Aslında iyi bir marangozdu ama…
Marangozlar, ölçü ve hesap adamlarıdır; düşünüp tasarlayarak yaparlar işlerini. Georg Elser de öyleydi aslında. Yaptığı işte bir eksiklik, bir hesap yanlışlığı yoktu ama talihsizdi ve bir de sis vardı tabii. O yüzden konuşmasını kısa kesti Hitler ve paçayı sıyırdı o gece. Yoksa belki de Nazi macerası, 8 Kasım 1939’da sona ermiş olacaktı.
Georg Elser…Bir marangoz, komünist ve çook inatçı bir adam…
Doğuştan işçi
1903’te Württemberg’de doğdu Elser. Biraz karışık bir ailede büyüdü ve erkenden 5 küçük kardeşine bakma zorunluluğuyla karşı karşıya kaldı. Daha sonra da bütün hayatı çalışmakla geçti. Tornacı çıraklığı, ahşap mobilya işçiliği, uçak fabrikaları… 1925’te bir saat fabrikasındaydı, sonra yine ahşap işçiliği… Yaşamına giren kadınlar ve ayrılıklar… Elser’in baş döndürücü bir hızla iş ve yer değiştirdiği zamanlardır bunlar. Sonunda onu, bir silah fabrikasında işçi olarak görürüz.
Uzun bir hazırlık
Bu arada, Georg Elser, solcu Ağaç İşçileri Sendikaları Federasyonu üyesidir. Ayrıca, Kızıl Cephe Savaşçıları Birliği’ne de katılmıştır. Komünist Parti’ye de oy vermektedir.
Hitler’i öldürme fikrine ne zaman ve nasıl vardığı tam olarak bilinmiyor ama bir yıl önce bu konuya odaklanmış olduğu anlaşılıyor. 9 Kasım 1923’teki meşhur ‘Birahane Darbesi’nin her yıldönümünde Hitler’in “Nazi Şehitleri”ni anmak için olayın geçtiği Münih’teki Bürgerbräukeller birahanesine gelip konuşma yaptığını biliyor ve 8 Kasım 1938’de, yani yapmayı planladığı suikasttan bir yıl önce, ilk gözlemini yapıyor. Bu arada, çalıştığı silah fabrikasından patlayıcı madde çalıp odasında saklamaya başlıyor. Nisan 1939’da birahaneye yine gelip yeniden gözlem yapıyor. Fabrikadan atıldığında ise, bu kez bir maden ocağında çalışmaya başlıyor ve orada da toplam 105 fünye ve 125 patlayıcı kalıptan oluşan mütevazı bir cephaneliği ufak ufak evine taşıyor.
Gece işçiliği
5 Ağustos 1939’da Münih’e gelen Elser, artık işe girişiyor. 2 ay boyunca birahanenin güvenlik açığını kullanarak, kapıların kapanış saatinden hemen önce gizlice içeri girip sabahlıyor. Bunu 30-35 kez tekrarlayıp, sessizce içeride çalışıyor, her sabah da kapı açılışında arkalardan sıvışıyor. Böylece incelikli bir çalışmayla konuşmacı kürsüsünün arkasındaki duvarda adeta küçük bir oda yaratarak orayı patlayıcılarla dolduruyor. Üstelik bunları yaparken, her gecenin sonunda ortamı eski haline getiriyor.
Nihayet 1-2 Kasım gecesi, patlayıcıları tümüyle yerleştirip, üstüne bir de yorgunluk kahvesi içiyor! 7 Kasım gecesi ise son bir kontrol için binaya yeniden girip kurduğu saat mekanizmasının doğru çalıştığını gördükten sonra, sabah Münih’ten ayrılıyor.
İnsanda şans olmayınca!
Adolf Hitler, 8 Kasım 1939’da yıldönümü konuşmasını yapmak için bütün avenesiyle birlikte birahaneye giriyor. Goebbels, Heydrich, Hess, Himmler, Göring… Hepsi bir arada! Doğrusu bütün tarih boyunca, Nazi çetesinin kökünü kazımak için bundan daha uygun bir fırsat hiç olmamıştır!
Ama talihsizlik! Yoğun sis yüzünden Berlin’e dönüşünü erkene alan Hitler, konuşma süresini de kısaltınca, durum değişiyor. Hitler binadan ayrıldıktan 13 dakika sonra bomba patlıyor ve binanın neredeyse tümü yıkılıyor, 7 Nazi ölüyor, 63’ü de yaralanıyor…
Sonrası belli… Gestapo çalışmaya başlıyor. Elser, İsviçre sınırında yakalanıyor ve üstünden birahane krokileri çıkıyor. Böylece işkence günleri başlıyor. Elser uzun süre bütün işkencelere rağmen susuyor. Sonunda, bütün ailesi, eski kız arkadaşı da işin içine dâhil ediliyor. Korkunç işkenceler sonucunda itiraf etse de Elser, komplo teorilerine hizmet etmeden bu işi tek başına yaptığı ifadesinden hiç şaşmıyor, kimseyi ele vermiyor. Uyuşturucular, hipnoz uzmanları… Sonuçta raporlar hep aynı kalıyor: Bu adam fanatik! Çünkü ifadesi hep aynı: Emekçileri savaştan ve Hitler’den kurtarmak istedim!
Öldürün onu!
Elser, bombalamadan ötürü hiç yargılanmıyor, çünkü Naziler şov için istediklerini alamıyorlar. Hiç pişman olmayan bir inatçı adamla şov yapılamazdı da. Böylece, 1941’den 1945’e kadar toplama kampında özel bir bölümde tutuluyor. 1945 başında, Dachau kampına gönderiliyor.
Nisan 1945’te, Almanların yenilgisi yaklaştığında, Hitler, Elser’in artık öldürülmesini emrediyor ve nihayet 9 Nisan 1945’te 42 yaşındaki Georg Elser vurularak öldürülüyor, cesedi krematoryumda yakılıyor.
“Eylemim aracılığıyla daha fazla kan dökülmesini önlemek istedim” demişti Elser; bütün incelikli çalışmasına rağmen şansı yaver gitmedi, yapamadı. Yapabilseydi, tarih değişir miydi gerçekten, bilinmez. Ama Hitler ve Nazi çekirdeğinin yok edilmesi, doğrusu öyle pek önemsiz bir ayrıntı da olmazdı. Ki, belki de o zaman, Georg Elser gibi ilginç bir insanı da daha fazla tanıma şansımız olurdu, kimbilir?