Yılmaz Güney’in en büyük “rolü’’ ve “oyunculuğu’’ Mayıs 1971’de sahnelenir. İsrail başkonsolosu kaçırılmıştır ve THKP-C önder kadrosu her tarafta aranmaktadır.
Yılmaz Güney Mahir Çayan, Ulaş Bardakçı, Hüseyin Cevahir ve Oktay Etiman’ı arabasında gizleyerek evine götürürken, yolda çevirme yapan asker Yılmaz Güney’i durdurduğunu alayınca, arama yapmaz ve devam etmesini söyler. Arabayla evine getirdiği Mahir Çayan ve arkadaşlarını evinin çatı katında saklar.
Akşam kapısı çalınır, evinin her tarafı kuşatılmıştır. Kapıyı çalan subay ‘’anarşistleri arıyoruz’’ der. Yılmaz Güney ise gülümseyerek parmağını yukarı doğru kaldırıp “Çatıda saklıyorum’’ der. Bu cevaba subay da güler ve Yılmaz Güney’ in bu blöfüne aldanıp, iyi akşamlar dileyerek arama yapmadan ayrılır evden. Ardından Tutuklanan ve hakim karşısına çıkan Yılmaz Güney’e Hakim Sorar.
Hakim: Mahir Çayan ve arkadaşlarını evinizde sakladınız mı?
Yılmaz Güney: Evet, şimdi gelsinler yine saklarım.. Evim tüm Devrimcilere açıktır.
Bunun üzerine “devrimcilere yardım ve yataklık yaptığı” gerekçesiyle 2 yıl 3 ay ceza alır ve Selimiye cezaevine gönderilir.