Küba Mahallesi’nde yıkıma karşı film gösterimleri
Küba Mahallesi’nde yıkıma karşı etkinlik düzenleyen bir grup genç, dönüşümü hem gecekondularda hem de insan ilişkilerinde gerçekleştirmeye çalışıyor.
Adını 12 Eylül öncesi dönemin devrimcilerinden almış, İstanbul’un göbeğinde Merter ile Tozkoparan ilçesinin tam ortasında kalıyor Küba Mahallesi. Aslında Tozkoparan semtinin bir parçası ancak gecekonduların bulunduğu en yoğun olduğu alan burası. Daracık sokakları ve sıcak insan ilişkilerinin olduğu Küba Mahallesi, medyada sürekli şiddetle anılmış. Çoğunlukla Siirt ve Bitlisli Kürtlerin yaşadığı mahalle, Arap ve Türklerle birlikte kozmopolitlik bir yapıya da sahip. Yüksek katlı rezidans ve sitelerin gölgesinde kalan mahalleli kentsel dönüşüme karşı evlerini bırakmamaya kararlı.
Onların bu kararı almalarında etkili olan ise bir grup genç. Her pazar mahalle meydanında beyaz perde kuran gençler, çocuklar başta olmak üzere mahallede yaşayan insanlar için film gösterimleri düzenliyorlar. Hafta içinde ise pandomim, tiyatro gösterimi ve oyuncak, kırtasiye malzemeleri dağıtma gibi etkinlikler de düzenliyorlar. Bu tarz etkinliklerin temel amacı mahalleliyi kentsel dönüşüme karşı bilinçlendirmek. Yazın etkinliklerini sürdürmeleri kolay ancak kışın bunu yapmaları onlar için oldukça zor. Yaklaşık dört yıldır kesintisiz etkinlikleri düzenleyen grup ile konuştu.
- CHARLİE’NİN ÇİKOLATA FABRİKASI İLE BAŞLADIK
Psikolog olan Melek Bengü Şahin, Küba Mahallesi’nde başlattıkları film gösterimlerinin başlama hikayesinin, 2015 yılında Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) mitingine yönelik DAİŞ tarafından yapılan bir bombalı saldırıdan sonra, mahallinin yaşadığı duygusal reflekse dayandığını aktardı. “Burada çok olumsuz bir hava vardı; çocuklar da duyuyordu bu konuşmaları. Onların yanında bunun konuşulmasını ve bu kadar erken deneyimlemelerini istemedik” diyen Şahin, çocukların dikkatlerini başka bir yöne çekmek adına film gösterimi yapmaya karar kıldıklarını belirtti.
Gösterimi sağladıkları ilk filmin Charlie’nin Çikolata Fabrikası olduğunu söyleyen Şahin, filme mahallede yaşayan çocukların ilgisinin beklediklerinden daha fazla olduğunu ve çikolata temalı filmden sonra çocuklara çikolata dağıttıklarını da sözlerine ekledi.
- KÜBALILARLA ÇOK ORTAK YÖN VAR
Genel amaçlarının kentsel dönüşüme karşı mahallede yaşayan insanları aynı paydada buluşturmak olduğunu kaydeden Şahin, “Bu mahallede bir sürü ortak yön var. Burada bir dönüşüm olacaksa eğer buradaki insanların haklarını gözeterek, haklarını alarak yapılan bir dönüşümün olmasını istiyoruz. Bunun için de bir dayanışma gerekiyor. Bunu sağlayacak en önemli şey ise kadınlarla, çocuklarla, mahallenin tümüyle etkinlikler düzenlemek” dedi.
Yaptıkları bütün etkinlerin birer amacı olduğunu anlatan Şahin, düzenledikleri etkinlikle çocukların sorunlarını ifade etme biçimlerini ve sorunlarını anlatmalarını sağlamayı hedeflediklerini söyledi. Mahalle meydanında çocuklar için bir kürsü de kurduklarını sözlerine ekleyen Şahin, böylelikle çocukların kendilerini ve yaşadıkları mahalleyi anlatma fırsatını yakalayacaklarını ifade etti.
- DÖNÜŞÜM KÜBA İLE SINIRLI KALMAYACAK
Etkinliklerin fotoğraflarını çeken Tayfun Kesik, mahallede yaşama dair bir bellek oluşturmak adına etkinliklerin ve mahallenin fotoğraflarını çektiğinin bilgisini paylaştı. Çektikleri fotoğraflarla kitap ayraçları yapıp bağış topladıklarını da söyleyen Kesik, yazın etkinlikleri yapmalarının kolay, ancak kışın çok zor olduğunu, bu ayraçlarla edindikleri gelir ile kapalı mekan tutuma arayışına girdiklerini belirtti.
Kentsel dönüşüm hakkında sorularımızı da yanıtlayan Kesik, “Kısa süre sonra artık buralar olmayacak, bunun bilincindeyiz. Dönüşüm dediğimiz şey sadece gecekondulardan ibaret değil, insan ilişkilerini dönüştürme amaçlıdır. Tozkoparan dediğimiz mahallenin tamamını kapsayan bir alan. Bu mahallede yaşayanlar daha önce Karagümrük ağırlıklı olmak üzere varoş diye tabir ettiğimiz semtlerden sürülüp gelen insanlar. Amaç yine buradan insanları yerinden edip daha öte yerlere sürmek. Burada da mahallenin etrafından bulunan plazalar, gökdelenler, havuzlu siteler, güvenliği olan daha üst standartlı siteler yapmak istiyorlar. Milyon dolarlık daireler bunlar” diye anlattı.
- BU İNSANLAR SİTE HAYATINA UYUM SAĞLAYAMAYACAKLAR
Sıcak insan ilişkilerinin olduğu mahallede söz konusu yerinden etmelerin olması durumunda mahallelinin yaşayacağı manevi-maddi tahribattan da söz eden Kesik şunları söyledi: “İnsan ilişkilerini etkileyecek elbette. İlk etapta biz burada insanlara bunu anlatmakta sıkıntı çektik. Çünkü insanlar ‘evim değerlenecek’ mantığı ile bakıyor ama öyle olmayacak çünkü insanların şu anda başlarını sokacak bir evleri var.
Asgari ücretle bile bir şekilde geçinebiliyorlar. Ancak yarın öbür gün lüks evi bedelsiz bile verseler bu insanlara, burada yaşadıkları gibi bir şansa sahip olamayacaklar. Gerek ekonomik anlamda, aidat gibi giderleri karşılayamayacaklar, gerekse çocuklar sokakta oynamaya alışmış, site hayatına uyum sağlayamayacaklar.”
- ‘OĞLUMUN HAYALİNİ GERÇEKLEŞTİRİYORUM’
Etkinliklerin yapılmasında desteği olan Nesibe İlbaş da, bu etkinliklerin siyasi tutsak oğlunun hayali olduğunu aktardı. İlbaş, “Kendimi mutlu hissediyorum çünkü çocukları, mahallelileri mutlu ediyoruz. Katılımlar güzel. Bu mahallenin yıkılması benim dünyamın yıkılması demektir. Doğma büyüme buralıyım. Ki ben bunu yaparken de bir hayali gerçekleştirmiş oluyorum; oğlumun hayalini” dedi.
Erhan Turan da mahallede daha önce yaşamış ancak şimdi etkinliğe destek olmak amacıyla ekip içerisinde yer alıyor. Turan etkinliğe ilişkin şunları söyledi: “Çocuklarla ilgilenmek onlara bir şeyler katmak beni mutlu ediyor. Ben şu anda apartman dairesinde oturuyorum ve komşuluk ilişkileri neredeyse sıfır. Aynı apartmanda oturanlar bile birbirlerini tanımıyor ancak buraya geldiğimde kendimi evimde gibi hissediyorum hatta kendi evimde bile bu kadar rahat değilim” diye konuştu.