O devrimci olmayı tercih etti ve öyle veda etti hayata
1981 yılında İstanbul’da doğdu. 1970’li yılların ortalarında Ardahan’dan İstanbul’a göç eden yoksul bir ailenin altıncı çocuğu olarak dünyaya açtı gözlerini. Çocukluğu, Türkiye’nin dört bir yanından göç edenlerin ilgi odağı olan Esenyurt’ta geçti.
Lise çağlarında sınıf mücadelesi ile tanıştı. Bu mücadeleye sempati duymasında, 1980 öncesinde aktif şekilde devrim mücadelesinin içinde yer alan en büyük ağabeyinin etkisi büyüktür.
Lise yıllarında, Parseller’deki Halkevi ile tanıştı. Halkevi’ndeki çalışmalara aktif bir şekilde katıldı. Çocukluğunun geçtiği sokaktaki dünyaya benzemeyen bu yeni dünyada “ezen ve ezilenle” tanıştı. Mahalledeki arkadaşlarından hemen sıyrıldı, birçoklarının hala bihaber olduğu o dünyayla lise yıllarında haşır neşir oldu.
O sıralarda, 1999’un Ağustos ayında Marmara’yı ve İstanbul’u sarsan büyük deprem yaşandı. Depremzedelerin yaralarını saranlar arasına o da katıldı; depremin ardından afete ilişkin bilinçlendirme çalışmalarında yer aldı.
Sonraki yıllarda ÖDP’yle kesişti yolu. Avcılar ÖDP’de yola devam etti bir süre. Bir Umut Derneği ve Umut-Sen’in kurucuları arasında yer aldı.
Sosyal dayanışmaya ihtiyaç olan hemen her yerde O’nu görebilmek mümkündü. 2009’da Esenyurt’u ve Kıraç’ı etkileyen sel felaketinin ardından Bir Umut Derneği ile afetzedelerin yardımına koştu. Bilindik yöntemlere başvurmadı, yani ne bulursa onu alıp götürmedi, tam tersine önce Kıraç’a giderek ev ev gezdi, afetzedelerin ihtiyaçlarını listeledi. Ardından bu listeye göre yardım toplayarak Kıraçlılara ulaştırdı.
O, THKP-C görüşleri doğrultusunda ülke ve dünya devrimin sorunlarına kafa yorandı; bu temelde devrimci sosyalizmle tanıştı. Aynı yıllarda (2009) MLSPB saflarında yer aldı.
Talip Karasansar, halk düşmanı AKP Esenyurt ilçe başkanlığına yönelik bombalı bir eylem sırasında, hazırlanan bomba düzeneğinin zamansız patlaması sonucu 5 Haziran 2012 gecesi, Haziran Şehitleri anısına gerçekleştireceği devrimci bir eylem içinde şehit oldu.
Yaşamı, ölümüne dek “ihtiyaç duyanların” yanında olmakla geçti. Özellikle 80 sonrasında, devrimciliğin ve devrimci olmanın zor olduğu ülkede o “devrimci” olmayı tercih etti, devrimci olarak yaşadı ve 2012’nin 5 Haziran’ında öyle veda etti hayata.
Yararlanılan kaynak: Erdal Karasansar