Yemen lideri Husi: Trump, yüzyılın suçunu taçlandırmaya yöneldi

0 20
image_pdf

Yemen Lideri Seyyid Abdulmelik el-Husi’nin bölgesel ve uluslararası gelişmeler hakkında bugün yaptığı konuşmasında, “İlk döneminde “Yüzyılın Anlaşması” ünvanını taşıyan Trump, ikinci döneminde Filistin halkını yerinden ederek yüzyılın suçunu taçlandırmaya yöneldi.” ifadelerini kullandı.

Abdulmelik el-Husi, “Filistin halkına yönelik böylesi saldırgan bir plan karşısında asla sessiz kalmayacağız, planı kuvvete başvurarak veya Arap rejimleriyle anlaşarak uygulamaya koymak isterlerse, Yemen askeri gücüyle harekete geçecektir.” vurgusu yaptı.

Yemen lideri Seyyid Abdulmelik el-Husi, Filistinlileri Cehennemle tehdit eden Trump’a, “Ey zalim, ey kâfir, ey tağut!  Cehennem senin ve senin gibiler içindir” diyerek meydan okudu.

YEMEN LİDERİ ABDULMELİK EL HUSİ’NİN KONUŞMASI ŞÖYLE:

Mücrim tağut Amerikan Başkanı Trump’ın Filistin halkını yerinden etme planını açıklaması, insanların büyük bölümünü şaşırttı ve büyük bir hoşnutsuzlukla karşılandı.

Trump’ın Filistin halkını topraklarından ve vatanlarından sürme planı, birçok hakkın kaynağı olan bir hakkın gasbıdır.

Kimileri, mücrim tağut Trump’ın sözlerinin, onun söylediği gerçek dışı, mantık dışı, kabul edilemez ve akıl dışı sözlerden biri olduğunu düşündü. Kimileri, mücrim Trump’ın sözlerinin ciddi olmadığını, İsraillilere iltifatı ve siyonizme olan bağlılığının boyutu ve ifadesi bağlamında olduğunu düşündüler.

Mücrim Trump’ın Filistin halkını yerinden etme konusunu tekrarlamasıyla, hak ve adaleti reddeden suç planındaki ısrarı ortaya çıktı.

Gazze’nin satın alınması konusu, çok safça ve tuhaf bir söylem olduğu için, dünya çapında tepkiyle karşılandı ve bir tür espri konusu oldu.

Amerikan Başkanı, medeniyet sahibi ve özgürlükler ülkesi olarak kendini tanıtan bir ülkenin sahte unvanlarını bile küstahça ve utanmazca inkar etti.

Trump’ın planı tamamen saçmalıktır, tamamen ifşadır ve Amerika’nın sadık yandaşları tarafından örtbas edilecek veya meşrulaştırılacak hiçbir başlık yoktur.

Amerikan önerisi Amerikan tiranlığının bir ürünüdür ve gerçeklerden ne kadar uzak olursa olsun, ne kadar haksız ve yanlış olursa olsun hiçbir Amerikan önerisine şaşırmıyoruz. Amerikalıda açgözlülük, tamah ve zorbalık hastalığı vardır ve politikaları, pozisyonları ve davranışlarıyla zorbalığı yansıtır.

Trump bu tezi tekrarlamaya ve bunu yaygınlaştırmaya, insanları buna ikna etmeye çalışmaya başladı ve hatta bazı Arap rejimlerine bunu kabul etmeleri için baskı yapmaya başladı.

Amerika’nın tiranlığının tezahürlerinden biri de Amerikalıların, yalanı ve adaletsizliği benimsemeleri ve adaleti ve gerçeği tamamen ve tümüyle reddetmeleriyle bu aşamaya gelmiş olmalarıdır; ve bu beklenen bir durumdur.

Amerikalı, Siyonist projeye inanıyor ve onu başarmaya çalışıyor, son zamanlarda da bu zalim projede başarıya ulaşma telaşına kapılmış durumda. Amerikalıların Siyonist projede elde ettiği her başarı, halkların haklarının gaspı ve hiçbir gerekçesi olmayan tam bir adaletsizliktir.

İlk döneminde “Yüzyılın Anlaşması” ünvanını taşıyan Trump, ikinci döneminde Filistin halkını yerinden ederek yüzyılın suçunu taçlandırmaya yöneldi.

Trump, yeni bir başlığı son derece açık ve net bir biçimde ortaya koyuyor ve Filistin halkına destek vermede başarısız olan Arap rejimlerini ikna etmeye çalışıyor. Trump Arap rejimlerini köşeye sıkıştırıyor ve onlara diyalog, ikna ve anlayış yöntemiyle değil, uygulamaları için emirlerini dayatıyor. Trump, Arap rejimlerine ne yapmaları gerektiğini ve yapacaklarını söylüyor ve onlara dayatmacı, emir ve direktif veren bir dille hitap ediyor.

– TRUMP, SİYONİST YAHUDİLERİ ABD’YE TAŞIYABİLİR

Amerika, Filistin halkının Gazze Şeridi ve Batı Şeria’dan göç ettirilmesi sorununu gündeme getirerek, Filistin davasını tamamen tasfiye etmeyi amaçlıyor.

Amerikalıların geçmişte Araplara söylediği ve onları “barış” ve “iki devletli çözüm” adı altında sürüklediği şeyler sadece bir aldatmacadır.

Amerikalılar, Filistin Yönetimi’nin, kendi gözetim ve himayeleri altında, İsrail düşmanıyla “iki devletli çözüm” konusunda yaptığı tüm anlaşmalardan vazgeçiyorlar.

Amerikalıların yerinden edilme konusunu gündeme getirmeleri, geçmiş tüm aşamalarda sadece aldatmacaya güvendiklerini ortaya koyuyor.

Amerikan yaklaşımı, Filistin’i tümüyle kontrol altına almayı ve Filistin davasını kesin olarak tasfiye etmeyi hedefleyen Siyonist projenin çerçevesi içindedir. İsrail’in diğer Arap ülkelerini kontrol altına alma çabalarına destek veren Amerikan pozisyonu açıktır ve haritalar da açıktır.

İsrail’in kontrolü güçlendirme, fırsat ve koşulları hazırlama, işleri aşamalı olarak başarma ve olaylar yaşanırken hazırlık yapmayla ilgilidir.

Amerikalılar tiranlıklarında, saldırganlıklarında ve hakikati, adaleti ve insan doğasında ve dünyadaki ülkelerin gelenekleri çerçevesinde tanınan ilkeleri reddetmelerinde nettirler.

Uluslararası hukuk, yerinden etme suçunu bir savaş suçu olarak kabul ediyor, oysa Amerikalılar hiçbir şeyi umursamıyor ve insanlar arasında bilinen her şeyi inkar ediyor.

Amerikalılar, Filistin halkını ve Gazze’yi Amerika ve İsrail uğruna yüzüstü bırakan, kendilerine sadık ve onlarla ilişkili olanları bile reddediyorlar.

Amerikalılar, kendilerine bağlı olanların Filistin halkını hayal kırıklığına uğratmasını ve Hamas, Kassam Tugayları ve Gazze’deki savaşçı direniş gruplarını yok edilmesini teşvik etmesini takdir etmedi.

Doğru yaklaşım, Amerikan Yahudilerinin Siyonist Yahudileri Filistin’den çıkarmalarıdır; çünkü onlar gasıb, işgalci, zalim, suçludur ve bölgedeki kötülüğün kaynağıdır. Eğer Trump ve Amerikan yaklaşımı Siyonist Yahudilere şefkat göstermek üzerine kuruluysa, bunları ABD’ye taşıyabilirler ve çok geniş alanlar var. Amerikalılar, Siyonist Yahudileri Amerika’ya transfer edebilir ve onlara eyaletlerinden birini verebilirler; çünkü Amerika’nın geniş toprakları ve hala ıssız bölgeleri var.

– TRUMP, CEHENEM SENİN İÇİNDİR

Gazze Şeridi ve Batı Şeria halkını yerinden etme adımı kısmi bir adım değil, genişlemeyi, yayılmayı ve işgali hedefleyen Siyonist projenin bir parçasıdır. Siyonist projenin asıl hedefi Filistin’deki İslam’a ait kutsal mekanlar, özellikle de Mescid-i Aksa’yı hedef almaktır.

Amerikan planı tam anlamıyla açık bir tiranlık ve skandaldır, hiçbir örtüsü olmayan ve hiç kimsenin haklı gösteremeyeceği düpedüz yalandır. Amerikan planı, tüm teşhirciliği, arsızlığı ve çirkinliğiyle, kâfir zorba Trump ne kadar konuşursa konuşsun, Arapların kabulü olmadan başarılı olamaz.

Filistin, Mısır ve Ürdün’e komşu Arap rejimleri, Suudi rejimiyle birlikte, Amerikan planını kabul edip etmemede önemli bir role sahipler. Amerikan planının Arapların bunu kabul etmesine bağlı olması, Araplara, Arap rejimlerine ve halklara büyük sorumluluk düştüğü anlamına geliyor.

Arapların ve Arap rejimlerinin, ulusal güvenlikleriyle ilgili olarak insani, ahlaki ve dini bir sorumluluğu bulunmaktadır. Mısır, Ürdün ve Suudi Arabistan’ın Trump planına karşı açıkladıkları tutum önemli ama daha da önemlisi bu tutumda samimi olmak.

Trump’ın Filistin halkını yerinden etme planının geçersiz, kötü ve kabul edilemez olduğu konusunda Filistinli, Arap, İslam ve uluslararası alanda bir fikir birliği var.

Araplar Amerikan planını kabul etmemeli, çünkü kabul etmeleri durumunda Amerikalılarla birlikte bu iğrenç suçta temel bir rol oynayacakları anlamına geliyor.

ABD, Arap rejimlerini bir skandala, büyük bir suça, dinlerine, milletlerine, ülkelerinin ve halklarının çıkarlarına aykırı çok çirkin bir meseleye sürüklemek istiyor.

Arap rejimlerinin 15 ay boyunca Gazze’yi terk etmesi sonucunda Amerikalılar, bu küstahça ve yanlış yöntemle Filistin davasının tasfiyesine katılmayı arzuladılar.

Arap, İslam ve uluslararası alanda birlik ve beraberlik içinde hareket ederek, bölünmeleri durdurarak ve Amerikan planını reddetmek için hep birlikte hareket ederek oluşan mutabakattan yararlanmalıyız.

Gazze ve Batı Şeria’daki Filistin halkı fedakardır, sabırlıdır, kararlıdır ama herkesin onlara destek olması, yardımcı olması, yanlarında durması gerekir. Gazze ve Batı Şeria’da Filistin halkını arkadan hançerlemekten ve düşmanla işbirliği yapmaktan herkes sakınmalıdır.

Amerikan planının onaylanmaması ve bu konudaki tutumun sağlam ve kararlı olması gerekir, aksi takdirde ciddi sonuçları olan büyük bir ihanet olur. Amerikan planının onaylanması Arap ulusal güvenliği ve tüm bölge açısından çok ciddi sonuçlar doğuracaktır.

Amerikan tarafından gelen tüm cazibelere ve baskılara rağmen dürüst ve kararlı bir duruş sergilenmesi gerekiyor. Bu planı reddetmek için doğru tutum etrafında birleşerek, işbirliği yaparak ve kenetlenerek, Amerikan baskılarını ve Amerikan ayartmalarını yenebiliriz.

Arap rejimlerinin Filistin davasına zarar verecek şekilde pazarlık ve mübadelede bulunmalarına karşı dikkatli olun, dikkatli olun, sonra dikkatli olun, sonra dikkatli olun.

Amerikalılar çıkmaza girerse ertelemeye başvurabilir ve ileride bu planın önünü açacak müzakerelere ve uzlaşmalara girişebilir.

Filistin halkı nezdinde ciddi bir duruş sergileyebilmek için herkesin gafletten uyanması ve düşmanların emel ve hedeflerinin gerçekliğini kavraması gerekmektedir.

Bazı Arap rejimleri Filistin’deki mücahit kardeşlerimize karşı olumsuz tutumlarını değiştirmeli ve daha önce onları terörist ve diğer şeyler olarak sınıflandırma konusunda yaptıklarını değiştirmelidir.

Yemen’deki iman ve hikmet dolu duruşumuz, Filistin halkına ve onun aziz mücahitlerine destek olmak, onlarla birlikte her türlü ciddi ve samimi duruşu sergilemek noktasında sağlam ve ilkelidir.

Eğer Amerikalılar ve İsrailliler planı zorla uygulamaya çalışırlarsa veya Arap rejimleriyle uygulamayı kabul ederlerse, askeri güç kullanarak bile olsa müdahale edeceğiz.

Yüzyılın suçuyla mücadelede yaptığımız gibi, Amerikalılara ve İsraillilere karşı cihadi sorumluluğumuzu yerine getirmek ve Filistin halkına destek olmak için harekete geçeceğiz.

Amerikalılar ve İsrailliler zorla yerinden etme planını uygulamaya kalkarsa füze saldırıları, insansız hava araçları, deniz operasyonları ve diğer araçlarla müdahale edeceğiz.

Amerikalılar ve İsraillilerin bu sahte, haksız, saldırgan ve suç teşkil eden planı zorla uygulamaya koymaya kalkışmalarına asla seyirci kalmayacağız.

Biz onların saldırganlıklarına karşı kuvvetle, askeri müdahaleyle, Allah yolunda cihadla mutlaka karşılık vereceğiz.

Filistin halkına yönelik böylesi saldırgan bir plan karşısında asla sessiz kalmayacağız, onların topraklarından ve vatanlarından sürülmelerini kabul etmeyeceğiz.

Hamas, Kassam Tugayları ve direniş gruplarından birinci etabın gereklerine ilişkin bir bağlılık ve sadakat söz konusuyken, İsrail düşmanı henüz tüm gerekleri yerine getirmedi.

Amerikalı, İsrail’i yükümlülüklerini ihlal etmeye ve bunları tam olarak yerine getirmemeye teşvik ediyor; oysa bu yükümlülükler insani boyutu olan yükümlülükler.

İsrail düşmanı, birinci aşamanın uygulanması konusunda kalan yükümlülüklerini yerine getirmemiş, Amerikan teşvikiyle oyalama ve inkarcılık yapmaktadır.

Amerikalılar kefil olmasına rağmen, tüm hak, sözleşme ve anlaşmaları reddeden bir kefildir. Amerikalılar yalan söyleyen, ortalığı karıştıran, gerçeği ve adaleti inkar eden aldatıcı bir kefildir.

İsrailliler, ikinci aşamadan kaçanın kendisi olduğunu çok net bir şekilde ortaya koyarken, suçlu Netanyahu da birinci aşamayı uzatma niyetini açıklayan kişi oldu.

Trump, cumartesi günü tüm tutukluları serbest bırakmamaları halinde Filistin halkını ve direniş hareketlerini saldırganlıkla tehdit etti.

Trump Filistinlilere cehennemi vaat ediyor ve onları tehdit ediyor; kâfir, suçlu, zalim ve soytarı ise kendisinin bunun uygulanmasının garantörü olduğu anlaşmayı bile inkar ediyor.

Trump’ın pozisyonu tüm uluslararası normlardan bir sapmadır. Aldatmacadır, yalandır, ihanettir ve tiranlık dilinin ve cehennem tehditlerinin kullanımıdır.

(Trump’a) Cehennem senin içindir, ey zalim, ey kâfir, ey tağut! Cehennem sizin ve sizin gibilerin, zalimlerin, tağutların, mücrimlerin ve müstekbirlerindir.

– FİLİSTİN HALKI, YALNIZ DEĞİLSİNİZ

Filistin’deki mücahit kardeşlerimiz, esir değişim süreci tamamlanmadan, ellerindeki tüm düşman esirlerinin serbest bırakılmasını kabul edemezler.

Eğer Amerikalılar ve İsrailliler gerilimi tırmandırmaya doğru giderse bu, bölgenin büyük bir sorunla karşı karşıya kalacağı anlamına gelir.

Hamas ve Kassam Tugayları’nın elindeki esirlere gelince, düşman bunları zulüm, suç ve saldırganlık diliyle elde edemez.

15 aylık süreçte yaşanan deneyimler, Amerikalı ve İsraillilerin sonunda bir anlaşmaya varmak zorunda kaldıklarını gösteriyor.

Öncelikle Filistin halkına, direnişine ve aziz mücahitlerine destek olacak bir Arap ve İslam duruşunun gerekliliğini vurguluyoruz.

Zulüm diline karşı güçlü, açık ve net bir Arap ve İslam duruşunun olması gerekir.

Amerikan tiranlığının mantığı ve davranışları karşısında güçlü ve kararlı bir duruş, güçlü bir dil sergilenmelidir.

Bizler, iman, cihat ve hikmet Yemenlileri olarak, daha önce de belirttiğimiz gibi, Filistin halkına tam, ciddi ve samimi desteğimizi yineliyoruz.

Zalim Trump’ın tehdidine dayanarak Amerikalılar ve İsrailliler Cumartesi günü, öncesinde veya sonrasında Gazze Şeridi’ne saldırırsa derhal askeri müdahalede bulunacağız.

Hem İsrail hem de Amerikan düşmanlarını hedef almaktan çekinmeyeceğiz ve anlaşmanın uygulanmasını takip edeceğiz.

Anlaşmanın ihlal edildiğini, Filistin halkına yönelik yeni bir tırmanışın yaşandığını, kapsamlı bir saldırganlığın söz konusu olduğunu gördüğümüzde, Filistin halkına destek olmak için nasıl müdahale ettiysek, aynı şekilde askeri müdahalede bulunacağız.

Yarın aziz milletimiz inşallah samimi ve ciddi bir ikaz mesajı gönderecektir.

İnşallah halkımız yarın başkent Sana’da ve çeşitli vilayetlerde büyük bir gösteri düzenleyerek Filistin halkına olan samimi ve ciddi desteklerini tüm dünyaya duyuracaktır.

İnşallah yarın halkımız Filistin halkına her alanda, askeri seçenek de dahil olmak üzere tam desteğini açıklamak üzere meydanlara çıkacaktır.

Yarın inşallah halkımız, Amerikalılar ve İsrailliler Filistin halkını yerinden edecek veya onların kutsallıklarına ve kırmızı çizgilerine dokunacak bir adım atarlarsa aynı tavrı tüm dünyaya teyit etmek üzere sokağa çıkacak.

Amerikalılar ve İsrailliler önünde aşağılanmak imanla hiçbir şekilde bağdaşmaz ve ülkemizin kimliği iman üzerine kuruludur.

Değerli halkımızı yarın İsrail ve Amerikan düşmanlarına güçlü bir uyarı mesajı vermek için mitinglere katılmaya çağırıyorum.

Suçlu Trump’ın tehdidini gerçekleştirmesi halinde silahlı kuvvetlerin askeri müdahaleye hazır olmasını talep ediyorum.

Filistin’deki ve direniş eksenindeki mücahit kardeşlerimizle sürekli izleme ve koordinasyon halinde olacağız, duruşumuz bu tavanda, açıklıkta ve ciddiyettedir.

Filistin’deki mücahit kardeşlerimize ve tüm Filistin halkına şunu söyledik: Yalnız değilsiniz ve asla yalnız olmayacaksınız. Biz sizinleyiz, Allah sizinledir. Sizinleyiz ve tüm Filistin özgürleşene kadar sizinle kalacağız.

image_pdf
Bunları da beğenebilirsin

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.