Murat Yıldız için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz.
Murat Yıldız için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz.
Gözaltında kaybetme resmi görev yapan kimseler tarafından ve bu sıfatlarına dayanılarak işlenmiş bir suçtur. Bir devlet politikası olarak uygulandığı için hukuki süreçleri cezasızlıkla sonuçlanmaktadır.
Çünkü devlet, ağır hak ihlallerinde suça maruz kalanlara “etkili bir iç hukuk yoluna başvurma imkânı tanıma” yükümlülüğünü yerine getirmemektedir.
Bizler; gözaltında kaybedilen insanlarımıza ve adalete ulaşma hakkı engellenenler, Türkiye’de başvuracak etkili bir makam bulamadığımız için 726 haftadır meydanlardayız, sokaklardayız.726 haftadır devlet şiddetine ve bu şiddetin cezasız bırakılmasına karşı adalet talebimizi yükseltiyoruz.
Bizim taleplerimizi yerine getirmekle yükümlü olan iktidar ise 27 haftadır taleplerimizin mekanı Galatasaray’ı bize hukuksuz bir biçimde yasaklayarak maruz kaldığımız ihlallere yeni ihlaller ekliyor. Demokrasi ve insan hakları açısından sicili bozuk tarihimizle yüzleşme ve hesaplaşma ısrarımızı kırmaya çalışıyor. Bugün bir kez daha altını çiziyoruz; haklı mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz.
726. haftamızda 24 yıl önce bugün 23 Şubat 1995 tarihinde İzmir Bornova Özkanlar Asayiş Şubesi’ne teslim olan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Murat Yıldız’ı unutmadık diyerek buluştuk.
19 yaşındaki Murat Yıldız İzmir’de annesi ile birlikte yaşıyordu. Bir kafede otururken çıkan tartışmada silahla havaya ateş ederek olay yerinden uzaklaştığı için polis tarafından aranmaya başladı.
Annesi Hanife Yıldız’ı karakola götüren polisler “Murat hemen gelip teslim olursa ifade vererek serbest kalacak” dedi. Bunun üzerine 23 Şubat 1995 tarihinde Murat Yıldız, avukatı, kuzeni ve annesi ile birlikte, İzmir Bornova Özkanlar Asayiş Şubesi’ne giderek Komiser Ramazan Kaya ile polis memuru Tahir Şerbetçi’ye teslim oldu.
Aradan 3 gün geçtiği halde Murat eve dönmeyince anne Hanife Yıldız, Bornova Özkanlar Asayiş Şubesi’ne gitti ancak sorularına net yanıtlar alamadı. Çelişkili açıklamalar karşısında Hanife Yıldız ısrarını sürdürünce emniyet yetkilileri, Murat’ın emniyette verdiği ifadesinde silahı İstanbul Kartal’da sakladığını söylediği için onu polisler Tahir Şerbetçi ve Şah İsmail Öztürk nezaretinde İstanbul’a gönderdiklerini ama Murat’ın feribottan denize atlayarak kaçtığını ve tüm aramalara rağmen bulunamadığını iddia ettiler.
Anne Hanife Yıldız’ın ” Oğlum kendi isteğiyle teslim oldu. Hapis cezasını bile gerektirmeyen bir suç isnadı karşısında neden kaçsın?” itirazı boşlukta kaldı. Hanife Yıldız’ın tek çocuğu Murat’tan bir daha haber alınamadı.
Hanife Yıldız, Bornova ve Gebze Cumhuriyet Başsavcılıklarına başvurdu. Gebze 2. Asliye Ceza Mahkemesi, beş yıl süren yargılama sonucunda Murat Yıldız’ın feribottan atladığını gören tanık olmamasına rağmen sanık polislerin beyanını esas aldı ve polislere yalnızca “görevi ihmal”den günümüz parasıyla 1.18 kuruş para cezası verdi. Aynı mahkeme 2007 yılında da polislerin görevi ihmalden aldığı ceza ile ilgili davanın bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına karar verdi.
İHD avukatı Gülseren Yoleri, 2015 yılında Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak Murat Yıldız için yeniden soruşturma açılmasını talep etti. Açılan soruşturma iki yıl sonra takipsizlikle sonuçlandı. Takipsizlik kararına yapılan başvuru da reddedildi. Dava Anayasa Mahkemesi’ne taşındı.
Hanife Yıldız tüm yasal yolları kullandı, her yerde oğlunu aradı ancak bugüne kadar Murat Yıldız’ın akıbetini açıklayacak faillerini yargılayacak etkinlikte bir soruşturma ve ceza adaletini sağlayacak bir yargılama yapılmadı.
24 yıllık talebimizi bir kez daha tekrarlıyoruz: Murat Yıldız Dosyası’nda hakikat açığa çıkarılsın ve ceza adaleti sağlansın!
Hakikat ve adalet talebimiz gerçekleşinceye kadar kayıplarımızı aramaktan ve kayıplarımızla buluşma mekânımız olan Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz!
Cumartesi Anneleri
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi
Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon