Emir Aşnas: Suriye’de son bir ayın muhasebesi

0 16
image_pdf

Suriye’deki devletin yıkılarak yerine El Kaide’nin geçirilmesinin üzerinden bir (1) ay geçti. Bu bir aydaki bazı önemli gelişmeler özetle şöyle:

a) Uluslararası hukuka uygun bir şekilde Suriye hükümetinin davetiyle Suriye topraklarında bulunan yabancı güçler çekildi.

b) Ancak gayrı meşru bir şekilde Suriye’de bulunan yabancı güçler olan Türkiye ve ABD birlikleri, Suriye’deki varlıklarını yani işgallerini sürdürdüler.

c) Yanı sıra ve daha önemlisi İsrail, daha önce işgal etmiş olduğu Golan’ın bir bölümüne ek olarak geri kalan bölümünü, ülkenin stratejik ve hem Şam’a hem Lübnan’ın bir bölümüne hem de Şam-Beyrut yoluna hâkim olan en yüksek dağını, (Hermon Dağı) ülkenin su kaynaklarının % 30’unu sağlayan barajı, Kuneytra ilini, Dera’nın bir bölümünü işgal etti. Ayrıca tankları serbestçe başka bölgelerde de dolaşmaya başladı.

d) Fiilen yönetimde bulunan HTŞ/El Kaide güçleri ise İsrail’in bu işgal ve tacizlerine karşı tek kurşun atmadığı gibi, yönetimdekiler âdeta İsrail’in işgal ve tacizlerini mazur gösteren ve İsrail’e yaltaklanan açıklamalar (özellikle Şam valisinin açıklaması) yaptılar.

e) İsrail elini kolunu sallayarak yaptığı 500’ün üzerindeki saldırıyla Suriye ordusunun 80 yıllık tüm birikimini (tanklarını, uçaklarını, füze sistemlerini, hava savunma sistemlerini, savunma sanayii ar-ge merkezlerini ve üretim tesislerini, donanmasını vs) yok etti.

Böylece Suriye, yönetimde kimin olduğundan bağımsız olarak, silahı-askeri donanımı olmadığı için işgalcilere karşı ülke topraklarını savunamayacak, yalnızca içeride halka baskı yapabilecek öldürebilecek, adı ordu olan ama gerçekte bir polis-jandarma gücüne mahkum oldu!

f) Suriye’de istikrasızlık ve bölünme daha da arttı. Mevcut bölünmelere Dürzilerin Süveyde bölgesi de eklendi. Hattâ güneyde Ahmed Al-Oudeh güçleri de ayrı bir otorite olarak ortaya çıktı.

g) Suriye eskisine göre yabancı ülkelerin daha çok etkisi altına girdi. Colani’nin Türkiye’nin emri altında olduğu Arap medyasında sıklıkla işleniyor. Ayrıca Colani İsrail’den korktuğu için Dürzilere taviz vermek zorunda kaldı. SDG ilk kez İsraille temas kurdu.

h) Ulusal ordu, istihbarat, hattâ polis dağıtıldı! Mensupları işten atıldı, özellikle Alevi olanların önemli bir bölümü hapsedildi. En az 10 bin kişi belirli bir suçlama olmaksızın hapse atıldı. Diğer kamu kurumlarında da özellikle Aleviler ve Hristiyanların tasfiye haberleri çıktı.

i) Güvenlik kurumlarına, istihbarata ve orduya bir kısmı yabancı (Çinli-Uygur, Özbek, Çeçen, Dağıstanlı, Türk, Arnavut vd) El Kaideci katil, general ve albay olarak atandı. Gebze Ülkü Ocakları yöneticisinin Lazkiye’de görev yaptığını öldürülmesi vesilesiyle öğrendik.

j) Geçici (?) Hükümet esas itibariyle İdlib’teki El Kaide Emirliğindeki katiller arasından atandı. İdlib’te kadınları zina yaptıkları gerekçesiyle kafalarına sıkarak öldürmüş kişi Adalet Bakanı oldu. Çok sayıda kişiyi öldürmüş, tecavüz etmiş başka bir katil savunma bakanı oldu.

k) Yeni fiili yönetimin ilk işlerinden birisi eğitim müfredatını değiştirmek, bu kapsamda müfredattan bilimsel (evrim teorisi gibi) öğeleri çıkarmak, eğitimi dincileştirmek daha doğrusu Sünnicileştirmek, Türkiye’deki yönetime yaranmak için Osmanlıya selam çakmak oldu.

l) Ülkeye karşı uygulanan yaptırımlar kısmen hafifletilse de ekonomik açıdan henüz önemli bir olumlu gelişme görülmedi. Tersine ülkede kalmış kamuculuğun da köküne kibrit suyu döküleceği, başta sağlık olmak üzere kamu hizmetlerinin özelleştirileceğine dair işaretler belirdi.

m) Özellikle Aleviler ve Hrıstiyanlar başta olmak üzere toplumun Sünni olmayan kesimlerine karşı bilinçli çeşitli ve belirli bir yaygınlıkta baskı, saldırı, boyun eğdirme, aşağılama politika ve uygulamaları yürütüldü. Özellikle Aleviler bir bütün olarak hedefe kondu.

Alevilere saldırı, kaçırıp/tutuklayıp öldürme, mallarını gasp etme, dini olarak baskının yanı sıra silahlılar tarafından sözüm ona gönüllü “tebliğ” uygulamalarına tabi tutma, camilerde de imamlar/şeyhler tarafından aşağılanma tehdit edilme ve hedef gösterme uygulamaları oldu.

HTŞ’liler Alevilere hakaret eden, domuz/köpek olarak isimlendiren, ayrıca köpek gibi havlatan onlarca-yüzlerce video yayınladı. Öldürülen Alevilerin sayısı yüzleri buldu. Özellikle çoğunluk olmadıkları Hama ve Humus’ta çok sayıda Alevi tehcir edildi ve ölümden kaçtı.

Bu suçu işleyenlerin yargılandığı/cezalandırıldığı görülmedi. HTŞ yönetimi yalnızca bizimle ilgisi yok diyerek ve sistematik bir şey olmadığını belirtti. Bir diğer ifadeyle, iyi polis rolünü oynayarak kendi sorumluluğunu ikiyüzlüce gizlemeye çalıştı.

11 Ocak 2025

Emir Aşnas

image_pdf
Bunları da beğenebilirsin

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.