Hizbullah’ın Direniş Günlüğü: 82’deki İlk Kurşundan Fecr-5 Füzelerine

0 40
image_pdf

Yirmi dört yıl önce Lübnan Direnişi, Güney Lübnan’ı “İsrail” işgalinden kurtardı ve güney köylerindeki Lübnanlı sivillerin uzun süredir çektiği acılara son verdi. O günden bu yana 25 Mayıs, Lübnan’da “İsrail” işgalinin sona ermesi münasebetiyle Kurtuluş ve Direniş Günü olarak kutlanıyor.

25 Mayıs’ta Lübnanlılar, son “İsrail” askerinin Güney’deki şehir ve köylerden atılmasıyla kurtarılan topraklarını kutluyorlar.

Bugün, 24 yıl sonra, “İsrail” sivilleri acımasızca bombalamaya devam ederken, Güney Lübnan “İsrail” işgaline direnmeye devam ediyor.

24 yıl sonra Güney Lübnan direnişin simgesi olmaya devam ediyor.

Bu kapsamlı dosyada, Lübnan Direnişinin neredeyse her bir günü (33 Gün Savaşı da dahil olmak üzere) tarihe not düşecek şekilde kayıt altına alınmış.

-HALDA’DAKİ İLK KURŞUNDAN FECR-5’E İSLAMİ DİRENİŞ

GİRİŞ

Mücadelelerle  geçen seneler boyunca neredeyse unutulmuşluğun dalgalarına terk edilip batacakken, zaferle taçlandırılmış bir milletin şafağı  doğmaktadır. Dikenlerle dolu o patikada, Halda’da,  ilk silah sesleri duyulduğundan bu yana mücadele eden bir tüfek fark edildi.

İslami Direniş Haftası vesilesiyle,  zafer meşalesini  sönmeden yanar halde tutacak olan, Direniş tarihi boyunca işgal altındaki kutsal toprakları  özgürleşmesi beklenen tam zaferin manşetlere konu safhaları burada  verilmiştir.

Kayda değer olarak baktığımız,  dünyayı  hayrete düşüren  bazı duruşlar vardır. United Press Ajansı;   “Hallusiye’nin oğulları  Güney’de, uzaklardaki bu küçücük köyde, dua için bir araya gelmiş olan  yaklaşık 2000 kişiden oluşan  yerli halkın, hava sahalarında  alçak irtifada uçan düşman savaş uçaklarına kafalarını kaldırıp ‘İSRAİL’E ÖLÜM”,  diye  bağırdığını  yazdı.

İslami Direniş’in Güneydeki  başarıları Lübnan, “İsrail”, bölgesel ve uluslararası düzeyde çok yönlüdür.

Direniş  pek çok gözlemci, politikacı ve askeri yetkiliyi meşgul etmiştir.

Eğitim enstitüleri, yenilmez ordu efsanesinin bozulduğu gezegenin şu ufacık parçasına ışık tutmaya giriştiler.

Bunun da ötesinde, Direniş bilince doğru içten içe yanmakta olan, uzun süredir benimsenmiş  “İsrail” politikasına karşı düşman sözlüğüne yeni terimler katmıştır.

Lübnan “Gözyaşı Vadisi”ne ve “Bataklık”a döndü…“Askerlerimiz oradan naylon çantalarda (ceset torbaları) dönüyorlar.” Hayfa’daki ilk kurşun ile karadan havaya füzeler ve çok sonraları Hayfa’da olanlar arasında kayda değer uzun bir yol aşıldı. Aşağıdaki kronolojik bilgiler hikâyenin bazı bölümleriyle ilişkilidir:

YIL 1982

4 Haziran 1982: Siyonist varlık Lübnan halkını, kuruluşlarını ve alt yapısını hedefleyerek, on binlerce kişiyi öldürerek ve yaralayarak, mallara hesapsız zarar vererek Lübnan’a karşı kapsamlı saldırısını başlattı.

10 Haziran 1982: Direniş düşmana Beyrut’un banliyösü Halda’da şiddetle karşı koydu. Bu güçlü Direniş düşmanı 20 yıldan daha az bir süre içinde utanç verici bir şekilde geri çekilmeye zorlayacaktı.

15 Eylül 1982: Siyonist düşman ve ajanları Beyrut’un banliyölerindeki Sabra ve Şatila mülteci kamplarında Lübnanlı ve Filistinlilere karşı çok korkunç bir katliam işlediler.

11 Kasım 1982: Şehit Ahmed Kassir (Haydar) 200 kilogramdan fazla patlayıcıyla yüklü bubi tuzaklı Mercedes marka bir araçla “İsrail”in Tire kumanda karargâhına saldırdı. O zamanki “İsrail” ordu sözcüsüne göre, bu kahramanca operasyonun ardından 74 kişi öldürüldü ve 27 kişi kayboldu. İslami Direniş 19 Mayıs 1985’de Ahmed Kasir’i ilk şehadet operasyonun yaratıcısı olarak ilan edene kadar şehidin adı gizli kaldı.

YIL 1983

13 Nisan 1983: Ali Seyfeddin, Deyr Kanun’da bir Siyonist konvoya karşı şehadet operasyonu gerçekleştirdi. İşgal kuvvetlerinin ilan ettiğine göre, iki araç tahrip edildi, 6 Siyonist asker öldürüldü ve dördü de yaralandı.

17 Ekim 1983: Nebatiye yerlileri Siyonist işgal askerlerinin gözlerinin önünde Aşura’yı anmak için büyük kalabalıklar halinde toplandılar.

4 Kasım 1983: Bir Direniş savaşçısı Tire’deki “İsrail” İstihbarat Servisinin karargâhına bubi tuzaklı bir pikap kamyonetle saldırdı. İsrail 29 askerinin öldürüldüğünü kabul etti.

YIL 1984

18 Ocak 1984: Nezih Koborsli isimli 14 yaşındaki genç Sidon’un ana meydanındaki El Ömer Camisi önündeki “İsrail” kontrol noktasına ateş açtı. Şehit olmadan evvel bir askeri öldürmeyi ve üçünü de yaralamayı başardı.

16 Şubat 1984: Siyonist katiller İslami Direniş’in Şehitlerinin Efendisi Şeyh Ragıp Harb’i Cibrit’te şehit ettiler.

16 Haziran 1984: Bilal Fahs isimli genç, Zahrani kasabasındaki bir portakal bahçesi yakınlarındaki dar bir yolda bir “İsrail” konvoyunu pusuya düşürdü. Bilal, bubi tuzaklı Mercedes’ini bir M-311 tankının üzerine sürdü. Düşman komutanı 11 askerin yaralandığını söyledi.

YIL 1985

5 Şubat 1985: Hasan Kassir isimli genç bubi tuzaklı arabasını Sidon ve Zahrani’den çekilen büyük bir “İsrail” konvoyuna doğru sürdü. 22 “İsrail” askeri öldürüldü ve yaralandı.

10 Mart 1985: Mücahid Ebu Zeyneb, işgal altındaki Filistin yakınındaki Mtolleh yerleşimiyle uluslararası sınır yakınlarında cesur bir operasyon gerçekleştirdi. “İsrail” ordu sözcüsü 12 kişinin öldürüldüğünü ve 14’ünün de yaralandığını söyledi. İslami Direniş operasyondan sorumlu tutuldu. Özgürlükten sonra, Hizbullah Lideri Seyyid Hasan Nasrallah Şehit Ebu Zeyneb’in kurtarılmış Debine kasabasından mücahid Amir Kalakeş olduğunu açıkladı.

YIL 1986

17 Şubat 1986: İslami Direniş’e bağlı bir grup, 2 Siyonist askeri, onları işgal bölgesindeki Beyt Yahun yakınlarında bulundukları araba için hazırlanan bir tuzakla yakaladı. Lahd milislerinden iki asker de bu operasyonda öldürüldü.

18 Eylül 1986: İslami Direniş savaşçıları Cebel el Rihan’daki Lahd milislerinin iki karakolunu altı saat süreyle kontrol altına almayı başardı. Direniş karakolun bütün üyelerini öldürdüğünü ilan etti. Lahd’ın radyo istasyonu 11 kişinin öldürüldüğünü ve 24’ünün de yaralandığını söyledi.

16 Ekim 1986: Siyonist pilot Ron Arad, uçağı Güney Lübnan üzerinde düştükten sonra yakalandı.

26 Kasım 1986: Cebel Safi’de 11 Siyonist askerin ölümüne ve İslami Direniş’in 3 savaşçısının şehit olmasına sebep olan bir çatışma gerçekleşti.

3 Aralık 1986: Bir tankı ele geçirmek için düşman ve işbirlikçilerinin karakoluna karşı yapılan bir operasyonda 4 düşman askeri öldürüldü, diğerleri yaralandı.

YIL 1987

2 Ocak 1987: Direniş Beraşit ve Beyt Yahun’un tepelerindeki iki karakolu kontrol altına almayı başardı. Saldırıda birçok milis öldürüldü -“İsrail” altı kişinin öldürüldüğünü iddia etmişti- ve üç araç tahrip edildi. Direniş silahlara ve bir M-311 tanka elkoydu ve bunları Deyr Kanun’a götürdü.

6 Şubat 1987: İslami Direniş savaşçıları Ali el Tahir ileri karakoluna saldırdı ve karakolu koruyan 15 Lahd milisini öldürerek tamamıyla yıktı. Karakolun muhafızlarını koruyan bir düşman devriyesine yapılan bir saldırıda da 7 “İsrail” askeri öldürüldü. Direniş’ten Samir Mattut, Hasan Şükür, Cafer Mevla ve Hasan Keservani şehit oldular.

18 Nisan 1987: Direniş savaşçıları Şumariye ve Alman karakollarındaki düşman ve Lahd milisleriyle şiddetli bir çatışmaya girdiler. Direniş her iki karakolu da bir süreliğine kontrol edebildi. 10 Siyonist asker ve 4 Lahd milisi öldürüldü. Direniş’ten 19 savaşçı şehit oldu.

30 Mayıs 1987: İslami Direniş işgal kuvvetlerine ve Lahd milislerine karşı “Büyük Bedir Operasyonu”nu başlattı. Yüzlerce direnişçi Cebel Safi ve Cezzine bölgesindeki 4 karakolu kontrol altına aldı ve diğer 12’sini bombaladılar. Operasyonda füze bataryaları ve araçlar dahil olmak üzere karakollar yerle bir edildi. Direniş bir zırhlı aracı ve mühimmatı zapt etti. 11 Lahd milisi öldürüldü ve 26’sı yaralandı. “İsrail” onların ancak 6’sını kabul etti.

YIL 1988

13 Temmuz 1988:  Deydabe tepelerindeki şiddetli çatışmalarda birkaç düşman askeri öldürüldü ve Muhammed Beyici, Muhammed Hatip ve Hüseyin Zahir şehit oldu.

19 Ağustos 1988: Şehit Heysem Dbuk, Tell el-Nehas yolu üzerinde en az 50 “İsrail” askerinin bulunduğu otobüse karşı bir operasyon gerçekleştirdi.  Onlarcası öldürüldü ve yaralandı. Düşman sekiz ölü ve dokuz yaralıyı kabul etti.

24 Ağustos 1988: Lebbeya, Bir el Dehr’in Batı Bekaa bölgesinde işgal kuvvetleri ve işbirlikçileriyle çatışmalar en az 7 Siyonist askerin öldürülmesi ve Komutan Ebu Ali Şehla, Ali Hüseyin, Hüseyin Hazel, İsa Hazel ve Yusuf Hüseyni’nin şahadetiyle sonuçlandı.

19 Ekim 1988: Direniş savaşçısı Abdullah Atoyi, düşmana bağlı iki konvoy Fatıma Kapı sınırından geçerken kendisini patlattı. Konvoy tamamıyla mahvoldu, araçtakilere ilaveten Siyonist sınır muhafızı 8 kişi de öldü.

Yıl 1989

28 Temmuz 1989: “İsrail” komandoları 3 helikopterden inen neredeyse 100 paraşütçünün gerçekleştirdiği bir hava operasyonuyla Cibrit kasabası imamı Şeyh Abdülkerim Obeyd’i evinden kaçırdılar.

9 Ağustos 1989: Direniş savaşçısı Esad Berro Merciyun’daki Koleyha kasabasının girişinde Siyonist askeri konvoyunda kendisini patlattı ve araçları tahrip edip 25 askeri öldürdü ve yaraladı.

27 Kasım 1989: El Hiyam tecrit kampındaki isyan mahkûmlardan Bilal Salman ve Muhammed Ebu el Ez’in şahadetine sebep oldu. İslami Direniş tutuklulara karşı Siyonist suçlar için misillemede bulundu ve Hardali ve Burgaz’daki 9 asker ve 2 işbirlikçinin öldürüldüğü iki operasyon düzenledi.

Yıl 1990

3 Şubat 1990: İslami Direniş işgal askerlerine bağlı Cisr el-Hamra ve El Beyyada karakollarına karşı ikili saldırılar başlattı ve bu karakolların teçhizatlarını yok etti.  Yine Direniş, bir düşman destek kuvvetine kurdukları tuzakla bir düşman tankını yakmayı ve içindeki askerleri öldürmeyi başardı.

4 Şubat 1990: İslami Direniş Batı Bekaa’daki Burgaz-Ahmediye yolu üzerindeki bir “İsrail” devriyesini hedefleyen bir bomba patlatarak bir M-311 tankı ve bir jipi tahrip etti ve aralarında üst düzey bir subayın da bulunduğu, aracın içindeki 5 askeri öldürdü.

7 Mart 1990: İslami Direniş savaşçılarından gruplar işgal askerlerine bağlı Zemreya karakoluna saldırdı. Karakolun barikatları tamamıyla yıkıldı ve Siyonist askerler öldürüldü ve yaralandı. Savaşçılar Batı Beka cephesi boyunca 12 saatten fazla süren şiddetli ve kahramanca bir savaşa da giriştiler.

19 Nisan 1990: İslami Direniş savaşçıları, Batı Şeria’daki özgürleştirilmiş bölgelere sızmayı denerlerken “İsrail”in bir komando birliği ve Lahd milisleri ile çarpıştılar. Bu şiddetli çatışma süresince en az 6 Siyonist asker öldürüldü ve 6 Direniş savaşçısı şehit oldu.

YIL 1991

7 Mart 1991: İslami Direniş El Ahmediye yakınlarındaki bir karakolda bir bomba ile bir Merkava tankını imha etti ve personelini öldürdü.

25 Nisan 1991: Batı Bekaa’daki Lahd milislerine bağlı askeri devriyeyi hedefleyen bir tuzakla İslami Direniş tarafından 12 işbirlikçi öldürüldü.

1 Temmuz 1991: İslami Direniş ve İslami Cihad Hareketi mücahitlerinin Blida yolu üzerinde “İsrail” istihbaratı konvoyuna birlikte kurdukları bir tuzakta konvoyun aralarında üst düzey Batı Bekaa Komutanı’nda bulunduğu personeli öldürüldü ve yaralandı.

17 Temmuz 1991: Direniş savaşçıları Batı Bekaa’da bir Siyonist birlik ile çarpıştılar, 2 asker ve 1 subay öldürüldü ve 4’ü yaralandı.

21 Eylül 1991: Siyonist düşman ile bir esir takası anlaşmasıyla 1 Siyonist askerin cesedine karşılık El Hiyam tecrit kampındaki 51 tutuklu özgürlüğüne kavuşturuldu.

21 Ekim 1991: El Hiyam tecrit kampındaki ve diğer Siyonist hapishanelerdeki 15 tutuklu özgürlüğüne kavuşturuldu.

21 Kasım 1991: İslami Direniş Harfuna karakolu yolu üzerindeki bir Lahd milis devriyesini hedefleyen bir bomba patlattı; 3 işbirlikçi öldürüldü.

26 Kasım 1991: İslami Direniş Tellusa – Merkeba yolundaki iki patlamada 5 Siyonist askeri öldürdü.

1 Aralık 1991: El Hiyam kampındaki 25 tutuklu özgürlüğe kavuşturuldu.

29 Aralık 1991: İslami Direniş savaşçıları Rşef Siyonist karakoluna saldırdılar ve tamamıyla kontrol altına alıp geride birçok ölü ve yaralı bıraktılar

YIL 1992

16 Şubat 1992: Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Abbas Musavi düşman uçakları tarafından gerçekleştirilen bir suikastla Cibçit’den dönüş yolunda eşi ve çocuğu ile birlikte şehit edildi.

21 Şubat 1992: İslami Direniş şiddetli çatışmalar neticesi bir işgalci birliği Kafra – Yater’den çekilmeye mecbur etti.  Direniş ilk kez Katyuşha roketlerini kullandı ve Siyonist birlikleri ateş altında tutmaya odaklandı. O tarihten bu yana Katyuşha roketleri Direniş denkleminin anahtar öğesi oldu.

22 Mayıs 1992: İslami Direniş “İsrail”in sivillere karşı saldırılarına karşılık verdi ve Merciyun’daki düşman karakoluna onlarca Katyusha fırlattı, 3 Siyonist öldürüldü. Durmaksızın hareket ederek, Direniş düşmanın ve işbirlikçilerinin 12 karakoluna geniş çaplı bir saldırı başlattı; Lahd milislerinin 6 üyesini öldürerek, Alman karakolundaki 4 üyesini yakaladı.

5 Ekim 1992: İslami Direniş Lahd milislerinin güvenlik aygıtının Bint Cebel’deki lideri Hüseyin Abdulnabi’yi öldürerek işbirlikçilere ağır bir darbe vurdu.

YIL 1993

25 Temmuz 1993: Siyonist işgal kuvvetleri Lübnan hava sahasını ihlal ettiler ve Lübnan’ın birçok bölgesine karşı saldırı başlattılar. Bu operasyon Temmuz Saldırısı olarak anıldı ve tüm bir hafta boyunca sürdü. 60’tan fazla kasaba ve köy ağır bir şekilde tahrip edildi, hemen hemen 300 bin kişi yer değiştirdi ve 115 sivil şehit oldu. Bununla birlikte, Direniş işgal edilmiş Filistin bölgelerindeki yerleşimlere, “İsrail” askeri karakollarına ve işgal edilmiş bölgede Lahd milislerine ayrılan sahalara çok sayıda Katyuşha roketi fırlatarak şiddetli bir şekilde misillemede bulundu.

19 Ağustos 1993, Temmuz Anlaşması’nın yapılmasından sadece bir hafta sonra İslami Direniş Şehhine’de ikili bir patlama gerçekleştirerek 9 askeri öldürüp 5’ini yaraladığında işgal kuvvetleri ağır bir darbe aldılar.

16 Kasım 1993: İslami Direniş Tellusa karakoluna saldırdı ve 12 Lahd milisini esir aldı.

YIL 1994

27 Şubat 1994: İslami Direniş Reyhan bölgesinde bir “İsrail” konvoyuna tuzak kurarak bir Merkava tankını tahrip edip 5 askeri öldürdüğü ve birçoğunu yaraladığı korkusuz bir saldırı başlattı.

11 Kasım 1994, İslami Direniş Merciyun’daki bir Siyonist devriyesine saldırdı, 1 subay öldürüldü ve 7 asker yaralandı. 1 Lahd milisi de öldürüldü ve 2 işbirlikçi yaralandı.

6 Aralık 1994: Direniş savaşçıları Siyonistleri ve işbirlikçileri öldürerek işgal bölgesindeki El Dabşe karakolunu özgürleştirmeyi başardılar.  Kaçarak kurtulanlar Siyonist rejimde karışıklık çıkardılar.

YIL 1995

21 Şubat 1995: “İsrail” helikopterlerinin onu Tire bölgesindeki Dirgaya – Himeyri yolunda araba kullanıyorken takip etmesinin ardından işgal kuvvetleri Komutan Ebu Ali Rıza Yasine’ye suikast düzenlediler.

25 Nisan 1995: Direniş savaşçısı Salah Gandur (Melek) kendisini Bint Cebel yakınlarındaki bir “İsrail” devriyesinde havaya uçurdu. Uluslararası haber ajansları 10 “İsrail” askerinin yanı sıra 20 işbirlikçinin de yaralandığını haber verdiler.

17 Mayıs 1995: İslami Direniş mücahitleri El-Dabşe karakoluna saldırarak 3 Siyonist askeri öldürdüler ve 13’ünü de yaraladılar.

18 Haziran 1995: İslami Direniş mücahitleri Bareşit karakoluna saldırarak 2 Siyonist askeri öldürdüler ve 5’ini de yaraladılar.

16 Eylül 1995: İslami Direniş ajanları Adayşeh köyünde 1 “İsrail” askerini öldürdüler ve 2’sini de yaraladılar.

YIL 1996

13 Ocak 1996: İslami Direniş mücahitleri Ayşiyeh’teki bir “İsrail” konvoyu ile Mahmudiye Çiftliği’ndeki bir zırhlı kuvvete ikiz saldırı başlattı, 10 Siyonist asker öldürüldü ve 11’i yaralandı.

20 Mart 1996: Direniş savaşçısı Ali Aşmer Güney’deki bir Siyonist konvoyda kendisini patlattı, 1 “İsrailli” Albay öldürüldü ve 5 kişi yaralandı.

11 Nisan 1996: Siyonistler Lübnan’ın tüm bölgelerine karşı 16 gün süren hareketli bir Nisan Saldırısı başlatıp enerji ve su tesislerini tahrip ettiler. Düşmanın en acımasız suçu 130’dan fazla sivilin saldırganca öldürüldüğü ve 150’sinin de yaralandığı Kana katliamıydı.

12 Mayıs 1996: Bir İslami Direniş grubu Socod el-Rihan yolu üzerinde bir Siyonist devriyeye pusu kurdu ve 2 asker ile 3 subay yaralandı.

30 Mayıs 1996 İşgal altındaki Merciyun kasabasında gerçekleştirilen ikili patlamada 3 “İsrailli” subay ve 1 Albay öldürüldü ve diğer 7’si yaralandı.

10 Haziran 1996: İslami Direniş’in El Dabşe karakoluna karşı başlattığı saldırıda 2 subayın da aralarında olduğu 5 Siyonist asker öldürüldü ve 8’i yaralandı.

21 Temmuz 1996: Alman arabuluculuk çabasıyla bir esir takası anlaşması gerçekleştirildi. 2 Siyonist askerin cesedi ve 17 işbirlikçiye karşılık 45 tutuklu özgürlüğe kavuşturuldu ve 132 şehidin cenazesi teslim alındı.

25 Ekim 1996: İslami Direniş Ayşiye’de bir operasyon düzenledi, 3 Siyonist asker öldürüldü ve beşi yaralandı.

24 Aralık 1996: İslami Direniş Merkeba – Adisse yolunda bir operasyon düzenledi, 1 subay ve 1 asker öldürüldü.

YIL 1997

31 Ocak 1997: “İsrail” Şumariye eksenindeki bomba patlamasında 3 askerinin öldüğünü kabul etti.

11 Mayıs 1997: İslami Direniş Socod karakolunu ele geçirdiği en kahramanca operasyonunu gerçekleştirdi. Direniş savaşçıları tamamen yıktıktan sonra binayı terk ettiler.

18 Mayıs 1997: Bir “İsrail” kuvveti Batı Bekaa’nın banliyösündeki Socod operasyonuna karşılık vermek için Cebel el-Dehr’e sızmaya teşebbüs etti. Direniş tarafından kurulan, 3 askerin öldürüldüğü ve 7’sinin yaralandığı bir tuzağa düştüler.

5 Eylül 1997: İslami Direniş Ensariye bölgesindeki Siyonist Komando birliğine bir tuzak kurdu ve böylelikle büyük bir “İsrail” güvenlik operasyonunu engelledi. Savaşçılar, 1 çavuş, 3 albay ve 6 subay da dahil olmak üzere düşman kuvvetinin bütün üyelerini öldürdüler.

14 Eylül 1997: Direniş aralarında Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah’ın oğlunun da bulunduğu 3 savaşçısının Cebel el-Refih’teki çatışmalarda şehit olduğunu ilan etti. Telusa yakınlarındaki operasyonda iki “İsrail” askeri öldürüldü ve üçü yaralandı. 1997’de Hizbullah, Direniş’in insan ve politik kapsama alanını genişletmek bakımından Lübnan Tugaylarının “İsrail” işgaline karşı savaşması fikrini ortaya attı,

8 Ekim 1997: İslami Direniş tarafından “İsrail” konvoyuna karşı gerçekleştirilen bir operasyonda 1 Lahd subayı ile birlikte 4 “İsrail” askeri öldürüldü ve 9’u yaralandı.

YIL 1998

27 Şubat 1998: İşgal edilmiş bölgenin Batı Alanı’ndaki Blat karakoluna karşı İslami Direniş tarafından başlatılan saldırıda 3 “İsrail” askeri öldürüldü, 2’si yaralandı.

26 Mayıs 1998: İslami Direniş Lübnan – “İsrail” sınırına 75 metre uzaklıkta, 2 Siyonist askeri öldüren bir bomba patlattı.

26 Haziran 1998: Siyonistlerin eline yüzüne bulaşan Ensariye operasyonundan sonra işgal yetkilileriyle bir esir takası anlaşması yapıldı. Anlaşmaya göre, 60 tutuklu özgürlüğe kavuşturuldu ve aralarında Şehid Seyyid Hadi Nasrallah’ın da bulunduğu 40 cenaze teslim alındı.

2 Temmuz 1998: İslami Direniş 18 sınır karakoluna karşı bir seferde seri saldırılar başlattı ve nihayetinde Hizbullah bayrağını çektiği Haddata karakoluna girmeyi başardı. Düşman 2 askerinin ve 5 Lahd işbirlikçisinin yaralandığını kabul etti.

12 Ağustos 1998: “İsrailli” düşman Hizbullah savaşçılarıyla Socod karakolundaki çatışma sırasında “büyük bir başarısızlık” yaşadığını kabul etti. Bir savaşçı binanın içinde ilerlemeyi başardı ve düşman askeriyle bıçakla mücadele etti. Sonunda partinin (Hizbullah’ın) bayrağını binaya dikti ve bir helikopter sesinin onu takip etmesine rağmen karakoldan güvenle çıktı.

13 Eylül 1998: İşgal kuvvetleri Antoine Lahd’e suikasta teşebbüs eden, en meşhur Lübnanlı kadın tutuklu Suha Beşara’yı on yıl süren tutukluluk ve işkenceden sonra serbest bıraktılar.

27 Kasım 1998: İslami Direniş tarafından yerleştirilen bir bombanın patlatılmasıyla işgal bölgesinin Batı Alanı’ndaki Blat karakolu yakınlarında 2 Siyonist asker öldürüldü ve diğer 2’si de yaralandı.

YIL 1999

23 Şubat 1999: Bir “İsrail” elit paraşüt birliği İslami Direniş tarafından Batı Bekaa’daki Cebbur bölgesi yakınlarında kurulan tuzağa düştü. Düşman çatışmaların komando birliği şefinin de aralarında bulunduğu 3 subayın ölümü ve 5’inin de yaralanmasıyla sonuçlandığını kabul etti.

1 Mart 1999: Direniş savaşçıları Hasbani–Kavkaba yolu üzerinde çifte operasyon başlattı, işgal bölgesindeki “İsrail” Kuvvetleri Komutanı, yardımcısı ve “İsrail’in” radyo istasyonu için çalışan ordu muhabiri dahil olmak üzere 4 “İsrailli” öldürüldü.  3’ü yaralandı ve birçok araç ile askeri arabalar ateşe verildi.

27 Nisan 1999: İslami Direniş düşmanla bütün karşılaşma noktalarında 20 saldırı başlattı ve Socod karakoluna hücum etmeyi başarıp barikatları yıktı ve 8 “İsrail” askeri ile 3 işbirlikçiyi yaraladı.

17 Eylül 1999: İslami Direniş işgal bölgesindeki birden fazla karakola düzenlediği bir dizi operasyonda 3 Siyonist askeri öldürdü ve 5’ini de yaraladı.

30 Aralık 1999: Direniş savaşçısı Ammar Hammud Koleyha kasabasının ana yolundan bir “İsrail” devriyesi geçerken kendisini patlattı. 15 asker yaralandı.

YIL 2000

30 Ocak 2000: İslami Direniş, üst düzey ajan Akel Haşim suikastıyla nitelikli bir başarıya imza attı.

1 Şubat 2000: İslami Direniş bir Siyonist askeri konvoyunu 3 askeri öldüren ve 4’ünü de yaralayan iki roketle vurdu.

3 Mart 2000: İslami Direniş tarafından düzenlenen bir operasyonda 5 Siyonist asker öldürüldü, 3’ü yaralandı.

19 Nisan 2000: Siyonist işgal kuvvetleri 13 tutukluyu Ayalon hapishanesinden serbest bıraktı.

25 Mayıs 2000, İslami Direniş’in vurduğu sert darbelerin bir neticesi olarak Siyonistler Güney Lübnan’dan tarihi bir uysallıkla çekildiler.

7 Ekim 2000: İslami Direniş işgal altındaki Şebaa Çiftlikleri’nde yer alan Şebaa yakınlarındaki bir “İsrail” devriyesine saldırdığı sırada başarılı bir operasyon ile 3 “İsrail” askerini yakaladı.

14 Ekim 2000: Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah Hizbullah mücahitlerinin düşman ordu yedeklerinden Elhanan Tannenbaum isimli bir Siyonist generali yakalamayı başardığını ilan etti.

16 Aralık 2000: Direniş Savaşçıları bir “İsrail” devriyesi içinde ağır bombalar patlattılar.

26 Aralık 2000: İslami Direniş tarafından çiftlikler bölgesinde yerleştirilen bir bombanın patlatılmasıyla 1“İsrail” askeri öldürüldü, 2’si yaralandı.

YIL 2001

17 Şubat 2001: İslami Direniş mücahitleri işgal altındaki Şebaa Çiftlikleri’ndeki düşman karakollarına karşı bir operasyon düzenlediler, 1 asker öldürüldü ve 2’si yaralandı.

14 Nisan 2001: İslami Direniş çiftlikler bölgesinde bir saldırı başlattı ve 1“İsrail” askerini öldürdü.

14 Mayıs 2001: İslami Direniş Sammaka tepesindeki bir düşman karakoluna saldırdı ve hedefi doğrudan vurdu.

23 Ekim 2001: İslami Direniş’e bağlı El Aksa Şehitleri Tugayı Şebaa Çiftlikleri’ndeki Roueisset el- Alam karakoluna saldırdı ve orayı yaktı.

YIL 2002

5 Nisan 2002, İslami Direniş Roueisset-el- Alam, Roueisset-el-Karn ve Faşkul’deki işgal karakollarını bombalamak için Katyuşa roketleri kullandı, hedefler doğrudan vuruldu.

8 Nisan 2002: İslami Direniş mücahitleri Roueisset-al-Karn karakoluna bir roket fırlattılar ve bir tankı imha ettiler.

10 Nisan 2002: İslami Direniş Şebaa Çiftlikleri’ndeki Roueisset-el-Alam karakoluna saldırdı ve Hizbullah bayrağını çekti.

26 Nisan 2002: 4 Siyonist asker Roueisste-el-Alam, Sammaka ve Ramta’daki karakollarına açılan ateşte yaralandı. Düşman, bir aracın tahrip edildiğini kabul etti.

29 Ağustos 2002: 3 Siyonist asker işgal altındaki Şebaa Çiftlikleri’ndeki karakollarına açılan bir roket ateşinde yaralandı.

YIL 2003

21 Ocak 2003: İslami Direniş Şebaa Çiftlikleri’ndeki Roueisset-el-Alam karakoluna hedefleri doğrudan vuran ağır silahlar ve roketlerle saldırdı.

27 Ekim 2003: İslami Direniş mücahitleri Şebaa Çiftlikleri’ndeki düşman karakollarına bir saldırı düzenlediler, 1 Siyonist asker yaralandı ve devasa bir yangın çıktı.

YIL 2004

19 Ocak 2004: İslami Direniş’in Lübnan topraklarına sızmayı deneyen bir askeri buldozeri imha etmesinin ardından 1 Siyonist asker öldürüldü ve bir diğeri ağır şekilde yaralandı.

29 Ocak 2004: Yakalanan Siyonist General Elhanan Tannenbaum ve İslami Direniş’in Şebaa Çiftlikleri’nde ele geçirdiği 3 askerin cesedinin değişiminde 435 Lübnanlı ve Arap tutuklu özgürlüğe kavuşturuldu ve 60 cenaze teslim alındı. Özgürlüğe kavuşturulan en üst düzey mahkûmlar Şeyh AbdulKerim Ubeyd ve Hac Mustafa Dirani idi.

22 Mart 2004: İslami Direniş işgal altındaki Şebaa Çiftlikleri’ndeki Siyonist karakollara doğrudan ağır silahlar ve roketlerle saldırdı; hedeflerin büyük kısmı vuruldu.

13 Nisan 2004: İslami Direniş işgal altındaki Şebaa Çiftlikleri’nde yedi düşman karakoluna saldırdı, üst düzey bir Siyonist subay ve birkaç asker yaralandı.

4 Mayıs 2004: İslami Direniş işgal altındaki Şebaa Çiftlikleri’ne nazır Cebel Şeyh gözetleme karakoluna dokuz roket fırlattı.

8 Haziran 2004: İslami Direniş işgal altındaki Şebaa Çiftlikleri’nde düşman karakollarına saldırdı ve birkaç Siyonist asker ile subay yaralandı.

20 Temmuz 2004: İslami Direniş Siyonist düşman tarafından şehit edilen Komutan Galib Avali suikastına misillemede bulundu ve Zareit kolonisi yakınında görevde bulunan 2 Siyonist istihbarat askerini öldürdü.

7 Kasım 2004: İslami Direniş’e ait bir insansız hava aracı, Mirsad-1, işgal altındaki Filistin’in kuzey hava sahasına girdi ve yerleşimlerin üzerinde 14 dakika boyunca uçtu. Lübnan’a güvenle ve sapasağlam döndü.

YIL 2005

9 Ocak 2005: İslami Direniş tarafından işgal altındaki Şebaa Çiftlikleri’nde gerçekleştirilen nitelikli bir operasyonda 1Siyonist asker öldürüldü, bir diğeri yaralandı.

17 Ocak 2005: İslami Direniş mücahitleri Şebaa Çiftlikleri’nin banliyölerindeki Zebdin tepesindeki bir düşman karakolunun çevresinde güçlendirme çalışması yapan bir Siyonist buldozeri tahrip ettiler. Araçtaki personel öldürüldü ve yaralandı.

11 Nisan 2005: Mirsad-1 insansız hava aracı işgal altındaki kuzey Filistin’deki Siyonist yerleşimlerin üzerindeki hava sahasına tekrar girdi ve 18 dakika boyunca uçtu. Siyonist uçakları onu düşürmeyi başaramadı. Mirsad-1 Lübnan’daki üssüne güvenle ve sapasağlam döndü.

29 Haziran 2005: İslami Direniş Lübnan topraklarına sızmaya çalışan bir Siyonist birlikle çatıştı.

23 Kasım 2005: İslami Direniş Abbasiye ve Gacar karakollarını yıktı.

YIL 2006

3 Şubat 2006: İslami Direniş, Lübnan vatandaşı İbrahim Rayel’in işgal kuvvetleri tarafından öldürülmesine misillemede bulundu.

2006 TEMMUZ SALDIRISI

12 Temmuz: Sadık Vaat Operasyonu

12 Temmuz 2006: İslami Direniş Lübnan-Filistin sınırındaki Ayta el-Şaab kasabası yakındalarındaki Halat Vardah bölgesinde çarpıcı nitelikte bir tuzak operasyonu gerçekleştirdi.   Siyonist askerlerin hedeflendiği bu tuzakta Direniş 2 askeri yakalayıp bir kaçını da öldürebildi. Bir Merkava tankı Lübnan topraklarına Direniş mücahitlerini kovalamak için girdiğinde, İslami Direniş mücahitleri tankı personelini öldüren ve yaralayan büyük bir patlamayla imha ettiler. Mücahitler daha sonra ve Zarit ve Şutula’nın işgal altındaki yerleşimleri yakınında bir diğer Merkava tankı ile bir zırhlı aracı imha eden bir başka teşebbüse karşı koydular.  Bu çatışmalar 8 düşman askerinin ölümüyle sonuçlandı.

13 Temmuz: Siyonist Saldırı Başlıyor

13 Temmuz 2006: Siyonist rejim iki askerinin yakalandığı ve sekizinin öldürüldüğü kulak çınlatan tokadı yedikten sonra, düşman saldırılarını Beyrut havaalanına açılan tüm yollara doğru genişletti ve Siyonist savaş uçakları dalgalar halinde pistlere saldırıp ağır zarar verdi. Hava trafiğinin kesilmesiyle sonuçlanan saldırı dalgası birkaç gün sürdü ve buna ilaveten Lübnan’ın farklı bölgelerindeki yüze yakın köprü bombalandı. Düşman, Lübnanlıları direnişe karşı şeytani bir çukura düşürmek için kasıtlı olarak ülkeyi harap etmeye teşebbüs etti ama bu amaç tümüyle başarısızlığa uğradı.

14 Temmuz: Saar 5 Savaş Gemisi Tahrip Edildi

14 Temmuz 2006: Milyonlarca izleyicinin şahitliğiyle ve Lübnan’a karşı Siyonist saldırının başlamasından sadece birkaç gün sonra, Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah dost düşman herkesi, söz verdiği sürprizlerin başlamak üzere olduğunu, kelimesi kelimesine şöyle diyerek ilan ettiğinde şaşkınlığa uğrattı:

“Şu an denizde, alt yapımıza, halkımızın evlerine ve sivillere saldıran savaş gemisi bakın yanıyor ve batıyor, düzinelerce Siyonist asker boğuluyor. Bu sadece bir başlangıçtır ve bu savaşın nihayetinde uzun uzun konuşmak için bir araya geleceğiz.”
Bu şekilde bir açıklama herkesi şaşırttı, kendiliğinden sevinç ve kutlama gösterileri yaşandı, halkın gözü beklenilen sahneyi görmek için uydu kanallarına kilitlendi.

Kısa bir süre sonra herkes “İsrail” Saar-5 savaş gemisinin İslami Direniş roketleri tarafından doğrudan vurulduğunu gördü. Gemi güvertedeki subaylar ve askerlerle birlikte alevler arasında battı. Siyonist düşman ilkin geminin vurulduğunu inkâr etti ama geminin alevler arasında battığının yayımlanması düşmanı onun vurulduğunu kabul etmeye zorladı ve gemide sadece 4 askerin öldürüldüğünü ileri sürdü.

15 Temmuz: Taberiye Bombardımanı

15 Temmuz 2006: Siyonist düşman saldırılarına misilleme çerçevesinde İslami Direniş, düzinelerce roket kullanarak ilk kez Taberiye şehrini bombaladı.

Taberiye, Lübnan-Filistin sınırından 31 kilometre mesafede kuruludur. Bu bombardıman boyunca köprülerinden birisinin vurulduğu Safed, Nehariye ve Karmal dahil olmak üzere Siyonist işgal altındaki yerleşimlerin düzinelercesi de bombalandı. Siyonist yerleşimciler arasında ağır maddi hasar ve yaralanmaların haberi verildi.

16 Temmuz: Hayfa’nın Bombalanışı

16 Temmuz 2010: “İsrail” askeri makinesi savaşına devam etti;  Güneydeki, Bekaa’daki ve kuzeydeki farklı bölgeleri ve köyleri bombalamaya savaş gemileri ve uçakları katılırken, güneydeki Dahiye banliyösü 1982 “İsrail” işgalinden bu yana görülmemiş bir seviyede yıkıma şahit oldu.  El Menar televizyon istasyonu binası hedeflendi ve tamamen yıkıldı. Haret Hraik bölgesi tekrar hedeflendi. Yalnız bu günde güneyde şehit düşenlerin sayısı 50’ye ulaştı.

İslami Direniş, Hayfa şehrinin önemli yerlerini hedeflemek suretiyle karşılık verdi. Düşman medya kaynaklarına göre, işgalci yerleşimcilerden sekizinin ölümü ve düzinelercesinin yaralanmasıyla sonuçlanan tren istasyonu bombalaması gerçekleştirildi. Daha sonra, düşman saldırılarında çok ileri gittiğinde, İslami Direniş roketleri Hayfa’nın ötesindeki bölgeleri hedeflemeye başladı, “Thunder” tipi roketler Afula, Yukarı Nezaret ve Givat Ela bölgesi yakınlarına ilk kez düşüyordu.

İmam Seyyid Ali Hamanei, “Siyonistler tarafından geçen haftalarda Filistin ve Lübnan’da işlenen suçlar, zulümler ve insani değerlerin ihlali bir ez daha ispatlamıştır ki, Siyonistlerin bölgedeki mevcudiyeti şeytani ve habis bir kanser tümörüdür”, dedi.

Öte yandan İran Savunma Bakanı da Suriye’ye karşı askeri bir saldırı başlatma ihtimaline karşı, “Herhangi bir ahmakça iş saldırganları zarara uğratacak ve onları saldırıları sebebiyle pişman edecek”, diyerek uyarıda bulundu.

Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah, El Menar televizyonu aracılığıyla halka, direniş savaşçılarının güney köylerindeki kahramanca mücadelelerini ve “yenilmez ordu efsanesi”ni yok etmek suretiyle elde ettikleri zaferleri selamlayan ikinci konuşmasını yaptı.

Nasrallah, “Füzelerimizin menzilinde olan Hayfa’daki kimyasal ve petrokimyasal tesisleri
füze atışı dışında tutmamız, şiddetimizi bilinmez meselelere zorlamamamız, silahlarımızı intikam yerine caydırıcılık için tutmamız yüzündendi… ama biz verdiğimiz bir sözü yerine getirmek zorundaydık ve böylece Hayfa şehrini bombaladık”, dedi.

Parlamento Sözcüsü Nebih Berri, “2 ‘İsrailli’ askerin meselesi bir bahanedir ve şu an olanlar kasti bir suçtur”, dedi ve Birleşmiş Milletler’i Mervahin kasabasındaki suça katılmakla suçladı.

Bir Birleşmiş Milletler delegasyonu BM Genel Sekreteri Kofi Annan’dan Lübnan hükümetine üç noktayı ihtiva eden bir mesaj getirdi:

1- Krizden çıkmak için bir yol bulmak

2- Sivillerin ve altyapının korunması

3- Bir ateşkesin imzalanması ve Lübnan devletinin yönetiminin bütün Lübnan topraklarını kapsaması.

ABD Dışişleri Bakanı Condoleeza Rice ateşkes davetlerini reddetti; bu arada “İsrail” Dışişleri Bakanı Tzipi Livni pozisyonlarının, çatışmadan aşırılık yanlılarını sorumlu tutan uluslararası toplum ile aynı olduğunu açıkladı.

17 Temmuz: Hayfa’nın daha çok bombalanması

17 Temmuz 2006: Hizbullah Genel Sekreteri’nin “Siyonistlerin Beyrut’un güney banliyösü Dahiye’ye saldırması durumunda Hayfa şehrinin bombalanacağı” tehdidinden sonra, İslami Direniş bu tehdidi Lübnan’a karşı Siyonist saldırının başlamasından bu yana Hayfa şehrini “Raad (Thunder)-2” ve “Raad-3” tipi füzelerle ilk kez bombalayarak gerçekleştirdi.  9 Siyonisti öldüren ve yarısı ağır olmak üzere diğer 30’unu yaralayan misilleme bir tren istasyonunu, bir limanı ve turist tesisini hedefledi.

Kaos ve terör durumu Siyonist makamları birden fazla sebeple vurdu; bunların en önemlisi bu şehrin bu gasıp varlık için hayati bir önemi temsil etmesi, Arap-Siyonist çatışmasının bütün dönemlerinde Hayfa şehrinin ilk kez vurulması ve buna ilaveten petrokimya tesislerinin burada olmasıdır.

Direniş düşman Lübnan’a karşı saldırılarında ifrata vardığında bu tesisleri de bombalamakla tehdit etti.

18 Temmuz: Aytarun Katliamı, Hayfa yine ateş altında

18 Temmuz 2006: Siyonist düşmanın saldırılarına cevap olarak İslami Direniş Hayfa ve Safed şehirlerinden başlayan, Taberiye şehrini takip eden çok sayıda Siyonist yerleşimi  “Raad-1” ve “Raad-2” tipi füzelerle bombaladı.

Beyt Halla, Dan, Ramot Neftali, Sner, Kfrsauld,  Kfrbalom, Yesoud, Amilah, Goiin, Delton, Sifsaaf, Karmael, Yephthah, Nahariya, Sidi Eliezer ve Kfr Dorim dahil olmak üzere Siyonist yerleşimlerin kalanı da daha sonra bombalandı. Böylelikle İslami Direniş Siyonist varlığın derinliklerine ulaşma ve onlara zarar verme kabiliyetini göstermiş oldu.

19 Temmuz: Aytarun ve  Marun El Rass Çatışmaları

19 Temmuz 2006:  Tanklar ve buldozerlerle desteklenen büyük bir Siyonist kuvvet Aytarun kasabasına doğru ilerlemeye teşebbüs ettiğinde İslami Direniş erleri tarafından sıkı bir tuzağa düşürüldüler. Düşman askerleriyle çeşitli tipte silahların kullanıldığı şiddetli ve doğrudan çatışmalar yaşandı… Bu çatışmalar en az 6 düşman askerinin öldürülmesi ve 14’ünün yaralanması, 3 Merkava tankının tahrip edilmesi ile neticelendi.

Düşman kasabaya doğru ilerlemek için üç kez daha teşebbüste bulundu ama hepsi başarısız oldu.  Marun El Rass cephesinde, Direniş düşmanın ağır personel ve araç kayıplarıyla neticelenen birkaç ilerleme teşebbüsüne engel oldu. Yaklaşık 14 Siyonist askerin bu çatışmalarda öldürüldüğü hesap edildi.

20 Temmuz: Seyyid Nasrallah Yakalananları Kimse Serbest Bırakamaz Diye Uyardı

20 Temmuz 2006: İslami Direniş 4 Siyonist istihbaratçıyı Marn El Rass ve Bint Cebel kasabaları arasında avlayabildi.

Medya yayınları Siyonist düşman yetkililerinin, 4 istihbarat personelinin öldürülmesine dair, “Çok şiddetli bir kazaya maruz kaldık” dediklerini aktardılar. Daha sonra tim üyelerinden birisinin üst düzey bir subay olduğundan bahsedildi.

Yine, Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah yaptığı bir televizyon konuşmasında, “İsrailli” yerleşimlerin bombalanması sırasında Mahmud ve Rabia isimli iki çocukları şehit olan Filistinli Talusi ailesine tesliyetlerini sundu.

Açıklamasında Nasrallah, bütün dünya iki “İsrailli” tutsağın kurtarılmasına teşebbüste birleşse bile bu teşebbüslerinin kesinlikle başarısız olacağına dair söz verdi.  Nasrallah onların serbest bırakılmasının tek yolunun doğrudan olmayan görüşmeleri izleyen bir esir takası operasyonu olduğunu tekrarladı.

Yine, Venezüella Cumhurbaşkanı Hugo Chavez “İsrail”i Lübnan’da ve Filistin’de soykırım işlemekle suçladı ve Suriye ve İran’a yönelik devam eden tehditleri reddettiğini açıkladı.

21 Temmuz: Siyonistlerin Sivil Katliamı

12 Temmuz 2006’da Lübnan’a karşı saldırısının başlangıcından bu yana Siyonist düşman çocuklar, kadınlar, yaşlılar ve malullerden çok sayıda sivilimize karşı korkunç katliamlar işledi.

“İsrail” Güney’den Beka Vadisi’ne, oradan kuzeye kadar Lübnan’ın çeşitli bölgelerinde katliamlar yaptı.

Aşağıdakiler en çok dikkat çeken katliamlar arasındadır:

* Deyr katliamı, bu katliamın kurbanları anne, baba ve 10 çocuğuyla birlikte şehit Seyyid Adel Akaş ailesinin tümüydü.

*Mervehin Katliamı, 12’si çocuk olmak üzere 23 şehit.  UNIFIL kuvvetleri onları karargahlarına almayı reddetti; kasabadan ayrılırken yolda bir pikabın içinde öldürüldüler.

*İbba – Cibşit Katliamı, bu katliamın kurbanları öldürülen yaklaşık 18 kişiydi.

*Aytarun Katliamı, 12 kişi şehit oldu.

*Srifa Katliamı, 30 kişinin şehadetine sebep oldu.

*Nebi Şit Katliamı, 8 vatandaşın şehadetine neden oldu.

*Tire Katliamı, birkaç yerdeki 60’a yakın kişinin şehadeti

*El Qa’a Katliamı, hepsi bir meyve paketleme tesisinde çalışan Suriyeli işçiler olan 30 sivilin şahadetiyle sonuçlandı.

22 Temmuz: Marun El Rass’taki Metanet

Bu günde, Marun El Rass kasabası Siyonist işgalcilerle tüm metanetiyle yüzleşmesinin ardından boyun eğmeksizin ayakta durdu. İslami Direniş mücahitleri bu metanete Siyonist düşman ile kasabanın içinde ve çevresinde savaşmak ve düşmanın 3 tankı ile 20’den fazla subay ve askerini öldürüp yaralamak yoluyla katkıda bulundular.

23 Temmuz: Yüzlerce Roket İşgal Yerleşimlerini Vurdu

23 Temmuz 2006: Israrlı düşman saldırısına cevabı kapsamında İslami Direniş yüzlerce füzeyi Acre ve Safad şehirlerini ve Tiberias, Karmael, Kiryat Shmona, Nahariya, Ma’alot, Shlomi, Ramat Naftali, Yephtah, Sidi Eliezer, Zuweil, Helon ve Gonen’deki düşmanın işgal yerleşimlerini vurmak için kullandı.

Birkaç diğer Siyonist işgal yerleşimi de bombalandı.

24 Temmuz: Bint Cbeyl Kasabasındaki Çatışmalar

Düşmana korku salan ve kasabaya doğru ilerleme teşebbüslerine engel olan direniş kahramanları ile daha da ululaşan, direniş ve özgürlüğün başkenti Bint Cbeyl işgale karşı azimli kaldı.

Direniş ile savaşında kaybettiği 4 Merkava tank, öldürülen veya yaralanan tüm personeliyle birlikte iki karakola ilaveten gece imha edilen beşinci tank ile düşman; ekipman, araç ve personel açısından çok ağır kayıplara uğradı.

Aynı gündeki bir diğer saldırıda direniş düşman saldırılarına cevap olarak Siyonist işgal yerleşimlerinin bazılarını roketleriyle bombaladı.

25 Temmuz: Hayfa Şehrinin Ardına Ulaşma Aşaması

Düşman arazi yakma politikasını İslami Direniş ile çatışma arenasına dönen köylerin sınırlı işgaline başlangıç yapmayı sürdürdü.  Düşmanın savaş uçakları Bint Cbeyl, Marun El Rass, Aytarun ve El Hiyam köylerindeki evlerin sistematik yıkımına bilinçli olarak başladı. Düşman daha sonra yoğun saldırılar ve çevrenin topçu ateşi  ile bombalanması koruması altında tepelere hava indirmesi yapma hazırlığına girişti. Uluslararası kuvvetler de saldırılardan masun değildi; ağır düşman füzeleri hava saldırılarıyla birkaç gün evvel yıkılan El Hiyam eski Siyonist toplama kampına yakın bir uluslararası gözlemci noktasını yok ettiler ve  bu saldırıda 4 uluslararası yetkili öldürüldü. Bu atış devresinde düşman uluslararası kurallarla yasaklanış fosfor bombalarını da kullandı. Direniş, Hayfa şehri de dahil olmak üzere, düzinelerce füzeyi işgalci yerleşimlere ateşleyerek misillemede bulundu.

Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah El Menar televizyonu ekranında tekrar görünerek Hayfa şehri ardını hedeflemenin  “İsrail” ile çatışmada yeni bir dönemin başlangıcı olduğunu ilan etti.

Nasrallah konuşmasında: “Bu savaş Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice yeni Orta Doğu’yu andığında kast ettiği bağlamda bir yıl evvel hazırlandı” ve “ ‘İsrail’ planı Litani’nin güneyinde kontrolü sağlamak için, ‘İsrail’ Hava Kuvvetlerini kullanmak yoluyla karargahları, merkezleri ve Hizbullah’ın kurumları ile Lübnan’ın altyapısını ilk birkaç saat içinde felce uğratmak, Lübnanlıları Direniş’e karşı sokağa dökmek ve onun herhangi bir inisiyatif almasını engelleyerek bir kara saldırısı başlatmaktı”, dedi.

Nasrallah, “Bu senaryo Eylül veya Kasım aylarında iki askerin tutsak alınması bahanesiyle veya buna bağlı olmaksızın yürürlüğe konuldu”, diyerek ekledi; savaşın temellendiği bu projeye göre Lübnanlılar 1982 ve 17 Mayıs’tan da beter bir devlete götürüleceklerdi… Onlar Lübnan’ı, tarihinin ve kültürünün Amerikalı ve Siyonist olması için sürüklemek istediler.

Sözcü Berri “El Arabiya” uydu kanalı ile yaptığı bir röportajda, Rice bu önerileri tek bir paket halinde uygulanması koşuluyla sundu, dedi. Litani Nehri’nin güneyinde silahtan arındırılmış bir bölge oluşturma da dahil olmak üzere bu öneriler, Lübnan ordusunun alana yerleştirilmesi ve uluslararası bir kuvvet kurulmasıydı.

O, Rice ile toplantısını “gergin” olarak tanımladı ve ekledi: “Onun şartları Lübnan’ın birliğine bir tehdit oluşturuyordu ve daha da ötesi, bir ateşkesi öncelemiyordu.”

İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, “Lübnan’a karşı ‘İsrail’ saldırısı Orta Doğu’yu acı bir şekilde vuracak kuvvetli bir fırtınaya sebep olacak”, yorumunda bulundu.

26 Temmuz: Gününü Gösterme

Siyonist kuvvetler güney Lübnan’a karşı  “Gününü Gösterme” (Settling the Score) kod adıyla 25 Temmuz’dan 31 Temmuz’a kadar süren bir saldırı başlattılar.

Bu saldırıda Lübnan’ın alt yapısı, yerleşimleri ve ekonomik kuruluşları hedeflendi; yaklaşık çeyrek milyon insan yersiz kaldı, 123 kişi şehit oldu ve 250 kişi yaralandı.

27 Temmuz: Afula Bombardımanı

27 Temmuz 2006: İslami Direniş, mücahitler “Hayber-1” tipi roketlerle Afula şehrini vurmayı amaçladıklarında Hayfa’nın ardında kurulu yerleri bombalama tehdidini gerçekleştirmiş oldu.

İslami Direniş tarafından yapılan açıklamaya göre bu, düşmanın devam eden, Lübnan’ın tüm bölgelerine yayılmış ve masumlar ile savunmasız sivilleri hedefleyen acımasız saldırısına bir misillemeydi.

Bu misillemeyle, Lübnan’ın haysiyetini, egemenliğini ve bağımsızlığını savunmak için karşı koyma ve çatışmanın bu yeni bölümü başlıyordu.

28 Temmuz: Hayfa’nın Ardında Neler Kurulu

Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah tarafından daha evvel ilan edildiği gibi İslami Direniş,  çatışmayı Hayfa şehri ardındaki “İsrail” varlığının  derinliklerine taşıdı. “Hayber-1” tipi füzeler Lübnan – İşgal altındaki Filistin sınırından yaklaşık 47 kilometre mesafedeki Afula şehrini hedefleyerek ilk kez fırlatılıyordu.

Acre, Safed ve Dalton kasabalarının istihbarat üsleri de bombalanıyordu ve kuzeyin işgal yerleşimlerinde kıyamet kopuyordu.

Savaş alanında, İslami Direniş Lübnan sınırının güney ucundaki Marun El Raas’da toplanan “İsrail” askerlerini kuşatıp ardından mücahitler birden bire üzerilerine atılmadan evvel havan topu atışları ve güdümlü füzelerle hedeflediğinde nitelikli bir başarı kazandı.

Bu arada, Bint Cebel – Aytarun – Marun El Rass üçgeninde iki “İsrail” kara kuvvetine karşı şiddetli çatışmalar devam etti. Düşman askerleri Barak Dağı bölgesinde vurularak düşürülen insansız keşif uçağının yanı sıra, ağır asker, tank ve zırhlı araç kaybına uğradıktan sonra Bint Cebel’den çekilmeye zorlandılar.

Direniş askerleri önündeki yenilgisinin ardından işgal liderliği sivilleri hedefleyen politikaları uygulamaya geri dönmeye Haddasa, Kfar Jaoz, Yatar ve Deyr Anun Annaher kasabalarının her birinde işlediği 4 katliamla karar verdi. Düşman hava saldırıları evleri sakinlerinin başlarına yıktı ve 20’ye yakın vatandaşın şahadetine yol açtı.

Batı Beka, saldırının başlamasından bu yana en ağır hava bombardımanına şahit oldu. Beşer dakikalık aralıklarla üç saatten fazla bir süre durmaksızın devam eden hava saldırılarında Ayn El Tineh, Cabur, Ebu Raşid ve Maşgara ve Vadi Yuhmur bölgelerinin çevresi otuzun üzerindeki sorti ile hedeflendi.

Güney Lübnan’daki uluslararası birliğin komutanı Alain Pellegrini Londra’daki Times gazetesi ile yaptığı bir röportajda, “Hizbullah askeri olarak yenilemez… İki haftayı aşan şiddetli savaşın ardından Hizbullah hala güçlüdür ve Hizbullah’ın silahları meselesinin çözümünün tek yolu politik çözümdür”, dedi.

The Times gazetesi akıllı bombalarla yüklü iki sivil uçağın İngiliz havaalanına indiğini ortaya çıkardı ve ekledi: “‘İsrail’ ABD’den uydu ve lazer güdümlü füzeler vermesini istedi.”

Direniş’e Sadakat bloğu üyesi milletvekili Hasan Fadallah tarafından AFP’ye (Fransa Basın Ajansı) yapılan bir açıklamada, “Hizbullah ulusal birliği koruma bakımından, Başbakan Fuad Sinyora tarafından savaşı sonlandırmak için hazırlanan bir planı kabulde esnek idi”, denildi.

Sözcü Nebih Berri Arap yöneticileri düşünceli olmaya davet ederek resmi Arap pozisyonunu eleştirdi ve “ Güney Lübnan’da olan bölgede kapsamlı bir barış umudunun son umut ışığıdır. Bu fırsatı kaçırırsanız, bunun alternatifi sadece Orta Doğu’da ardı ardına gelecek savaşlar değil, ardı ardına gelecek darbelerdir de”, dedi.

Eski Başbakan Salim Hoss Mısır Cumhurbaşkanı’nın tutumunu, “Cumhurbaşkanı Mübarek’in Lübnan’ı savunmasını istemedik ve istemeyeceğiz, Lübnan kendisinin garantörüdür ama bir savaş yerine biz en azından “İsrailli” düşman tarafından kullanılan, tek süpergüç olarak kalan ABD’den alınan, Mısır Cumhurbaşkanı’nı razı olduğu mutlak yıkıcı silahlarla öldürülen Lübnanlı çocukların savunmasına dair bir söz bekledik”, diyerek yorumladı.

Mısır Müftüsü Şeyh Ali Goma Lübnan’a karşı “İsrail” saldırısını, “Lübnanlılara ülkelerini savunma izni veriyor” ve “Hizbullah kendi ülkesini savunuyor… Bu terörizm değildir”, diyerek değerlendirdi.

Milletvekili Velid Canbolat, “Hizbullah ‘İsrail’in cesaretini kırmayı başardı… ama Seyyid Hasan Nasrallah Lübnan enkazı hakkındaki görüşmelerde şartların geliştirilmesi bakımından bu zaferi kime sunacak, Lübnan devletine, Suriye rejimine veya İran İslam Cumhuriyeti’ne mi?”, dedi.

ABD Başkanı George W. Bush ve İngiliz Başbakanı Tony Blair Washington’da yaptıkları bir açıklamada, “Güvenlik Konseyi’nin iç işleyişindeki Bölüm VII’nin hulasasının amacı şiddete son vermek ve çokuluslu bir kuvveti yetkilendirmektir… Bu, Orta Doğu tarihindeki esaslı ve nazik bir andır”, dediler.

Bush, “Hizbullah ‘İsrail’e saldırdığından Lübnan’da büyük bir acı var ve Hamas demokrasi sürecini engellemeye çalıştığından Filistin toprakları büyük bir acıyla uğraşıyor”, şeklinde konuştu.

Blair: “Amaç sadece Lübnan ve ‘İsrail”deki mevcut düşmanlıkları durdurmak değildir, bilakis bütün bir bölge için Lübnan Hükümetinin bütün topraklarını kontrolüne imkan sağlayan, halkının dilediği gibi bir demokrasi olan bir strateji uygulamaktır”, yorumunda bulundu.

29 Temmuz: Sivillere Karşı Siyonist Katliamlar

12 Temmuz 2006’da Lübnan’a karşı saldırısının başlangıcından bu yana Siyonist düşman çok sayıda çocuk, kadın, yaşlı ve engellimizi öldüren sivillere karşı korkunç bazı katliamlar gerçekleştirdi.

“İsrail”, katliamlarını Güney Lübnan’dan Bekaa Vadisi’ne oradan da kuzeye kadar Lübnan’ın çeşitli bölgelerinde gerçekleştirdi.

Bunlar katliamların en korkunçları şunlar:

*  8 vatandaşın şahadetine sebep olan Ensar Katliamı

* 7 vatandaşın şahadetine neden olan Gassaniye Katliamı

* 6 vatandaşın şehit olduğu Maşgara Katliamı

* 10 vatandaşın şehit olduğu Gaziye Katliamı

* 7 vatandaşın şehit olduğu Taybe Katliamı

* 50 vatandaşın şehit olduğu Şiyah Katliamı

* Yaklaşık 40 kişinin şahadetine neden olan Yeni Kana Katliamı

30 Temmuz: Çatışma Sahaları

30 Temmuz 2006: Siyonist düşman ile çatışma sahaları bir cephe ve parlama noktasından fazlasına yayıldı.

Mücahitler, Golani Tugayı’nın gruplarını Taybe Projesi’ne sızmakta iken durdular ve onları aralarında ölü ve yaralıların da olduğu büyük bir zayiata uğrattılar. Bazı askerler çatışmadan kaçıp mücahitlerin onların başına yıktıkları yakındaki bir eve saklanmıştılar.

Bu arada, Kfar Kila’da, mücahitler bir Merkava tankını ve bir Hummer aracı imha edip personelini öldürerek İslami Direniş’in çeşitli cephelerde sahada ilerleme teşebbüslerine karşı koymaya hazır olduğunu ispatladılar.

31 Temmuz: “Saar-4.5” Savaş Gemisinin İmhası

31 Temmuz 2006: Bu türde ikinci bir olayda, İslami Direniş “Saar-4.5” tipi bir savaş gemisini Tire sahillerinde imha edebildi. Diğer savaş gemileri güvertedeki 53 Siyonist subay ve askeriyle imha edilen savaş gemisini kurtarma teşebbüsüyle sahneye atıldılar.  Siyonist düşman kaynakları savaş gemisinin vurulmasını yalanladılar ama Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah geminin imhasını doğruladı ve geminin yerini direniş için belirleyen aynı kaynakların geminin imhasını doğruladıklarını belirtti.

Bazı internet siteleri vurulan ve imha edilen savaş gemisinin fotoğraflarını yayınladı.

1 Ağustos: Tel Aviv’i Vurma Tehdidi

1 Ağustos 2006 akşamı Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah, Lübnan’a karşı Siyonist saldırı ve İslami Direniş ile çatışması hakkında konuştu. Nasrallah konuşmasında Tire şehri sahilleri yakınlarında imha edilen “Saar-4.5” Siyonist savaş gemisinin imhasını tekrar doğrulayarak, düşman tarafından söylenen yalanlara ve iddialara dikkat çekti. Nasrallah konuşmasını düşman varlığa şayet başkent Beyrut bombalanırsa İslami Direniş’in gasıp varlığın başkenti Tel Aviv’e saldıracağı tehdidini yönelterek neticelendirdi. Bu ciddi uyarı liderleri başkent Beyrut’u, binalarını ve kamu idaresi kuruluşlarını bombalamakla tehdit eden Siyonist düşmanı Lübnan’a karşı savaşında daha da ileri gitmekten alıkoydu.

2 Ağustos: Ayta El Şaab’taki Çatışma Alanı

2 Ağustos 2006: İslami Direniş Siyonist düşman tarafından Ayta El Şaab’ta gerçekleştirilen birkaç kara saldırısını düşmana yenilginin acı tadını hissettirerek engelledi. Siyonistler üç parlama noktasında kasabalara sızmada başarısız oldular: El Raheb, Şaveyt-Ayta Ormanı ve Hadab Ayta.

İlerleyen elit Siyonist askerler İslami Direniş tarafından kurulan bir tuzağa düştüler. Düşman ajanları ölü ve yaralı 20 zayiat verdiler, bir tank, bir buldozer imha edildi.

Öğleden sonra bir Siyonist kuvvet kasabanın okuluna doğru ilerledi ve İslami Direniş tarafından kurulan sıkı bir tuzağa düştü. İlerleyen kuvvetler arasında 15 zayiat sayıldı. Düşmanın ölü ve yaralılarını çekip çıkarma teşebbüsünü mücahitler roketlerle hedefledi ve zararlarının artmasını sağladı.

3 Ağustos: Baalbek’in Çevresine Başarısız Bir Hava İndirme Operasyonu

Bir Golani Tugayı Kuvveti Baalbek şehrinin çevresine başarısız bir hava indirmesi gerçekleştirdi. İslami Direniş mücahitleri bu kuvvetle çatıştı ve bazı zararlar verdi.

Düşman savaş alanında başarı kazandığını ortaya koyma teşebbüsüyle İslami Direniş’in üç üyesini yakaladığını iddia etti. Tutukladığı kişilerin hepsi Direniş’e ait olmayan siviller olduğundan bu teşebbüsü faydasızdı.

4 Ağustos: Direniş’in Füzeleri El Hudayra’ya Ulaştı

“İsrail”in kara tarihine yeni bir katliam daha eklendi. Savaş uçakları El Bekaa’daki Ka’a El Rim kasabasının tarım bölgesini meyve ve sebze paketlemek için kullanılan bir siteyi hedefleyerek bombaladılar. Bu saldırının sonucu olarak 34 Suriyeli işçi şehit oldu ve üçü de yaralandı. Füzeler onları öğlen yemeği için toplandıklarında bulmuştu. Taybe kasabasında savaş uçakları bölgenin “İsrail” tarafından kuşatılması ve topçu atışı sahası olması sebebiyle kasabayı terk edemeyen ailelerden 17 kişinin bulunduğu evi bombaladılar. 9 kişi şehit oldu ve gerisi yaralandı.

İşgal kuvvetleri özellikle Beyrut’a uzananlar olmak üzere kuzeyde kalan köprüleri de patlatmak suretiyle “Köprüler” katliamına devam ettiler. Savaş uçaklar Kiservan sahili üzerindeki Gazir Mamelteyn Köprüsü’nü, ardından Liban Köprüsü’nü, Adma kavşağını, Halet Cebeyl’deki Fidar Köprüsü’nü ve Batrun’daki Medfun Köprüsü’nü bombaladı. Bu saldırı 4 vatandaşın şehadetine ve 6’sının yaralanmasına yol açtı.

İşgalci, Raml El Aali’deki İmam El Sadr Kültür Merkezi’ne ait bir yardım evini bombalayarak eğitim kurumlarını hedeflemeye devam etti. Yardım evi yetimler için bağışlanan elbise ve malzemeleri içeriyordu. İmam Hadi Merkezi’nin işitme ve görme engelliler kurumları da bombalandı. Yine Emanetlerin Muhafızı Kültür Merkezi de tekrar tekrar bombalandı. Güneydeki saldırılar Nebatiye’deki İmdad Derneği Merkezini ve  El Mustafa Lisesini olduğu kadar Cebaa’daki devlet teknoloji okulunu ve lisesini hedefleyerek sürdürüldü.

İslami Direniş ateş hattını işgal edilmiş Filistin topraklarının 75 kilometre içindeki, Tel Aviv’den sadece 25 kilometre uzaklıktaki Hudayara şehrini “Hayber 1” tipi 3 füze ile hedefleyerek genişletti. Direniş Ramat David’in işgal yerleşimindeki “İsrail” hava üssünün merkez istasyonuna ve topçu Golan Komutanlığı dahil olmak üzere  zırhlı araçların karargahları “Yoentan” ve Yoav” da atış yaptı.

Mücahitler birçok cephe hattında “İsrail” işgal teşebbüsüne karşı çatıştı: Taybe Konutları, Markaba, Ayta El Şaab, Şihin ve Cib-Cinin. Mücahitler 7 Merkava tankını imha ettiler.

Düşman, Markaba kasabası yakınlarındaki çatışmalarda 1 subayın, 2 acemi askerin ölümünü ve 4’ünün yaralanmasını kabul etti. Savaşçılar bu çatışmada bir tankı imha ederek, Avivim yerleşiminden Marun El Raas kasabasına doğru hareket eden bir “İsrail” birliğine de engel oldular. ABD Dışişleri Bakanı “İsrail” Hiyam kasabasındaki bir BM tesisini bombaladıktan sonra Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin eleştirmesi sebebiyle rahatsız oldu.

İngiliz “New Statement” (Yeni Ahit) dergisi, İngiliz Başbakanının “İngiltere cinayetin suç ortağıdır,” “‘İsrail’ Lübnan’daki güney köylerini bombalama planını Amerikan Başkanı George Bush’a baştan söyledi, Amerika İngiltere’yi bu meselede daha sonra bilgilendirdi” dediğini ortaya çıkardı.

5 Ağustos: Başarısız Şabriha Hava İndirmesi

5 Ağustos 2006: Bir Siyonist komando birliği Tire şehrindeki Şabriha bölgesine bir hava indirmesi gerçekleştirdi. Amaç İslami Direniş’in çekirdek kadrosundan birisini kaçırmaktı ama daha evvel Ensariye’deki tuzağa düşen Siyonist “Şaytit” birliği hava indirme yerini gizleme teşebbüsüne rağmen bu sefer de onu amacını başarmaktan alıkoyan İslami Direniş’in tuzağına düştü. Bu operasyonda 1 düşman subayı öldürüldü ve 9 asker yaralandı.

Düşman Üsleri Ateş Altında

“İsrail” saldırısının 25. günü, Lübnan’a karşı savaşın başlangıcından bu yanaki en ağır gündü. 400’ü güneyi hedefleyen 500 saldırı kaydedildi. Karadan ve denizden 5 binden çok top atışı yapıldı. Savaş uçaklarının saldırıları güneydeki Şehid Hadi Nasrallah Yolu üzerinde odaklandı, Haret Hreyk’teki “El Nur” radyo istasyonu binası ve Hay Madi bölgesindeki Azeriye binası dahil olmak üzere birçok yapı yerle bir edildi.

Bu saldırının sonucu 4 şehit ve 9 yaralı vatandaştı.

İslami Direniş 25’ten fazla işgal yerleşimini onlarca roketle bombalayarak misillemede bulundu. Akka ve Hayfa şehirleri “Raad-2” tipi füzelerle hedeflendi. Direniş “Bernit”teki Galilee müfreze komutanlık karargahı kışlalarını ve “Hamoul” ve “llbon” askeri üslerini de bombaladı.

Sahada, Direniş savaşçıları Ayta El Şaab’ta düşman askerlerini tuzağa düşürüp onları bazı kayıplar verdikten sonra çekilmeye zorladılar.

Mücahitler Taybe Konutları ve Aytarun savaş cephesinde düşman askerlerine karşı geniş çaplı bir diğer saldırı başlattılar.

Düşman kaynakları 1 askerin ölümünü ve 21’inin yaralanmasını ilan ettiler.

Tire’de, Direniş “Shayit-13” deniz komando birliği tarafından gerçekleştirilen bir kara çıkarması teşebbüsünü engelledi. Savaşçılar Şabrika kasabasının bağları yoluyla girmeyi deneyen askerleri önlemede Lübnan ordusu ile yan yana savaştılar ve zayiatlarını çekip almak için çatışma bölgesini kuşatan savaş uçaklarını ve helikopterleri müdahaleye ve bombalamaya zorlayıp düşman hatları içinde zarara sebebiyet verdiler.

Düşman ölü ve yaralı olarak 10 zayiat ilan etti. Lübnan ordusu 1 askerinin şehadetini ve 4 Lübnanlı sivilin yaralanmasını ilan etti. Suudi Şeyh “Sefer el Havali” Hizbullah’ı “Şeytan’ın Partisi” olarak sınıflandıran ve takipçilerinden “Hizbullah için dua etmemelerini” isteyen bir fetva yayımladı.

Suudi Şeyhi Abdullah Bin Cibrin iki hafta evvel “İşe yaramaz parti (Hizbullah) desteklenmemelidir”, demişti.

Eski Mısır Savunma Bakanı Amin Hüveydi “‘İsrail’ ordusuna karşı Lübnan direnişinin sebatının devamının kendisi direniş için bir başarıdır”, değerlendirmesinde bulundu. Yine o, “‘İsrail’ Amerika’nın Afgan ve Irak çukurlarıyla düştüğü aynı derin çukura düştü”, dedi.

Lübnan ve Filistin’i desteklemek için işgal altındaki Filistin’deki Nezaret şehrinde, “Hizbullah bombalaması sebebiyle 1948 bölgelerinde oluşacak herhangi bir zayiat ‘İsrail’ tarafından öldürülmüş kabul edilecek, Lübnan direnişi tarafından değil”, fikrini doğrulamak üzere bir toplantı gerçekleştirildi.

Londra’daki Uluslararası İşler Kraliyet Akademisi yöneticisi Mary Hollice, “‘İsrailliler’ Hizbullah’ın tabiatı ve kudreti sebebiyle şaşırdılar, bu ‘İsraillileri’ hırslarını azaltmaya yöneltti. Şimdi onlar çaresiz bir şekilde istedikleri ateşkesten evvel herhangi bir başarı gerçekleştirmeyi umuyorlar”, dedi.  Hollice, “Kalıcı bir barışı başarmak için Hizbullah’ın talepleri dikkate alınmak zorundadır”, açıklamasını yaptı.

6 Ağustos: Toplanan Yedek Askerlerin Bombalanması

6 Ağustos 2006: Siyonist rejime son derece sert bir darbe vuruldu; İslami Direniş işgal yerleşimi Kfar Gilead’i bombaladı, düşman askerlerinin toplanma noktasını vurarak bir düzine askeri öldürüp bazıları ağır olmak üzere yirmisini yaraladı. Düşman ordusu öldürülen ve yaralanan askerlerin yedek topçu birliğine ait olduklarını ilan etti.

Direnişin hassasiyeti ve roketlerinin hedeflerini vurma kabiliyeti önünde acizliğini ortaya koyan bu yıkıcı darbe Siyonist düşmanı serseme çevirdi.

7 Ağustos: Siyonist İşgal Yerleşimlerinin Vurulması

Lübnan’a karşı Siyonist saldırının başlamasından bu yana İslami Direniş Siyonist işgal yerleşimlerine çeşitli tiplerde füzelerle dövdü, düzinelerce Siyonist yerleşimi ve kasabasını bombalayarak Siyonist varlık içinde beklenmedik bir yer değiştirme hareketine sebep oldu. Çatışma boyunca ateş altında kalan 2 milyondan fazla Siyonist işgal yerleşimcisi bombardıman sebebiyle daha iç kısımlara doğru yer değiştirdi ve savaşı ve acılarını tattı.

8 Ağustos: Gaziye Katliamı

İşgal kuvvetleri Gaziye kasabasında yeni bir katliam gerçekleştirdiler. “İsrail” savaş uçakları kasabada bir gün evvel şehit düşen 15 kişiye saygılarını göstermek için cenaze merasiminde bulunan vatandaşlara aniden saldırdılar. Dört saldırı 14 kişinin şehadetine sebep oldu. Tire bölgesi üzerinde uçan “İsrail” savaş uçakları tarafından “İsrail” ordusunun silah ve füze transfer ediyor olmasından şüpheli görüleceğinden Litani’nin güney yolları boyunca hareket eden her aracın hedef alınacağına dair uyarıda bulunan el ilanları atıldı.

El ilanlarında; “Bu arabaları süren herkes kendi hayatını tehlikeye atacaktır”, yazıyordu.

Allah’ın erleri düşman tarafından Nakura’dan Bint Cebel cephesine gönderilen ilave kuvvetlerle şiddetli çatışmalara girdiler. Düşman Ayneta kasabasının doğu tarafındaki El Fraiz tepesinde 5 askerinin ölümünü, 4 tankının ve bir buldozerinin imhasını kabul etti.

Mücahitler Nakura yakınlarında Cebel El Alem karakoluna saldırdılar. Başkaca şiddetli çatışmalar da yaşandı; kısa bir süre sonra düşman askerleri ve tankları için bir mezarlığa dönen Ayneta kasabasında kimileri yakın mesafede olan, kişisel silahlar ve anti tank mermileri kullanıldı.

Golani tugayından bir birlik El Tiri barajına ulaşmayı denedi. Onlar bu birliği Ayneta, El Tiri ve Bint Cebel arasındaki Mesud tepesine geri çekilmeye zorlayan direniş askerleriyle çatışıyordu.

“İsrail” dışişleri bakanı Tzipi Livni, “Siniora, Güvenlik Konseyi kararında bir değişiklik talep ettiğinde gücünü pekiştirecek şekilde zayıflığını kullanır. Onun ağladığını gördüm. Ona dedim ki, ‘gözyaşlarını sil ve daha iyi bir gelecek yaratmak için çalışmaya başla’”, açıklamasında bulundu.

Arap Gazeteciler Birliği bir politik gazetenin genel sekreterliğinin acil bir toplantısında “İsrail”in uluslararası hukuku ihlal etmesi, insan haklarına ve Cenova anlaşmasına saygı göstermemesi sebebiyle kınanmasını kabul etti.

9 Ağustos: “İsrail” Savaş Generallerinin Düşüşü

İşgal kuvvetleri daha fazla askerini Güvenlik Konseyi kararını ilan etmeden evvel askeri bir başarı elde etme umuduyla savaş alanına sürdü. Düşmanın bombardıman ateşi ve savaş uçakları çatışma hatlarını bombalama ve yıkımla alevlendirdi.

Ancak Allah’ın erleri elitleri gözlüyordu ve Ayta El Şaab, Dible ve Taybe kasabalarındaki şiddetli çatışmalarda savaştılar. Düşman, 15 askerinin ölümünü, 38’inin yaralanmasını ve Merkava tanklarının bir kısmının imhasını duyurdu.

Aynı zamanda, Direniş işgal yerleşimleri üzerine yüzlerce füze yağdırdı. En meşhuru Bisan, Hayfa ve Cinnin’in “Hayber 1” tipi füzelerle bombalanmasıydı. Direniş Branit ve Evanit askeri üslerini de bombaladı. 24 bin yerleşimcinin isken ettiği Kiriyat Shmona tamamıyla bir hayalet kasabaya döndü.

“İsrail”in seri katliamları devam etti. 6 vatandaş Maşgara kasabasını hedefleyen saldırılarda kaderleriyle buluştular. Dördü Irsaal kasabasında aynı akıbete uğradı.

Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah, El Menar TV istasyonu yoluyla yönelttiği konuşmasında “Hizbullah’ın duruşu ‘yedi noktalı plan’ hakkında sunulan konsensüs bakımından ulusal ve hükümet dayanışmasına adanmış haldedir”, dedi. Nasrallah saldırının başlangıcından bu yana “Amerikan–İsrail” tarafından gelecek, Lübnan’daki karışıklığı ve iç huzursuzluğu tahrik etmeyi amaçlayan girişimlere karşı uyarıda bulundu.

Nasrallah sözlerine, “Amerikan–Fransız taslağı keyfi ve haksızdır ve ‘İsraillilere’ ihtiyaç duyduklarından veya savaşta alabiliyor olduklarından daha fazlasını sağlıyor”, diyerek devam etti.

“İsrail” Bakanlar Kurulu, Savaş Bakanı Amir Peretz’in “Güney Lübnan’daki askeri operasyonu” genişletme tavsiyesini uygun buldu. Bakanlar Kurulu, düşman başbakanı Ehud Olmert ve Peretz’e operasyonun tarihi ve yoğunluğunu belirleme yetkisi verdi. Bu saldırının amacı “yerleşimleri hedefleyen Katyuşa fırlatıcıları keşfetmek ve imha etmek” idi.

Toplantıda incelenen saha raporu “ ‘İsrail’in sahada ve uluslararası alanda düştüğü konumu ve zayıf başarılarını” gösterdi. Yine rapor “Bint Cebel’deki savaşın devamının ‘İsrail’ halkının moralini bozduğuna” vurgu yaptı.

Bakanlar Kurulu şu beş noktaya odaklandı:

– Kaçırılan askerleri herhangi bir şart veya kısıtlama olmaksızın derhal geri getirmek

– Lübnan’dan “İsrail”e karşı bütün düşmanca operasyonların derhal sona erdirilmesi veya “İsrail”e karşı füze saldırılarının sonlandırılması  dahil olmak üzere  tüm “İsrail” hedeflerine karşı saldırıların kesilmesi

– Güvenlik Konseyi’nin 1559 sayılı kararının tümüyle icrası

– Lübnan ordusunun yardımıyla “Mavi Hat” boyunca Lübnan’ın güneyine uluslararası bir gücün başarılı bir şekilde yerleştirilmesi.

– Nihayetinde Hizbullah’ın operasyonel kapasitesini yenileme kudretini düşürmek.

“İsrail” Genelkurmay Başkanı ordunun kuzey bölgesi komutanı Audi Adam’ı görevden aldı (işgal yılı olan 1982’de Halde’de “İsrail”e karşı kahramanca çatışmalarda Direniş tarafından öldürülen Siyonist General Ikoael Adam’ın oğlu) ve onun yerini Lübnan’a karşı kara, deniz ve hava saldırısının denetimi görevine atanan Genelkurmay Başkan Yardımcısı Moshe Kaplinsky aldı.

10 Ağustos: Savaşçılar Savaşta Kahramanlık Destanları Sahneliyor, Merciyun’daki Çay Partisi

İslami Direniş savaşçıları düşmanla savaşta bir kez daha kahramanlık destanı yarattılar. Füzeler işgal yerleşimlerine yağmayı asla durdurmadı. Düşman hatlarında 18 asker ve subay öldürüldü. 4’ü bir Merkava tankı içinde olmak üzere 10 askerin öldürüldüğü savaşların en şiddetlisine şahit olan özellikle Hiyam–Merciyun düzlükleri ve Merkaba cephesi gibi farklı cephelerdeki düşmanla çatışmaların sonucunda 15 Merkava tankı imha edildi.

Aynata cephesi savaşçıları şiddetli çatışmalara girdiler ve düşmanın ilerleme teşebbüsünü engelleyip 3 tankı imha ettiler.

Taybeh Konutları cephesinde, savaşçılar bir düşman piyade birliğini pusuya düşürdüler ve 4 askeri öldürüp 6’sını yaraladılar.

Savaşçılar bir “İsrail” piyade kuvvetini Merciyun’da avladılar. Siyonistler Lübnan Müşterek Güvenlik Kuvvetlerinden 400 kişinin yer aldığı kasabanın kışlasına doğru ilerlediler.

Kışlaya girdiler ve Lübnanlı unsurları canlı kalkan olarak aldılar. Güneydeki Müşterek Kuvvet Komutanı ISF Tuğgeneral Adnan Davud düşman kuvvet komutanı Albay Honi’yi ofisine aldı ve ona ve tüm kuvvetlerine çay ikram etti.

“İsrail” savaş uçakları Beyrut üzerine broşürler attılar ve Hay El Silum, Borce El Barajne ve Şiyah bölgelerinin boşaltılması için vatandaşlarını uyardılar. Kuzeydeki kamyonları ve gece ilerleyen kamyonetleri uyaran el ilanları da attılar.

Bir helikopter Beyrut’taki eski deniz fenerini iki füze ile bombalayıp üst kısmını yıktı. Diğer helikopterler Lübnan Radyosunun El Menara–Ayn Mrayseh’de yer alan iletişim kulelerini bombaladılar. Bir diğer helikopter Lübnan hükümetine bir politik mesaj olması bakımından Lübnan Radyosunun Amşit sahilindeki iletişim antenlerini hedefledi.

Cumhurbaşkanı Emil Lahoud “Tüm Lübnanlılar tarafından desteklenen ‘7 noktalı plan’da maddelerin hiçbirinde yer almadığından Amerikan–Fransız kararı proje” hakkındaki sürprizini “Güneye 15 bin asker gönderme yönündeki Lübnan kararı Amerikan – Fransız projesinde bazı değişiklikler meydana getirecektir” umuduyla ilan etti.

Milletvekili Saad Hariri Amerikan CNN TV istasyonu ile bir konuşmasında, “Lübnan bu savaşta bir şey yapmadı ve o Suriye ve İran dahil olmak üzere tüm taraflarca basitçe bir savaş alanı olarak kullanıldı”, dedi.

Düşman hükümetinin cumhurbaşkanı Olmert üst düzey ordu komutasını askeri operasyonları yaymaları ve “İsrail” askerlerinin yenilgisi sebebiyle değiştirdi.  Olmert onları hödük ve cahil anlamına gelen “Hotsabanim” olarak nitelendirdi.

11 Ağustos: BM Güvenlik Konseyi 1701 Sayılı Kararı Yayımladı

Lübnanlı ve uluslararası tarafların iletişimini takiben Müşterek Lübnanlı Güvenlik Kuvvetlerinin Merciyun kışlasından çok sayıda siville birlikte tahliyesine dair bir anlaşmaya ulaşıldı; onlara Güney’deki çatışma alanını terk etme izni verildi.

Bir “İsrail” kuvvetinin Lübnan ordu kışlasına direniş gösterilmeksizin girişine izin vermekle kalmayıp “İsrail” askerlerine çay da ikram eden Lübnan kuvvetleri komutanı General Adnan Davud’un “nazik” açıklamasına rağmen “İsrail” savaş uçakları yer değiştiren (müşterek kuvvetlerle birlikte bölgeden kaçan) sivillerin konvoyunu da Batı Beka vadisindeki Kafraya köyüne ulaştıklarında bombaladı. Onlarca sivil ve güvenlik görevlisi şehit oldu ve diğerleri yaralandı.

Bu arada düşman uçaklarının hedeflediği Kuzey’deki El Hise köprüsü gibi en az 11 kişinin öldürüldüğü diğer saldırılar gerçekleşti.

Kendi tarafından, İslami Direniş bir Siyonist deniz kuvvetini hedefledi; Direniş savaşçıları Tire şehrinin güney sularındaki “Super D’lvora” askeri gemisini vurarak “İsrailli” personelin 12 üyesini öldürüp yaraladı. Bundan ayrı olarak, Direniş savaşçıları ile “İsrailli” işgalciler arasında Güney’deki Teybe köyünde şiddetli çatışmalar yaşandı. 15 “İsrail” askeri yaralandı ve kalanları da kaçtı. Yine 15 “İsrail” askerinin ölümüne ve yaralanmasına diğerlerinin de kaçmasına sebep olan bir diğer çatışma da Ayta El Şaab’ta gerçekleşti.

Bir diğer not da, Lübnan Cumhurbaşkanı Emile Lahoud’un Avustralya’nın ABC TV kanalına, “Hizbullah silahları bir iç meseledir”, demesi ve Amerikan LA Times gazetesine, “İsrail kuvvetleri Litani nehrine ulaşsa bile Direniş onu karşılayacak ve yenecek ve ‘İsrail’ ordusu geri çekilmek zorunda kalacak”, diyerek garanti vermesidir.

Lahoud, Lübnan ordusunun bu direniş hareketinin Lübnan’ın işgal edilmiş topraklarını özgürleştirdiği için Hizbullah’ı asla silahsızlandırmayacağını”, söyledi.

Beyrut’taki siyasi düzlemin arka planında, ABD Dışişleri Bakanı Yardımcısı David Welsch başkanlığında  bir Amerikan delegasyonu Lübnan’ın başkentine ulaştı ve hemen Lübnan başbakanı Fuad Seniora ve sözcü Nebih Berri ile görüştü. Delegasyon konuşmaların bir ateşkese nasıl ulaşılacağı konusuna odaklandığı Avrupa Birliği Dış politika şefi Javier Solana’yı da ziyaret etti.

Yine, 14 Mart kampından milletvekili Saad Hariri 12 Temmuz’da Lübnan’a karşı başlayan “İsrail” saldırısının ardından başlattığı yabancı ülkeler turunun ardından Lübnan’a ulaştı.

Ardından, BM Güvenlik Konseyi yeni bir kararı oybirliğiyle kabul etti: Düşmanlıkların ve askeri operasyonların tümüyle sona erdirilmesini isteyen, Hizbullah operasyonlarının derhal durdurulmasına ve yine “İsrail” askeri saldırılarının tümünün hemen durdurulmasına vurgu yapan 1701 numaralı karar. Bu karar Nisan 1996 anlaşması ile yönetilen geçici   durumun komple bir ateşkese ulaşması umuduyla açıklandı.

12 Ağustos: Merkava Mezarlığı

12 Ağustos 2006: İslami Direniş mücahitleri güneyi düşman subayları ve askerleri için açık bir mezarlığa çevirdiler. Bu günde 20’den fazla Siyonist asker ve subay öldürüldü, 120’den fazlası yaralandı, bunların 20’sinin durumu ağırdı.

Bu kutlu günün ilk saatlerinden gece yarısına kadar mücahitler 39 Merkava tankını, bir Siyonist buldozeri ve Yatar kasabasında düşürülen bir “Chinook” tipi helikopteri de imha etmeyi başarabildiler. Düşmanın itiraflarına göre sadece helikopterdeki 5 kişilik mürettebat öldürülmüştü.

13 Ağustos: Ateşkesten Evvel  Şiddetli “İsrail” Saldırıları

13 Ağustos 2006: Çatışmaların sona erdirilmesinden bir gün evvel Siyonist düşman Ayta El Şaab cephesinde düşmana ağır araç ve asker zayiatı verdiren birkaç teşebbüsü engelleyen müteyakkız İslami Direniş savaşçıları sebebiyle sahada başarısız olduğu kazanımları elde etmeye teşebbüs etti.  20 Siyonist asker Direniş’in saptadığı ve bombaladığı bir evin içinde vuruldu, 15’i yaralandı.

Taybe – Kantara cephesinde, mücahitler 9 Merkava tankını ve 3 buldozeri imha ettiler. Hiyam cephesinde 2 Merkava tankı imha edildi ve Aytarun, Çihine ve Beyada’daki düşman pozisyonlarına saldırıldı.

Bu gün Ibba kasabası üzerindeki bir keşif uçağı güdümlü bir hava füzesiyle düşürüldü.

İmam Hasan (a.s) Kompleksi’nin Yıkılması: Bu gün öğlen vakti, barbarca saldırısının ardından kalacak yıkımın şiddetini arttırmak amacıyla düşman saldırıların son gününde avantaj sağlamak için savaş uçakları ve gemilerine, sekiz binadan, 241 daire ve 70 dükkandan müteşekkil bir kompleksi bombalattı. Yaklaşık 30 kişi bu saldırıda şehit düştü; kompleks yerle bir edildi.

14 Ağustos: Saldırıların Durdurulması

14 Ağustos 2006, Siyonist düşman Lübnan’a karşı saldırısının amaçlarının hiçbirisini başaramadıktan sonra saldırıların sonlandırılması için 14.08.2006 Pazartesi saat 08.00 itibariyle ateşkes anlaşmasını ilan etti, bu tarih zaten Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri ile saldırılara son verme vakti olarak anlaşılan zamandı.

Saat 08:00 olur olmaz güney Dahiye’nin yerlerinden olmuş insanları evlerine dönmek için koşuşturmaya başladılar. Güney halkı da köylerine dönüşün olmadığına dair iddiada bulunan düşmana meydan okuma amacıyla derhal buralara hareket ettiler. Böylelikle Siyonist rejim ve onun saldırısına bahse giren müttefikleri ABD, İslami Direniş’in kahramanları, Allah’ın erleri tarafından yenilmiş oldu.

YIL 2008

İki Zaferin Lideri Hacı İmad’ın Şahadeti

YIL 2012

Eyyüb insansız hava aracı başarısı


english.moqawama.org

Çeviri: Medya Şafak

image_pdf
Bunları da beğenebilirsin

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.