Cumartesi Anneleri 729’uncu haftasında 1993 yılında gözaltında kaybedilen Ali Kırlangıçlı’nın akıbetini sordu. Eyleme mektup gönderen Ali Kırlangıçlı’nın ağabeyi İbrahim Kırlangıçlı, “Aradan 26 yıl geçmiş olsa da hala içimizde bir yerlerde ‘Ali sağ olabilir’ umudumuz yaşamaktadır” dedi.
Kayıplarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle sürdürdükleri eylemlerinin 729’uncu haftasında Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelmek isteyen Cumartesi Anneleri, bir kez daha polis tarafından engellendi. Cumartesi Anneleri, polis engelli üzerine İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nin bulunduğu sokakta eylemlerini gerçekleştirdi. Sokak, polisler tarafından her hafta olduğu gibi yine ablukaya alındı.
Cumartesi Anneleri, üzerinde kaybedilen yakınlarının fotoğraflarının bulunduğu tişörtler giyerek, ellerinde kaybedilen yakınlarının fotoğraflarını ve kırmızı karanfiller taşıdı.
Basın açıklamasını yapan 12 Eylül 1980 darbesinde gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren’in ablası İkbal Eren, Türkiye’de devletin kayıp yakınlarının şikayetlerini derhal ve titizlikle araştırılmasını sağlama yükümlülüğünü yerine getirmek yerine kayıp yakınlarını 30 haftadır engellediğini söyledi.
‘SİYASİ KARARLA İDAMA MAHKUM EDİLDİ’
Bursa İktisadi ve Sosyal Bilimler Fakültesi 4’ncü sınıf öğrencisi olan Ali Kırlangıçlı’nın 12 Eylül askeri darbesinin ardından 2 Ekim 1980 tarihinde tutuklandığını belirten Eren, Kırlangıçlı’nın İstanbul’da askeri mahkemede yargılandığını ve siyasi bir kararla idama mahkum edildiğini ifade etti. Eren devamla şöyle dedi: “28 Mayıs 1990 tarihinde Bayrampaşa Kapalı Cezaevi’nden dört kişiyle birlikte firar edip yurtdışına çıktı. 1993 yılının başında Türkiye’ye döndü. 6 Mart 1993 tarihinde İstanbul Kartal/ Esentepe’de bir eve yapılan polis baskınında, sağ yakalanabilecek beş kişi taranarak öldürüldü. Aynı operasyon kapsamında, polisler Fatih’te bulunan bir eve de baskın yaparak evde bulunan beş kişiyi gözaltına aldı. Ali Kırlangıçlı 7 Mart 1993 tarihinde saat 11.00’e doğru İstanbul Fatih’teki bu eve gitti. Gittiği eve gece polis baskını yapıldığından ve halen evde kurulu olan polis karakolundan habersizdi.”
‘PLANLAYANIN HANİFİ AVCI OLDUĞU ANLAŞILDI’
O tarihten bu yana Ali Kırlangıçlı’dan bir daha haber alınamadığını da dile getiren Eren,“Aynı operasyon kapsamında gözaltına alınan 24 kişinin gözaltı kaydı yapıldı. Ancak Ali Kırlangıçlı’nın gözaltı kaydı yapılmadı ve gözaltına alındığı reddedildi. Yakın akrabaları olan avukat Kemal Kırlangıç aile adına girişimlerde bulunduysa da herhangi bir bilgiye ulaşamadı. Olaydan 17 yıl sonra dönemin İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Hanifi Avcı’nın ‘Haliç’teki Simonlar’ adlı kitabı yayınlandı. Kitapta anlattıklarından, 6 Mart 1993 tarihinde İstanbul’un değişik semtlerinde gerçekleşen operasyonları planlayan kişinin kendisi olduğu anlaşıldı” dedi.
‘SORUMUZ YANITSIZ KALDI’
Avcı’nın kitabında Kartal/Esentepe’deki ev baskınında altı kişinin öldürüldüğünü yazdığını da kaydeden Eren son olarak, “Oysa tüm resmi belgelerde bu evde öldürülenlerin beş kişi olduğu yazılıydı. Kitapta öldürüldüğü söylenen altıncı kişi aynı operasyon kapsamında ‘Fatih’te karakol kurulan eve giden Ali Kırlangıçlı mıydı?’ sorumuz cevapsız kaldı. Ali Kırlangıçlı’nın akıbetinin açığa çıkartılmasını, sorumlu olanların belirlenmesini ve cezalandırılmasını sağlayacak nitelikte bir soruşturma başlatılması için, savcıları göreve çağırıyoruz. Kayıplarımızı aramaktan ve kayıplarımızla buluşma mekanımız olan Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.
Okunan basın metni ardından Ali Kırlangıçlı’nın ağabeyi İbrahim Kırlangıçlı’nın eyleme gönderdiği mektup Mehmet Kılıç tarafından okundu.
‘ALİ DEVRİMCİ KİŞİLİĞİYLE ÖLÜMSÜZLEŞMİŞTİR’
Mektupta şu ifadelere yer verildi: “Kardeşim Ali Kırlangıçlı’yı gözaltına alan İstanbul Emniyet Müdürlüğü Ali’nin gözaltına alındığını kayıtlara geçirmedi ve bizleri bilgilendirmedi. Haberi duyar duymaz avukat Kemal Kırlangıç tarafından bu durum soruşturulmasına rağmen gözaltına alındığı kabul edilmedi. Tüm girişimlerimiz boşa çıkarıldı. Tam 26 yıldan bu yana kardeşimin durumu ile ilgili olarak içimiz kaygılarla doludur. Ali Kırlangıçlı’nın gözaltına alınmasından sonra ne yapıldığı açıklanmak zorundadır. O günden bu yana kendisinin ölü mü canlı mı olduğu konusunda hiçbir haber alamadık. Kardeşime ne oldu? Kimi kimden sorayım? Ne ölüsünden ne dirisinden haber alamadığımız kardeşim Ali’yi kimlere sorayım? Çalmadık kapı kalmadı ama cevap yok. Aradan 26 yıl geçmiş olsa da hala içimizde bir yerlerde ‘Ali sağ olabilir’ umudumuz yaşamaktadır. Kardeşim Ali devrim mücadelesinin isimsiz kahramanlarından biri olarak tarihteki yerini almıştır. Bir mezar taşı bile olmayan kardeşim Ali, devrimci onuru ve kişiliğiyle ölümsüzleşmiştir. Aramızdan ayrılan tüm gözaltında kayıplar gibi onların hepsi insan güzeliydiler.”
Okunan mektup ardından eylem sonlandı.