Devrim ancak bir savaş örgütüyle mümkündür

0 615
image_pdf

Vietnam Kasabı Robert Commer’i kovalayan üniversiteli ile Filistin Kasabı Elrom’u cezalandıran şehir gerillası Ulaş BARDAKÇI’nın tarihsel halkaları olan Bedrettin ŞINNAK, Serpil POLAT, Ramazan GÜLEKEN’in yoldaşları THKC savaşçıları olarak bizler ON’lara sözümüzün gereğini zafere kadar taşıyacağız.


ULAŞ BARDAKÇI’NIN YAŞAM ÖYKÜSÜ


Cevap vermediğim kimliğime gelince:

Adım Ulaş Bardakçı. 1947 doğumluyum.

THKP ve THKC’nin bir savaşçısıyım.


Aralık 1970, Türkiye devrim mücadelesinde bir başlangıçtır. 50 yıllık reformist-revizyonist gelenekten kopuştur. THKP-C politik askeri savaş stratejisi temelinde Türkiye devrim yolunun rotasını belirlemiştir.

Ulaş Bardakçı Fikir Klüplerinden DEV-GENÇ’e, DEV-GENÇ’ten THKP-C’ye uzanan bu devrimci çıkışı adım adım örgütleyenlerden biridir. Gençlik mücadelesinin içinde yetişir. İlklerdendir. Cesur ve yeteneklidir.

Ulaş Bardakçı ODTÜ’lüdür, FKF’lidir, DEV-GENÇ’lidir. Devrimci gençliğin Anti-emperyalist mücadelesinde devrimci birikiminin ilk adımlarını atar. Kommer’in arabasını ateşe veren ve ardından “İki, üç daha fazla Vietnam Ernesto’ya bin selam” sloganını atan  devrimci gençliğin arasında yer alır.

ODTÜ, üniversite gençliğinin devrimci merkezlerinden biridir. Ve ülke genelinde devrimci mücadele durdurulamaz bir ivmeyle yükseliştedir. Her DEV-GENÇ’li gibi o da, Ernesto’ya gerçek bir selam yollamanın arayışındadır. Ayrıca devrimci teori de yetkinleşmeyi amaçlar. Politik askeri mücadeleye dair temel görüşlerini oluşturur. Buna göre Devrim ancak bir savaş örgütüyle mümkündür” der ve Parti-Cephe’nin kurucuları arasında yer alır. ODTÜ’lü öğrenci lideri Ulaş, Türkiye halklarının kurtuluş savaşının liderlerinden biridir. THKP-C’nin Genel Komite üyesidir.

“Ve onlar liderdirler, liderler

Devrim savaşında masa başında oturmazlar

Bu savaşta en ön safta savaşırlar…”

Ulaş’ın ilk eylemi 71 baharında Ankara Küçükesat’ta bir bankada gerçekleştirilen kamulaştırma eylemidir. Daha sonra pek çok ABD hedefinin bombalanmasında, 4 Nisan 1971’de Mete Has’ın kaçırılması eyleminde de yine Ulaş vardır. Hemen ardından 17 Nisan 1971’de İsrail Başkonsolosu Efraim Elrom, kaçırılır. Ulaş, bu eylemin de planlayıcıları ve uygulayıcıları arasındadır.

Ulaş, İsrail Başkonsolosu Efraim Elrom’u kaçırdıklarında. “Dediğimizi yapmalıyız!”. Bu emperyalizme, siyonizme, faşizme devrim cephesinden haykırılan kararlılığın ifadesidir.THKP-C’liler dediklerini yapar. Efraim Elrom’u ezilen dünya halkları adına cezalandırırlar.

28 Mayıs 1971’de tutsak düşer Ulaş. Direnir işkencede. Cevap vermediğim kimliğime gelince. Bu cümleden fazlasını öğrenemez düşman. Şubede iki kez özgürlüğe ulaşmayı denediği için hücreye konulur. Daha hapishaneye getirilirken tüm çevrenin planını kafasına resmetmiştir. THKP-C savaşçısıdır onun Bulunduğu her yer bir mevzi, bir savaş alanıdır.

Ulaş tutsakken Mahir Çayan ve Hüseyin Cevahir Maltepe’de düşmanla çatışmaya girerler. Bu çatışmada Cevahir şehit, Mahir ise tutsak düşer ve Selimiye Kışlasına götürülür. Düşman THKP-C önderini tecrit etmek istemektedir. Ulaş, düşmanın politikasına tavırsız kalmaz. Önderinin, Mahir Çayan’ın Maltepe hapishanesine getirilmesi için açlık grevi yapılmasını örgütler.

Mahir henüz Maltepe’ye getirilmeden yoldaşları savunmayı hazırlama görevini onun yapmasını isterler. O güne kadar hep “askeri” yanıyla tanınan Ulaş, yoğun bir teorik çalışmaya girer. Bu alanda da en az askeri alandaki kadar yetkin, yetenekli ve azimlidir.

Hazırladıkları savunmayı mahkemede kendileri okumaz. Çünkü bundan önce tutsaklıklarına kendi elleriyle son vermişlerdir. Özgürlük tutkusu, Ulaş daha hapishaneye adımını atar atmaz, plan, proje yapmaya dönüşmüştür. THKO’luların başlattığı ve daha sonra THKP-C’lilerle ortaklaştırılan firar çalışması sonucu, 29 Kasım 1971’de Mahir Çayan, Ulaş Bardakçı, Ziya Yılmaz, THKO’lu Cihan Alptekin, Ömer Ayna, gerçekleştirdikleri özgürlük eylemiyle savaşın içine koşarlar.

Firar sonrası 19 Şubat 1972 tarihinde İstanbul Arnavutköy’deki Üvez sokakta üstlenme alanına vardıktan kısa bir süre sonra kaldıkları ev düşman tarafından kuşatılır. İşte o anda birkez daha silahlı devrim cephesinin tohumları ekilir tarihin bağrına. Teslim olun çağrısı “Bize ölüm yok! Asıl siz halkın savaşçılarına teslim olun!” sloganları ve silahlarla yanıtlanır.

“Şunu herkes öğrensin ki: Emperyalizm ve yöneticileri, zamanın büyük devrimcilerini aziz, evliya haline getirir, doktrinlerinin devrimci yanlarını küllendirir, statik, statükocu yanlarını ortaya atar, kendileri için kabul edilebilir yanlarını reklam eder. Arkalarından ah-vah edilir, radyoda programlar düzenlenir. Artık ölen bir devrimci değil, bir evliyadır. Bu şekilde zararsız hale getirilen devrimciler her fırsatta halka sunulur. Artık o halkın kurtarıcısı değil hakim sınıfların paravanasıdır.” Bu sözler Ulaş Bardakçı’ya aittir. Bunu şehit düşen devrimcilere bağlılığının bir gereği olarak görür.

Ulaş Bardakçı, “Düşenler geride kalmazlar, onlar; emekçi halkın kalbinde, ruhunda ve bilincinde, devrimin önder ve itici sembolleri olarak yaşarlar”. diyen bir devrimci çizginin yaratıcıları ON’lardan biridir.

Vietnam Kasabı Robert Commer’i kovalayan üniversiteli ile Filistin Kasabı Elrom’u cezalandıran şehir gerillası Ulaş BARDAKÇI’nın tarihsel halkaları olan Bedrettin ŞINNAK, Serpil POLAT, Ramazan GÜLEKEN’in yoldaşları THKC savaşçıları olarak bizler ON’lara sözümüzün gereğini zafere kadar taşıyacağız.

KÜRTÇE VE TÜRKÇE PDF
image_pdf
Bunları da beğenebilirsin

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.