a saldırırsa, bizi karada, havada ve denizde beklemeliler. Kontrolsüz, limitsiz ve kuralsız bir savaşla.
Süleyman’ın Hüdhüdü hazır… Bir haber de bizden. Tüm siyonist varlık… Ateş alanımızda.