DKDD: Haziran PARTİ-CEPHE yolunda düşen genç kuşakların iradesidir

0 133
image_pdf

Devrimci Kültür ve Dostluk Derneği (DKDD) Haziran ayında şehit düşen PARTİ-CEPHE savaşçılarını anma etkinliği gerçekleştirdi. Sosyal medya hesabı facebook’tan bir açıklama yaparak Yeni ve eski kuşaklar birbirine eklenir, birbirinden öğrenir, tamamlar. Esas mesele bu yaratılan değerlerden öğrenerek tarih bilinci ile geleceğin yolunda yeni değerler yaratma iradesidir. Genç kuşaklar tertemiz değerleri kuşandılar, düştüler yola HAZİRAN’ın özü, iradesi oldular.” ifadelerine yer verildi.

  • DKDD ANMA ETKİNLİĞİ:

Devrim ve Komünizm mücadelesinde düşen ve emek veren tüm dostları, yoldaşları andık!

Pandemi sebebi ile bu sene de kısıtlı katılım ile gerçekleştirmek zorunda kaldığımız anmamızın programı:

-Giriş Konuşması-Saygı Duruşu

-“Değerlerimiz nereden gelir?” konulu metin okunması

-Sinevizyon gösterimi

-Topraklarımızda sosyalist hareketlerin gelişimi ve hareketimiz tarihi üzerine metin okunması

  • Anmada okunan “Değerlerimiz Nereden Gelir?” isimli metin:

Uzun bir süredir ortalığı kasıp kavuran pandemi sürecinin devam etmesi nedeni ile geçen sene olduğu gibi yine dar bir anma yapmak zorunda kaldık. Toplumsal çelişkiler büyürken, bir çok standart artık tarihe karışırken, sistemin çatlağı hem dünya hem de ülkemiz öznelinde bütün açıklığı ile ortaya çıkmışken, yitirdiğimiz her bir yoldaşımıza her zamankinden daha çok hasret ve ihtiyaç duyuyoruz.

Değerlerimizi anmak ve onları yaşatmak, deneyimlerini, iradelerini aktarmak bugün en önemli ihtiyaçlardan birisidir. Dünya ve ülkemizin devrim tarihinin derin mirası, bugünü anlamak ve kavramak için birikimlerle doludur. Bu mirası yaratanları anmak ve anlatmak bu yolda yarattıkları değerleri birkez daha hatırlamak, ufuk açıcıdır. Dünü ve bugünü anlayalım, bugüne vuralım ve yarını kuralım !

  • Değerlerimiz nereden geliyor !

İnsan türünün sınıflı topluma geçişi, insanlar arası en köklü ve en uzlaşmaz çelişkinin doğmasına yol açtı. Tarihin en büyük ve en belirleyici temel çelişkisiyle tanıştığımız gün bizim tarihimiz de başladı ! Değerlerimizin tarihi, özgür bir yaşam mücadelesi veren ilk insanla doğdu. Özgürlük için mücadele veren o ilk insandan bu güne değişen çok şey olsa da, değişmeyen “aynı özgürlük mücadelesi ve yarattığı değerler oldu”

Verilen özgürlük mücadelesi İnsanlık tarihinde Paris komünü ile ilk defa gerçek anlamını buldu. Ve bilimsel sosyalizmin ilk ışığı Ekim devriminin doğması ile artık Özgürlük ve Sosyalizm iki eşit kavram olarak mücadelecilerin bilincinde netleşti!

Bu gün … Thomas Münzerler’den, Emiliano Zapatalar’a, Cheler’den, Camilo Torresler’e, Raul Reyesler’den, Abu Ali Mustafalar’a, Andreas Baaderler’den, Mayalar’a uzanan dünya devrimci hareketinden, Yaşadığımız toprakların özneli olan Mustafa Suphiler’e, Deniz Gezmişler’e, İbrahim Kaypakkayalar’a, Mazlum Doğanlar’a ve önder Mahir’e kadar uzanan yitirdiğimiz tüm devrim savaşçılarını anıyoruz…

Ve yine Parti cephemizin içinde, devrimci kurtuluş mücadelemizin kavgasında düşenleri, can siperane mücadele verenleri, hastalıklar yüzünden yitirdiklerimizi ve bir tuğlayı sırtlayanları saygıyla anıyoruz. Bu değerleri yaratan ve hala hayatta, devrimin temiz yerinde kalanları ise selamlıyoruz…

Yine bir Haziran Ayında “Değerlerimizi anıyoruz” etkinliğinde beraberiz.

Haziran ayı özel bir aydır, direnişin ve ölümsüzlerin ayı olmuştur bu toprakların tarihinde. Birçok devrim savaşçısı, devrimci şair ve yazar haziran ayında düşmüş ve birçok toplumsal direniş haziran ile özdeşleşmiştir.

Bizlerin öznelinde de ise Haziran ayı en hain pusunun bile nasıl bir devrimci eyleme dönüşebileceğinin göstergesidir. Devrimci kurtuluş kavgasının değerlerini taşıyanların her dönem olduğu gibi faşizm koşullarında da “dışarıda” nasıl büyük bir coşku ile çarpıştığını, cezaevlerini ise direniş alanlarına dönüştürdüğünü somutlaştıran bir ay. Tarihsel sürecin ilk neferinden, son neferine kadar yarattıkları ortak değerleri bir kez daha anıyor ve selamlıyoruz !

  • Yaratılan Devrimci Değerler Bugün İçin ne anlam ifade ediyor?

Herzaman tekrarladığımız gibi, yitirdiğimiz devrim savaşçıları, devrimin kilometre taşlarıdır.

Yani onların uğruna öldükleri mücadele ile bizim varlığımız arasında bir devamlılık ilişkisi vardır. Varlığımızı kuvvetlendiren geçmiş değerlerin yaratılmasında ki emektir. Bu sadece bir bayrağı devralma değil, onlarla bütünleşmedir. Onlardan geriye kalan anılar, deneyimler, bugün yürüttüğümüz, devrim mücadelesinin içinde varlıklarını sürdürülmektedir.

Bu bütünleşme aynı ufka, aynı ideallere, aynı insanlık düşleriyle adanmaktır. Hiç karşılaşmadan, kişisel olarak tanışmadan, aynı masada oturmadan ortak damarını beslemek, tüm yaşamını o kurtuluş kavgasına bağlamak, bütünleşmenin özüdür budur. Öncüllerimizin yarattığı değerlerin bir parçası haline gelmek ve onları kendi parçamız haline getirmek… Kısacası ölülerimizin üzerine basarak değil, onlardan aldığımız kilometre taşlarını, geliştiremeye çalışarak yükseliyoruz güneşe doğru.

Mücadele geleceğe doğru ilerleyen ama bunu yaparken, geçmişin merdivenlerine de basan bir olgudur. Yeni ve eski kuşaklar birbirine eklenir, birbirinden öğrenir, tamamlar. Bir kuşaktan geriye kalan yada süre gelen birikim, yeni bir başka kuşağın alt yapısını oluşturur, bir zincir halkaları gibi sürer gider.

Esas mesele bu yaratılan değerlerden öğrenerek tarih bilinci ile geleceğin yolunda yeni değerler yaratma iradesidir. Öncülleride değer yapan kendinden öncekilerin bıraktığı mirası yeni değerler ile bütünleştirebilmiş olmalarıdır.

Ve yine tekrarlıyoruz! Yitirdiğimiz devrim savaşçılarının yarattığı değerler devrimin kilometre taşlarıdır. Tertemiz bir mücadelenin ürünü olan bu taşlar, bugün hala genç kuşaklar tarafından öz değer olarak görülmektedir.

****

O genç kuşatan biri Mahir Arpaçay yoldaş 2000’lerin dünyasında düştü yola. Tertemiz değerleri kuşandı.

Yayınlanan not defterinde

“Gün gelir yoldaşları ölümle burun burunayken, onları bırakıp kaçanlarla karşılaşırsın. İşte tam da bu sırada devrimci iraden, senin en güzel dayanağın olur. Mücadelede bir çok olumsuzluklarla karşılaşmak mümkündür. Peki böyle anlarda ne yapmalı? Karşılaştığın soruna sırtını mı çevirmeli yoksa devrimci iradenle aşmalı mısın ? Cevap çok açık olsa gerek Bir devrimcinin düşman karşısındaki en büyük silahı, onun inancı ve sarsılmaz iradesi değil midir? “ Diyordu. İşte kendi sesini değil, yoldaşlarının sesinin yankısını duyuyor şimdi Mahir yoldaş.

2000’lerin Dünyasında Alper Çakas yoldaş da düştü yola. Yayınlanan günlüğünde

“Türkiye’de yapacağımız politik eylemlerimiz var. Aklımda, bizi haberlerden izleyecekler. Ama göremeyecekler. **** Hele bi o günler gelsin artık 5 sene sonra mı bilmem. Tanıyamazlar beni çünkü ben planını bile yaptım **** Devletten yana bir korkum yok. Problem değil çünkü onlar bizim geldiğimizi göremeyecek ama hissedecekler.” Diyordu.

Yine bir mektubunda “Devrimi bekleyen hiçbir kimsenin şüphesi olmasın. Yakında Mahir’lerden, Tamer’lerden, Betül’lerden aldığımız Kızıl bayrağı ülkemiz burçlarına dikeceğiz.” Diye yazıyordu onu özleyenlere.

Enternasyonal bir görevdi o topraklar ama Alper iradeyi kendi topraklarına taşımanın aşkı ile yanıyor, tutuşuyordu yüreği. Esas düşü ve iradesi buydu. “40 yıldır patlamayan tüfeği patlatıcaz dönünce, iyi ders almalıyım” diye not düşüyordu.

Muhammed Arslan yoldaşla birlikteydi… KÖH (Kürt Özgürlük Hareketi)’den birinin “arkadaş sistemi düşünüyor ordan kurtulamamış bilmiyorlarki bizim asıl işimiz sistemden kurtulmak degilde sistemin ortasına zıplamak oldugunu, ancak bilmemelerine veriyoruz.” Diye bir eleştiri getirdiğini aktarıyor Alper. Ve Muammedin cevabını yazıyor. ”Evet benim aklım sistemde, Çünkü ben Mahir’lerden, Deniz’lerden, Kadir Tandogan’lardan, Ahmet Saner’lerden aldığım bayragı oligarşinin burçlarına dikmek için buradayım”

Muhammed yoldaşın kendine seçtiği isim Kadir Tandoğan… Alper Yoldaşın ki Ahmet Saner Koçgiri ve Mahir yoldaşın da Tamer Arda.

İşte Tamer, Ahmet ve Kadir ‘in 2000’lerin dünyasında üç genç devrimcinin iradesi ile bütünleşmesinin özü de yarattıkları devrimci değerlerdir.

Mücadeleye değer katanların değerimiz olması, yaratılan değerlerin verdiği, irade bundan daha iyi tarif edilemez…

image_pdf
Bunları da beğenebilirsin

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.