Alman Gazeteci Barbara Kistler’in THKC – Kır Gerilla Birliği Komutanı Serpil Şensoy İle Gerçekleştirdiği Röportaj
Barbara Kistler Röportaj yapma teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz.
Serpil Şensoy: Biz teşekkür ederiz. sorularınızı cevaplamadan önce Devrim ve Sosyalizm kavgasında şehit düşen bu uğurda bedel ödeyen bu şanlı bayrağı bizlere taşıma onurunu yaşatan şehitlerimizi anarak devrim ve sosyalizm bayrağını zafere kadar taşıyacağımızın sözünü yenileyerek sorunlarınızı cevaplayalım.
1 – Barbara Kistler: Kendinizi tanıtırmısınız ? ( örgütünüzü ve KBDH’ni kısa bir şekilde, İsim, Soyisim, örgütünüzde ve KBDH deki konumunuz )
Serpil Şensoy: Ben Türkiye Halk Kurtuluş Cephesi (THKC ) Kır Gerilla Birlikleri Komutanı Serpil Şensoy, Partimiz Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi ( THKP-C ) Dünya’da ve ülkemizde 68 gençlik hareketi olarak bilinen tarihsel dönem içerisinde şekillenmiş ve 1970 Aralık ayında THKP-C adı ile işçi ve emekçi halkımızın kurtuluşu için tarih sahnesindeki yerine almıştır. bu temelde emperyalizme ve emperyalizmin ülkemizdeki işbirlikçi hainler ittifakı olan Oligarşik diktaya karşı politikleşmiş askeri savaş stratejisi ( PASS) çizgisinde kesintisiz savaşını başlatmıştır. Bu savaş doğrultusunda işçi ve halk düşmanlarına karşı devrimci şiddet ekseninde bir dizi eylemler gerçekleştirmiştir.
30 Mart 1972 Yılında Deniz Gezmiş’lerin idamını engellemek için Kızılde’re yoluna çıkılmış fakat Kızılde’re de düşman tarafından kuşatılmış bu kuşatma sonrasında partimizin kurucusu Mahir Çayan ve 9 yoldaşı düşmanla girilen çatışmada şehit düşmüşlerdir. Bizim birlik anlayışımızın ve devrimci güçlerle düşmana karşı birlikte savaşma irademiz bu tarihsel direnişin birlik ruhuna ve iradesine denk düşen bir içerik taşımaktadır. Ha birde şu hususu vurgulamak gerekir partimiz THKP-C ve Mahir Çayan sadece Deniz Gezmiş’lerin idamını engellemek için yola çıkmamışlardır. Eylemdeki amaçlanan bu olsa da asıl yönelim Deniz Gezmiş ve yoldaşlarını kurtararak kır gerillacılığının başlangıç adımlarını atmak istemeleridir, Fakat bu gerçekleştirilememiştir. 30 mart 1972 sonrası Kızılde’re de örgütsel yapısı dağılan partimiz, tekrar kesintiye uğrayan savaşı başlatmak için dağınık PARTİ-CEPHE güçlerinin birliğini gerçekleştirme kapsamında 1975 yılında kendini PARTİ-CEPHE hareketi Marksist Leninist Silahlı Propaganda Birliği (MLSPB) olarak örgütlemiş ve kesintiye uğrayan savaşı tekrar başlatmıştır.
Aslında MLSPB hem THKP-C’nin bir devamı hem de 12 Mart darbesiyle birlikte dağılan devrimci güçlerin birliğini gerçekleştirmeyi önüne hedef olarak koyan bir örgüttür. O tarih içinde bu perspektif temelinde, emperyalizme ve faşizme karşı 12 eylül 1980 darbesine kadar savaşı sürdürmüş ve darbeyi gerçekleştiren Amerikancı cunta generallerine karşı devrimci silahlı savaşımını sürdürmüştür. Haziran 1981 yılına kadar sürdürülen bu savaş esnasında partimizin lider kadroları Mete Atilla Ermutlu, Tamer Arda , Kadir Tandoğan ve onlarca yoldaşımız şehit düşmüştür. Amerikancı cunta günlerinde ve cunta zindanlarında faşizme ve tek tipleştirmeye karşı direniş çizgisini zindanlarda devam ettirmitir.
1990 ‘lı yıllara gelindiğinde dünya denklemi bozulmuş, ilişkiler ve çelişkiler yeniden şekillenmeye başlamıştır. Yani 1990 tarihsel bir kırılmadır. Bu kırılma hem dünya halkları hem de ülkemiz ve Ortadoğu açısında yeni bir dönemdir. İşte bu tarihsel dönem içinde partimiz sürece ideolojik ve politik temelde yanıtlar üretme ve geleceğe ilişkin saptamalar yaparak kırılan ve tıkanan süreci aşma yönünde çabalar içinde olsa da pratik planda sonuç alıcı bir başarı sergileyememiştir. 2000 li yıllarda ise tıkanan süreci aşma noktasında ülkemizdeki devrimci yenilenmenin somutlaşan iradesinin ilk adımlarını atmıştır. Bu bağlamda ideolojik ve teorik boyutta ve örgütsel planda dikkat çekecek bir düzey yakalamıştır.
2011 yılında emperyalist güçlerin Suriye’ye dönük müdahalesiyle birlikte Büyük Ortadoğu Projesi (BOP)’nin askeri planda finalinin gerçekleşeceği bir düzleme evrilmiştir. Bu müdahale ile birlikte yüzyıllardır Ortadoğu’nun statükocu devletlerinin sömürgesi olan Kürdistan ülkesinin Rojava parçasında Kürt ulusu kendi kaderini tayin etmenin ilk zaferini elde etmiştir. O günlerde Daiş çetelerine karşı Kobane’de girilişen irade savasında partimiz enternasyonalist özüne denk düşen bir adım atmıştır ve Rojava devrimindeki yerini almıştır.
2015 yılında bu kapsamda Türkiyeli ve dünyadaki devrimci güçler bir araya gelerek Enternasyonalist Özgürlük Taburunu kurmuştur (EÖT). Partimiz bu taburun kurucu üyesi ve iradesidir. Alper Çakas yoldaşımız ise Enternasyonalist Özgürlük Taburu’nun ve partimizin enternasyonalist tutumunun somut ifadesidir. Fakat burada bir parantez açmak gerekir, Enternasyonalizm anlayışına ilişkin hatalı ve genel kabul gören oryantalist bir bakış açısı vardır. Enternasyonalizm bugün açısında dünya denkleminin Ortadoğu ekseninde şekillendiği bir anda asıl olarak bölgesel bağlamda işletilerek yani Ortadoğu kapsamında ele alınarak dünya’ya yayılmalıdır.
KBDH ile ilgili Sorduğunuz sorunun yanıtına gelince cevabı aslında bu mücadele sürecinin içinde saklıdır. Bu kapsamda zaten sizinde sormuş olduğunuz 2.soru ile bağlantılıdır
2 – Barbara Kistler: Hangi amaç ve ilkelerle KBDH’ne katıldınız ? Sizin için önemi ve katılma kriterleri nelerdir ?
Serpil Şensoy: 2016 yılına gelindiğinde ise 3.paylaşım savaşının ( 3.Dünya savaşının ) Ortadoğu düzleminde yürütüldüğü ,emperyalist güç odaklarının bölgesel planda hegomanya çatışmasına giriştikleri ve bütün denklemin bu temelde şekillendiği , ilişki ve çelişkilerinin ve çatışan emperyalist güç merkezlerinin kendilerini yeniden tahkim ettikleri bir tarihsel anın içindeyiz. Bu açıdan ülkemiz, Kürdistan ve Ortadoğu’daki devrimci güçlerin emperyalizme ve faşizme karşı Ortadoğu halklarının birliğinin ilk adımı olarak nitelendirebileceğimiz HBDH 12 mart 2016 kuruluşunu ilan etmiştir. Bu temelde partimiz iki ülke devriminin birleşik iradesinin HBDH’nin kurucu üyesidir. Bu iradenin iki ülke devrimi açısından ise 2016 yılında şehit düşen Muhammed Arslan ( Kadir Tandoğan ) yoldaşımız hem partimizin ilk kır gerillası olarak hemde birleşik devrimin mihenk taşı olmanın somut ifadesidir.
Bu bağlamda atılan adımın kadın mücadelesinin şekillenmesi açısında devamı KBDH’dir ve 2017 yılında kuruluşu gerçekleşmiştir. Partimiz ise bu atılan adımın kadın iradesi açısından kurucu üyesi, birleşenidir. Ülkemiz’de , Kürdistan’da ve Ortadoğu bataklığında gerici şiddet – savaş sarmalında kadın iradesinin hiçleştirildiği ve etkisizleştirildiği bir ortamda KBDH devrimci ve ilerici zorun silahlı temelde kadınlarca örgütlü kılındığı, bu temelde açığa çıkartıldığı, birleşik gücünün inşa edildiği ve somutlaştığı bir devrimci kadın gücüdür. Biz KBDH bu kapsamda ele alıyoruz.
3 – Barbara Kistler: Afrin’den sonra savaş taktik ve stratejisinde nasıl değişiklikler oldu? ( gerilla savaş tarzı ve KBDH ‘nın görevleri üzerine )
Serpil Şensoy: Süreci bir bütün olarak ve iç içe ilerleyen politik – askeri kapsamda ele almak gerekir. Yani 2011 yılından itibaren emperyalist Anglo-Sakson blok’un Suriye’ye müdahalesi ve bu müdahale sonrasında gelişen süreçler toplamı ve bu toplamın üç kritik dönemeç noktası ve her dönemeç noktasının hem devrim, hemde karşı-devrim güçlerinin politik- askeri planda konumlanışları ve yönelimleri söz konusudur .
- si Kobane ve sonrası savaşın taktiği Emperyalist Anglo-Sakson blok tarafından organize edilen ve Kobane üzerine salınan çeteler ve bu çetelerin iradesinin kobane’de kırılarak sürecin Kürt halkının lehine dönüşü vardır .O zaman ki savaşın taktiği tarihteki hendek savaşlarına benzetilebilir. Yani çetelere karşı yürütülen savaş’ın taktiği modern çağın hendek savaşları olarak adlandırılabilir.
- ci aşaması ise: Faşist Türk Devlet’inin Bakur Kürdistan’ına yönelik topyekün saldırısıdır. Bu saldırıda sayıca teknik ve teknolojik olarak üstün bir güce sahip işgalci orduya karşı halkın sokağını, mahallesini ve kentini savunmak için hendekler açarak, barikatlar kurarak giriştiği bir mevzi- direniş diğer yandan bu direnişi takviye etmeye çalışan düşmanın teknik ve teknolojik üstünlüğünü vur-kaç taktikleri ile boşa düşürme savaşını yürüten gerillanın ve halkın öz direnişinin iç içe geçtiği bir savaş. bu savaşta ise hem hendek savaşlarının taktiği hemde gerilla savaşının taktiği iç içe bir konsept açığa çıkarmıştır.
- sü ise: Efrin 35 km derinlikte 55 km uzunlukta Akdeniz hattında yer alan bir coğrafya parçasıdır. Yani Efrin küçük ama oyun büyük . Efrin operasyonu ve işgali aslında Nato operasyonu ve işgalidir. faşist Türk Devleti’nin Efrin işgali Anglo-Sakson emperyalist blok’un çıkarları adınadır.
Efrin’e yönelik Nato’cu işgal ordusunun saldırısı esnasında Siyonist İsrail’e karşı Filistin direnişin de sıkça karşılaştığımız kentini savunmaya dönük, Efrin halkının canlı kalkan eylemleri gerçekleştirilirken, kadın iradesi fedai temelde Avesta Xabur şahsında yeniden açığa çıkmıştır. Aslolarak da halk savaşı stratejisinin ilk etabında küçük birimler halinde, teknik – teknolojik ve fiziki üstünlüğe sahip düşmana karşı, gerillanın vur kaç eylemleri belirleyici olmuştur. Bu direniş esnasında Ramazan Güleken yoldaş, partimizin gerilla savaşı çizgisine ve bölgesel bir devrim perspektifine denk düşen bir netlikle Nato’cu işgal ordusuna karşı savaşarak şehit düşmüştür.
KBDH açısından ise, kadın iradesi artık devrimci ve gerillacı temelde şekillenmektedir. Sürecin yönelimi bu yöndedir. Bu tarz ve yönelim, devrimci ve silahlı temelde KBDH saflarına akıtıldığı, imkan ve olanakları etkili ve örgütlü kılındığı taktirde, hem Ülkemiz’de hem Kürdistan’da hem de Filistin’de çağ dışı ve gerici güçlere karşı başarı ve zafer kaçınılmaz olacaktır.
4- Barbara Kistler: KBDH içerisinde bir çok örgüt var örgütünüzü diğerlerinden ayıran nedir? Farklılıklar nelerdir?
Serpil Şensoy: Bu soruyu çok anlamlı bulmadık . KBDH’ın birlik ruhunu hafifleten bir içerik taşımaktadır. Biz farklılıklarımızı değil birlikteliklerimizi ön plana çıkarma çabasındayız. Her şeye karşın burada söz konusu olan, “farklıklar” değil, “birlikteliğimiz” dir. KBDH’ni kurmamızdaki esas amaç, ayrı örgüt kanallarından akan kadın devrim enerjisini birleştirmek, bütünleştirmek ve büyütmektir. Kadınlar olarak ortak strateji, ortak politika, ortak örgütlenme ve eylem geliştirmeyi çok ama çok önemli görüyoruz.
5-Dünyadaki kadınlara nasıl seslenmek istersiniz ? (Dünyadaki kadınların KBDH’ne yakınlaşması için)
Serpil Şensoy: Ülkemiz’de, Ortadoğu’da ve Dünya’da Özgürlükten, eşitlikten, devrimden yana tüm kadınları KBDH saflarında birleşmeye, daha güçlü bir biçimde erkek egemen sisteme ,emperyalizme ve faşizme karşı direnişi örgütlemeye, mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz.
KADININ KURTULUŞU DEVRİMCİ DİRENİŞTE VE SOSYALİZMDE !
YAŞASIN HALKLARIMIZIN KURTULUŞ SAVAŞI !
DEVRİMCİ SELAM VE SAYGILAR
TÜRKİYE HALK KURTULUŞ CEPHESİ – KIR GERİLLA BİRLİKLERİ KOMUTANI
SERPİL ŞENSOY – 25 TEMMUZ 2018