Küba devrimi dediğimizde aklımıza hemen Fidel Castro, Che Guevera gelir. Ama bir kişi daha var ki devrimin her aşamasında Castro’nun yanı başında olan, Fidel liderliğindeki 26 Temmuz hareketi’nin ilk kadın gerillası, 13 kadın savaşçıdan oluşan ilk kadın gerilla birliği Mariana Grajales Tugayı’nı kuran Celia Sánchez Manduley. *
-Doktorun Kızı
Celia Sanchez Manduley, 9 Mayıs 1920 tarihinde köklü bir isyan ve mücadele geleneği olan ülkenin doğu bölgesinin, Media Luna kasabasında sekiz çocuklu bir ailenin ortancası olarak dünyaya geldi.
Yurtseverlik bilincini ilk olarak ona aşılayan babası Dr. Manuel Sánchez, birçok meslektaşı gibi okulu bitirdikten sonra sonsuz imkânlara erişebileceği merkezde, Havana’da olmak yerine doktora ulaşım imkânı oldukça sınırlı olan Oriente bölgesine, Pilón’a yerleşmeyi tercih etti. Bulunduğu bölgede tüm halka sıtma, su yoluyla bulaşan hastalıklar, tüberküloz, yetersiz beslenme, ateşli silah ve bıçak yaraları, alkolizm tanı ve tedavisi, diş hekimliği ve doğum gibi her başlıkta, çoğu zaman ücretsiz şekilde hizmet verdi. Bunun yanı sıra en yakın rahibin yaklaşık 25 mil uzakta olması ve halkın çoğunun arabasının olmaması sebebiyle aile konuları, istismar ve anlaşmazlıklar da doktora danışılan konulardı. Celia, Küba’nın İspanya’ya karşı mücadelesini, Amerika tarafından sömürülme sürecini, Küba’nın daima yabancı güçler tarafından işgal edildiğini, fakirlik ve mülksüzlüğün nedeninin emperyalist güçler olduğunu ilk olarak babasından öğrenmişti.
Celia henüz 6 yaşındayken annesini kaybetti. Bu büyük şokun yarattığı etki çocukluk yıllarında ağır ateş nöbetleri ve anksiyeteye sebep verdiği için 10 yaşına kadar babası tarafından tutulan özel eğitmenlerle evde eğitim gördü. Bu süreç babasıyla olan ilişkisini de oldukça kuvvetlendirdi. Yaklaşık 15 yıl boyunca babasının kliniğini yönetti. İleride devrimin miğferleri haline gelecek olan halkla kurduğu yakın ilişki, ilk olarak “doktorun kızı” olarak tanındığı bu klinikte filizlendi.
Hayatla kurduğu üretken bağ ilk gençlik yıllarından itibaren belirgindi. Yumuşak bir ses tonuna sahip, sakin mizaçlı Celia, her sabah çok erken uyanırdı. Kırmızı ruju, çiçekli elbiseleri, mini eteği, topuklu sandaletleri ve her zaman manikürlü tırnaklarıyla içindeki yaşam tutkusunu dış görünüşüne de yansıtırdı. Sierra Maestra dağlarında bile manikürlü tırnakları değişmedi. Bulunduğu andan keyif almak ve o anı daha da güzelleştirmeye çalışmak her yerde mümkündü onun için. Bahçe ile uğraşmak, çiçekler, özellikle orkideler, bölgenin tüm doğasını karış karış keşfetmek, at üstünde Sierra Maestra gezileri, derin denizlerde balık tutmak en sevdiği hobileri haline geldi. O yıllarda bu hobilerinin, onu önemli bir yerel öncü haline getireceğini, devrimin ilk adımı olan Fidel ve yoldaşlarının Granma gemisinin yanaşacağı koyu ve dağlara çıkış rotasını oluşturacağını bilmiyordu.
Kliniğin yanı sıra, Miami’den aldığı aksesuarları sattığı küçük bir işletmesi vardı. Celia, kolektif bilincini ilk olarak bir derneğe yönlendirdi. Dernekle birlikte yaptığı kekleri hasat dönemi satarak ve doktorun kızı olarak sahip olduğu geniş iletişim ağını kullanarak para biriktiriyor, her yılbaşında bölgenin yoksul çocuklarına oyuncaklar ve temel ihtiyaç maddeleri dağıtıyordu. 1955 yılına gelindiğinde çocukların sayısı birkaç yüze ulaşacak kadar artmıştı.
30’ların ortalarında Media Lunato’daki yerel okulu bitirdikten sonra, Celia ve kız kardeşi Flávia, Manzanillo’daki özel bir kız okulu olan Enstitü’ye katılmak için babalarının evinden ayrıldılar. İspanya İç Savaşı’nın takip ettiği yıllarda, serenad yazarı, müzisyen, radyo programcısı, ilk aşkı Salvador Sadurní’yle politik ve romantik yıllar geçirdi. Oriente eyaletinin üçüncü büyük şehri olan Manzanillo’da bu aşk hikâyesi herkes arasında hayranlık uyandıran bir üne sahipti. Şehrin güzellik kraliçesi seçilmiş olan doktorun kızı ve ona deliler gibi aşık, sevgilisine radyoda şiirler okuyan ve serenadlar yazan Salvador. Romanları andıran bu dönem 9 Haziran 1937’de Celia henüz on yedi yaşındayken, Salvador’un bir spor kazası sonucu geçirdiği ameliyatta ölmesiyle sonlandı. Sonraki 10 yıl boyunca hayatına giren insanlar oldu, ama kardeşinin deyimiyle kalbine kimse öyle dokunmadı.
Celia otoriteye karşı ilk resmi mücadelesini Enstitü’de verdi. Yazısı okunmadığı gerekçesiyle mezuniyet sınavını kabul etmeyen okul yönetimi, Celia’yı 2. bir sınav için davet ettiler. Celia ise ben sınavımı olması gereken yerde ve zamanda teslim ettim diyerek yönetimin bu keyfi kararını reddetti ve okuldan resmî olarak mezun olmadan ayrıldı. Tüm ailesinin ve en değer verdiği babasının tepkilerine rağmen, kendi bildiği değerler ve doğrular ile var olabileceğini ilk kez göstermiş oldu.
Ergenlik yıllarını ve Sadurni’nin hayaletini geride bırakarak yeni bir başlangıç yapmak üzere Pilón’a taşındı.
-Siyasallaşma Süreci
Batista’nın iktidarı ele geçirmesine tepki olarak aktivist olanlar, Küba siyasetinde reform yapmak için on yıldan fazla bir süredir mücadele ediyorlardı. Ramón Grau, 1944’te hileli seçimlerle cumhurbaşkanı olmuştu. 1947’de resmî adı Küba Halk Partisi olan ancak genellikle Ortodoks Parti olarak adlandırılan yeni bir siyasi parti kuruldu ve Dr. Sánchez, Pilón’da oluşumu desteklemek üzere bir şube kurdu. Parti lideri Eduardo Chibás, 1948’de doktorun evinde bile kaldı. Celia bu dönem dernek faaliyetlerinden, yerel halk ile kurduğu güçlü bağlardan kaynaklanan tüm iletişim ağını bu parti çerçevesinde aktivistler haline getirmeyi ilk kez deneyimledi.
Celia’nın ve çevresindeki sıradan insanların siyasallaşma süreci olağan dışı değildi. Tarihin her aşamasında olduğu gibi baskıya ve zulme karşı kaybedecek bir şeyi olmayan öğretmenler, hemşireler, ev hanımları, sekreterler, telefon operatörleri, baston işçileri, otobüs şoförleri olarak başka seçenekleri yoktu, artık yeter demek zorunda bırakıldılar.
Celia, Ortodoks Parti ile aktivistleşmesinin yanı sıra 40’ların sonunda Campechuela ve Manzanillo sahil kasabalarındaki iki gizli Batista karşıtı gruba daha katılmıştı. Henüz Fidel’lerin Moncada saldırısı Küba’yı sarsmadan önce, Celia ve babası, az sayıdaki Martí takipçileri grubu ile, 21 Mayıs 1953’te sonradan Devrime ev sahipliği yapacak olan Küba’nın en yüksek dağı Sierra Maestra Turquino Zirvesi’nin üzerine bir Martí heykeli diktiler. Eylem sembolikti; José Martí ülkenin en yüksek tepesinden Küba’yı yönetecekti. Yıllar sonra gerilla savaşı döneminde Fidel’in vereceği bir röportaj için burayı seçmesi Celia için duygusal anlamı büyük bir devrimci jest olacaktı.
1952 Batista darbesi sonrası Fidel ve yoldaşlarının organize ettiği 26 Temmuz 1953 Moncada kışlası saldırısı o gün başarıya ulaşmadı ancak Fidel’in tutuklanması, kendisinin üstlendiği ve daha sonra “Tarih Beni Aklayacak” ismiyle kitaplaştırılan savunması onun halkın kahramanı olmasını sağladı. Fidel, halkın da büyük desteğiyle 1955’te serbest bırakıldı ve Meksika’ya sürgüne gitmeden önce 26 Temmuz hareketini kurdu. Batista karşıtı, aktivist Celia hızlı şekilde harekete katıldı.
1956 yılı büyük şeker işçileri grevi sırasında devam eden dernek çalışmaları kapsamında çekiliş yapamayan Celia, yılbaşı için insanlardan oyuncak veya yemek bağışı toplamaya çalışırken ilk tarihi görevini aldı. Fidel sağ kolu Pedro Miret ile mesaj yolladı. Celia’nın harekete dair ilk kontağı olan Ulusal Eylem Direktörü Frank Pais ile birlikte Pedro, Pilon’a gelecekti. Bölgeyi Kübalıların değimiyle palmiye ağacından palmiye ağacına, bilen, güçlü organizasyon yeteneğine sahip ve neredeyse bölgedeki herkesi tanıyan Celia’dan Meksika’dan sürgünden dönen devrimcilerin hareketi başlatmak üzere Küba’ya yanaşabileceği yerleri göstermesi için seçilmişti. Celia, 35 yaşlarında Batista’dan kurtulmak isteyen aydın bir kadındı.
-Granma’nın Yanaşması Planı
1955’in son günlerinde, Fidel’in emirlerini takiben, dört adam Celia’yla buluşup Manzanillo’dan güneye doğru sahil boyunca Celia’nın tüm gençliğini geçirdiği koylarda iniş noktalarını incelediler.
Frank País politik hayatına öğrenci lideri olarak başlamıştı, militan bir ekip kurdu. Ulusal Eylem Direktörü olduğunda henüz 20 yaşındaydı. Celia Frank’e bağlıydı. Sınıf öğretmeni olan Pais’nin anısına yapılan Frank Pais Öğretmen Okulu bugün Santiago’da göreceğimiz ilk şeydir. Uluslararası arenada Che ne ise Küba halkı için de Frank odur.
Celia, Granma’nın çıkarmasını planlarken dikkat çekmemek için yılbaşı etkinliğine devam ediyordu. 1956’da halka açık düzenlediği yeni yıl partisi, hareketi gizlemek için mükemmel bir kılıf olmuştu.
Frank, Celia’dan kendi seçtiği kişilerden oluşan tamamen yeni iki ağ oluşturmasını istedi; gerillaları koruyacak ve gözleyecek olan savaşçı ekip ve onlara yardım edecek gölge ekip. Doğru insanlardan ekip kurarak, yaklaşık 50 mil yarıçapındaki Oriente eyaletinde ulaşımı organize etmek Celia’nın göreviydi. Ekip, Fidel yanaştıktan sonra onu bölgeden çıkaracak ve Sierra Maestra Dağlarına ulaşmasını sağlayacaktı.
Guillermo García, kıyıya mesafesi açısından çok iyi bir konumda olan çiftliği nedeniyle ilk iletişim kurduğu kişi oldu. Küba’ya yaklaştıklarında gerillaların ilk göreceği yer Guillermo’nun çiftliği olacaktı. Celia Guillermo’yu 30’lardan beri tanıyordu, oyuncak dağıtımında ona destek olmuştu. Sığır satın alan biri olduğu için, bölgedeki tüm çiftlikleri, çiftlik sahiplerinin Batista hakkındaki fikirlerini çok iyi biliyordu. Geniş aile babası, öğretmen, 61 yaşındaki Crescencio Pérez ise Fidellerin yürümesi gereken tüm yolları kontrol altına alacaktı. Mongo olarak bilinen Ramon Pérez Montane ise Celia’nın ordusunun üçüncü en önemli adımıydı. Dağlara yakın kahve çiftliğiyle, Mongo’nun çiftliği doğal korumalı bir alandı. 5 büyük Palmiye ağacı sebebiyle çiftliğe Cinco Palmas deniyordu. Cinco Palmas Devrim sürecinin birçok tarihi anına ev sahipliği yaptı ve bugün de hâlâ korunuyor.
Celia, Batista askerleri tarafından tecavüze uğramış kadınlara her zaman yardım etmeye çalışırdı. Bu kadınlar da hareketin parçası haline geldiler. Ekipler bir-iki ay içinde askerlerin geçiş yollarını, silahlarını, nöbette uyumak gibi zayıflıklarını çoktan öğrenmişlerdi. Polisler tarafından dikkat çekmeyen, şeker taşıyan kamyon şoförleri denizden dağlara gerillaları taşımak üzere hazırlardı.
Bu arada Celia, ekipleri oluşturmak için yapacağı görüşmeleri her zaman yaptığı şekillerde gizledi, balık tutmak için botla açıldığını düşündüğümüzde militanlara koyları gösteriyordu, Sierra Dağları’nda arkadaşlarıyla kalabalık piknikler yaptığını düşündüğümüzde kamp alanları belirliyordu.
Oriente Bölgesi, Batista’dan önce bile muhalifliğiyle bilinirdi. Pilon’dan Niquero’ya kadar olan bölge çiftçileri 1930 Machado hükümeti döneminden bu yana greftle ve kırsal muhafızların birçok farklı biçimde sömürmeleriyle taraflarını seçmişlerdi.
2-3 Nisan 1956’da “Los Puros” – Saf Olanlar ismiyle Batista döneminde darbede görev alamayan ve Batista’nın otoritesini sorgulayan bir ekip, başarısız bir darbe girişiminde bulundu. Olaylar sırasında 200 kişi tutuklandı. Bu süreç ordunun bölgede yeniden yapılanmasına ve Celia’nın ekiplerinin askerler konusundaki bilgi birikimlerinin boşa çıkmasına sebep oldu. Bu dezavantaj, Batista’nın kanlı ordusunun aşırılıklarıyla avantaja dönüştü. Olay, 19 Nisan 1956’da Batista ordusunun öğrenci eylemlerine doğrudan ateş ederek 2 kişiyi öldürmesiyle başladı. Ardından öğrenciler Santiago’da duruşmadayken mahkemeye verilen ara sırasında basın, avukatlar, polis ve tüm halkın gözü önünde araya çıkmış herkese tekrar ateş açıldı. Tüm halkı derinden etkileyen bu olaya, Frank ve hareket üç askeri öldürerek yanıt verdiklerinde 26 Temmuz hareketinin meşruiyeti ve gerçek bir ordu olarak halk tarafından sahiplenilmesi süreci başladı. Bu olaydan sonra artık hareket için bağış toplamak bir zorluk olmaktan çıkmıştı.
Celia’nın ekibine dahil ettiği kilit isimlerden bir diğeri, tarih öğretmeninin kardeşi olan Randol Cossío idi. Randol, Batista’nın en güvendiği adam olan Albay Alberto del Rio Chaviano’nun özel pilotuydu. Randol bölgedeki tüm liman hareketlerini kaydetti. 7 aylık istihbarat sonunda hareket, Granma’nın yanaşması için günün en iyi zamanını, haftanın en iyi gününü ölçebilir hale gelmişlerdi.
Celia, Frank ve diğerleri çıkarma planını kusursuz şekilde hazırlarken, Fidel’in bir çok militanı, 24 Haziran 1956’da, Meksika polisi tarafından başka bir ülkeye saldırmaya hazırlanma suçlamasıyla tutuklandılar. Fidel yüklü miktarda kefalet ödeme ve müzakereler sonucu yoldaşlarının çoğunu 3 Temmuz’da serbest bıraktırmayı başardı. Bu süreç Granma’nın satın alınma sürecini hızlandırdı. Granma en fazla 20 kişi taşıma kapasitesine sahip, 64 metre uzunluğunda dizel motorlu bir kruvazördü.
Son anda varış noktası stratejisinin değiştirilmesi Küba tarafında denizden dağa yapılacak yolculuğun daha uzun ve tehlikeli olmasına sebep oldu. Ulaşımdan sorumlu Celia ve ekibinin işi daha da büyük önem kazandı.
Celia bu süreçte, para toplamaya devam etti ve ulaşımda büyük rolü olacak çiftçilere ilk yardım öğretmeleri ve ilaç tedariki için yurtsever doktorları ekibe kattı. Celia’nın kadınları ise 26 Temmuz Hareketine özel üniformalar dikerek hazırlanıyorlardı.
Olan bitenin merkezinde en büyük iletişim ağını örgütleyen Celia, dışarıdan bakıldığında derneği aracılığıyla yemekler düzenleyen, aksesuar satan ve bu yüzden seyahat etmesi normal karşılanan doktorun kızıydı.
Kasım ortasında Meksika polisi Pedro Miret’i tutukladı ve isyancıların cephaneliğini ele geçirdi. 21 Kasım’da Meksikalı yetkililer Castro’ya ülkeyi terk etmek için üç gün verdiler. 25 Kasım Pazar günü saat 02:00’de, Granma’nın küçüklüğü sebebiyle bazı yoldaşlarını geride bırakmak zorunda kalarak, 82 militan Küba’ya doğru yola koyuldu, ya tarihi değiştirecek ya da öleceklerdi.
Granma’nın normal koşullar altında 4 günde geleceğini düşünen ve tüm planlarını buna göre yapan Celia ve Frank, aşırı yük ve bundan kaynaklı olacak gecikmeden habersizlerdi. Karşılama ekipleri yerlerini almıştı. Guillermo Garcia ve Mongo evlerinde hazırdılar, sahilde, tarlalarda, dağlarda, anayollarda tüm yurtseverler gerillaları, Kübalıların deyimiyle “Gelecek Olanları” bekliyorlardı. Nakliye şoförleri, depolarını doldurdular ve kıyılarda yavaşça sürerek, arka yollardan ufku tarayarak pozisyonlarını aldılar.
24 saat geçti, Fidel ortada yoktu. Celia ilk zorlu kararını verdi, beklemeye devam etme kararı.
Bu sırada Frank’in ekibi, Santiago’da, Rousseau evinde, saat 7:00’de ayaklanmayı başlattı. Sokaktan sesler duyuldu: “Viva Cuba Libre! Viva Fidel Castro! Viva la revolución! Abajo Batista!” Herkes zamanın geldiğini düşünüyordu.
30 Kasım biterken Celia hâlâ bekliyordu. İkinci zorlu kararını verdi, 1 Aralık sabahı 9’a kadar gelmemiş olurlarsa operasyonu iptal edecekti.
Bu sırada Frank, yapabileceği kadar ilerledi, ancak gerillalar karaya çıkamadığı ve ordunun dikkati dağılmadığı için geri çekilme kararı almak zorunda kaldı. Ordu gece 3’te şehri ele geçirdi ve sonrasında da kan gölüne çevirdi.
1956 Aralığının ilk gününde saat 09:00’da Celia Fidel’i beklerken, 1948’de Chibás’a ve 1954’te Millo Ochoa’a yardım etmek için gönüllü olan kadınla aynı kadın olmadığını biliyordu. Operasyonu iptal etti.
Granma 2 Aralık Pazar sabahı saat 03:00’te bitmek üzere olan benzinleri, hemen hepsi deniz tutmuş, aç, yorgun, susuz gerillaları ile Küba’nın planlamadıkları bir koyu olan Los Cayuelos’a, Celia’ya göre varacakları en kötü kıyıya vardılar.
O sırada Celia yoldaşlarının başına gelen zararı anlamak ve onları koruyabilmek için yola çıkmıştı. Şehirde hareket üyesi olan bugün hala Küba’da bulunan La Rosa binasındaki bara girdi. Sabah ışığı içeriye vururken polisler girdiler, önce bar karardı ve Celia palasının (Machete) düz tarafı ile işkence yapmasıyla ünlü Machete Kralı olarak bilinen ve Batista’nın kontrgerillası Les Tigres üyesi Hatuey tarafından tutuklandı. Hatuey aynı zamanda Dr. Sánchez’in hastalarından biriydi. Ardından barı geri açıp, Celia biriyle buluşacak ise onu da tutuklamak amacıyla polisler Celia ile yan yana oturmaya başladılar. Önce kibrit alabilir miyim diye sordu? Evet yanıtını aldı, barmen yoldaşına yürüyüp kibrit aldı. Ardından çiklet alıp alamayacağını sordu, yine olumlu yanıt aldı. Çikleti almak için kapıya yanaştı, tereddüt etti ve birden kaçmaya başladı. Şeker değirmenine kadar koştu. “Tamamen güneş alan, düz ve otlarla dolu açık bir alana geldim. Orada kaldım ve saklandım.” Önce polisin onu bulmasını bekledi, bir saat kadar polis gelmeyince her defasında çok küçük mesafelerde sürünmeye başladı, tarlanın sonuna gelmesi öğleden sonrayı buldu. Hayatını kurtaran detay yabani bitki marabu oldu. Aşırı sert, dikenli ve büyük olan bir marabu yatağına sığındı. Saçları yolunarak ve kafa derisi kesilerek, elleriyle yüzünü koruyarak ilerledi. Bu şekilde ajanları atlatmayı başardı. Havada uçan askeri uçakları gördüğünde Fidel’in başardığını anladı. Fidel ve yoldaşları köylülerin, odun kömürü işçilerinin, kamış toplayıcılarının, çiftçilerin desteği ile Sierra Dağları’na doğru ilerlediler.
Kafatasından çıkarılan 13 marabu dikeni ve korkunç baş ağrılarına rağmen, Celia ekipler oluşturmaya devam etti. Pirinç tarlası müdürü Felipe Guerra Matos önemli isimlerden bir diğeriydi. Celia hâlâ bekliyordu, Fidel nerede? Ardından Frank ile buluşmayı başardı. Frank eve dönüp Mongo’dan haber beklemesi gerektiğini iletti.
Fidel ve yoldaşları, Celia’nın güvenli alanına ancak 13 Aralık’ta ve 21 kişi kalarak girebildiler. Bu süreçte hayatta kalmalarını Celia’nın militan çiftçileri sağladı: Manuel Fajardo, Crescencio Pérez ve Guillermo García. 16. günde Fidel Mongo’ya teslim edildi. Mongo Celia’ya bizzat kendisi haberi verdi. Celia ile Fidel’in yüz yüze tanışması için hâlâ bir yılı aşkın zaman vardı.
-Güvercin ve Zebra
Celia artık yeraltı hayatındaydı, her gece mekân değiştiriyordu. Elbette yine geniş iletişim ağı ona kol kanat geriyordu. O dönemin yoldaşlarından Elsa Castro, Celia’nın ünü ülkeye yayıldığında, Manzallo halkının hem çok şaşırdığını hem de zengin aileler dahil birçok hane tarafından gönüllü olarak korunduğunu anlatıyor. Doktorun kızı, şehrin güzellik kraliçesi, yılbaşlarının vazgeçilmez oyuncak dağıtıcısı Celia kent tarafından sahipleniliyor.
Yeraltı günleri sırasında yoldaşı Hector’un hayatta kalmasında önemli bir rolü vardı, tüm bu taşınmalar sırasında güvenliği sağlıyordu. Hector, Celia’nın narinliği, yumuşak ses tonu ve zarafeti sebebiyle ona güvercin kod adını vermişti. Yeraltı günlerinde Celia hareket dışından paralel örgütünü kurdu. Kuryeler, terziler, tedarikçiler, nakliyatçılar, parti vererek bağış toplayanlar… Santiago’daki Frank’e mesaj taşınması için oluşturduğu kurye sistemi, özellikle kadınları harekete geçiren önemli bir mekanizmaydı. Daha önce hiçbir politik eylemde bulunmamış kadınlar… Bir ulusun özgürlük hikâyesini yazan kahramanlar…
Celia’nın siyah beyaz çizgili ve Hector’a göre dikkat çeken ve riskli bir elbisesi vardı. Celia yine de bazen bu elbiseyi giydiğinde, Hector bugün Güvencin’im yok, bugün Zebra’m var derdi.
-Sierra Maestra ve Yer altı Örgütü
1956-1958 arası Sierra Dağları Devrim mücadelesinin merkezi konumundaydı. 17 Ocak 1956’da La Plata sahili yakınında bulunan yalıtılmış bir ordu garnizonuyla gerillalar arasında geçen ilk mücadele başarılı olmasına rağmen, Batista Fidel’in öldürüldüğü yalanı ile politik olarak güç kazanma stratejisiyle ilerledi. Bunun üzerine 26 Temmuz Hareketi’nin yeni amacı Fidel’in yaşadığını kanıtlayabilecek kanallara odaklanmak üzere geliştirildi. İlk önemli adım, tüm hareket liderlerinin katılımıyla gerçekleştirilen New York Times muhabiri, Herbert Matthews’in baş sayfadan yayınlanan röportajı oldu. Fidel yaşıyordu. Gazetecilerin iletişimi ve lojistiğini yine Celia sağladı.
Celia ve Fidel, ilk kez yüz yüze bu röportaj için 17 Şubat, 1956’da bir araya geldiklerinde tanışmış oldular. Celia ve Fidel’in tüm gün ve gece boyunca sohbet ettiklerini biliyoruz. Fidel ve Celia, tanışmalarının ve hatta aynı harekete katılmalarının çok daha öncesinden beri aynı idealler için mücadele ediyorlardı. Tanıştıkları o günden itibaren, hayatlarının sonuna kadar, omuz omuza yeni insanı ve yeni dünyayı yaratmayı amaçladılar. Bu noktada, popülist tarihçilerin, aralarında bir aşk olup olmadığı dedikodusuna yanıt vermek faydalı olacaktır. Bireyleri, insana yaraşır bir dünya kurma idealinden daha fazla birbirine bağlayan ne olabilir? Onlar, yaşamlarını insanlığa özgür bir dünya yaratmaya adayan yoldaşlardı. Bundan öte tüm tanımlar anlamını kaybetmektedir.
Röportaja Celia’nın sıradan kahraman kadınlarının diktikleri ve 26 Temmuz Hareketi’nin üniforması olacak olan gri iş kıyafetleriyle katıldılar. Raúl, röportajı tiyatro yönetiyormuş gibi yönetti. Röportaj sırasında aynı gerillalara farklı gömlekler giydirerek sayıyı olduğundan daha fazla göstermeyi başardı. Matthews, Fidel’in tarihî imzasını alarak yaklaşık üç saat sonra görüşmeyi tamamladı. 24 Şubat, 1957’de röportaj ana sayfadan yayınlandı. Batista haberin yalan olduğunu iddia edince, Times cevap olarak Fidel’in ıslak imzasını ve Matthews ile Fidel’in fotoğrafını yayınladı. Amaçladıkları toplumsal desteği sağlamış oldular.
Röportajdan sonra yapılan gerilla toplantısında, yeni dünyanın mimarları, hareketin büyümesine karar vererek görevlerine dağıldılar. Frank’in görevi doğru insanları bulmak, Celia’nın görevi ise yeni gerillaları mücadeleye hazırlamak, silah ve üniforma sağlamak, lojistiği yönetmek olacaktı. Celia, Hector Llópiz’in kardeşinin çalıştığı ve marabu bitkileriyle kaplı, dikkat çekmeyecek olan, boş pirinç tarlalarında kendi mimari önerileriyle korunaklı, risksiz bir eğitim kampı kurdu. Bu süreçte Frank’in tutuklanıp serbest bırakıldığı tüm boşluklarda, yeraltı örgütü sorumluluklarının tamamını Celia üstlendi.
53 yeni gerilla Celia’nın sağladığı operasyonla Fidel’e gönderildiler. Yeni ekibin ilk deneyimi büyük bir şok oldu. Matthews’un makalesinde gördükleri kalabalık savaşçıları, güzel yaşam koşullarını ve en fazla altı ay-bir yıl dağda kalıp zafer kazanacaklarını hayal ederken, 17 gerillanın bulunduğu kampta Fidel’in savaşın belki 15-20 yıl sürebileceğini anlatmasını dinliyorlardı. Fidel’i, yoldaşlarını ve kurmak istedikleri dünyayı tanıdıkça, buna uyum sağlamaları çok zor olmadı.
Celia bu sırada, diğer önemli iletişim görevi olarak CBS yapımcısı ve gazeteci Robert Taber’in televizyon röportajını organize etme işini üstlendi. Gazeteci ile buluşacakları gün evlerine yapılan polis baskınından da ustalıkla kaçmayı başardı. Bu görevini de başarması ve şehirde olmasının verdiği riskler sebebiyle, isyan ordusuna dağlara katılan ilk kadın gerilla oldu. Fidel, röportajı Küba’nın en yüksek tepesi Pico Turquino’da, 1953’te Celia, babası ve o dönemdeki yoldaşları tarafında dikilen Martí heykelinin önünde yaparak, Celia’ya yoldaşça hediyesini vermiş oldu.
9 Mayıs, 1957’de hayatın her anından, her koşulda güzellik bulup çıkaran Celia, 37. yaş gününü kamp alanında kutlarken en güzel hediyesi Frank’in serbest bırakıldığını öğrenmek oldu.
18 Mayıs’ta Robert Taber’in röportajı yayınlandı. Robert yazısında, mücadelenin kadın önderleri Celia Sánchez ve Haydée Santamaria’dan bahsederken oldukça şairane tanımlar kullandı. Celia’nın militan üniformasına iliştirilmiş bir buket çiçekli fotoğrafına ithafen, onu ormandaki çiçeklerin en güzel kokusuna sahip “vahşi gardenya” olarak tanımladı. 18 Mayıs 1957’de röportajın 3 Amerikan televizyon kanalında yayınlanması ve Küba halkının yarısı tarafından heyecanla izlenilmesi sonrası Fidel yeni bir başarı daha kazanıyor ve Celia “doktorun kızı” unvanından mezun olarak “Celia Sánchez” olarak anılmaya başlıyordu.
Küba botanikçisi Alberto Areces, çiçeğin tarihi bir sembol olduğunu anlatıyor. Küba’nın 1860-1890 yılları arasında ilk gerilla hareketi olan Mambisa ordusu tarafından yürütülen iki Bağımsızlık Savaşı’nda, çiçeklerin bağımsızlık savaşının onurlu mücadelesini sembolize eden figürler olarak kullanıldığını açıklıyor. Özellikle Afro-Kübalı kadın destekçilerin faşist ordularına inat sokaklarda Mariposa çiçekleriyle özgürlük mesajlarını ilettiklerini söylüyor.
Celia, gerilla yaşamının ilk ayında Uvero Savaşı ile 28 Mayıs 1957’de ilk mücadelesine katılıyor.
4 Haziran, 1957’de United Press International’ın eğitimli 800 ABD birliğinin Sierra Maestra’ya gönderildiğinin yayınlanması üzerine, henüz hapisten çıkalı 1 hafta olan Frank, tüm ülkede ve şehirlerde yerel birliklerin sayısının hızlı arttırılması hedefiyle hazırlıklarına devam ediyor. Frank’in bu kararı, hareketi devrime götüren en önemli adımlardan biri oluyor.
Yeni kararla birlikte ihtiyaçlar kapsamında Celia tekrar gerilla yaşamından, yeraltı örgütü yaşamına, Manzanillo’ya dönüyor. Fidel o dönemi Celia’ya yazdığı mektubunda şöyle ifade ediyor: “Sevgili Kız Arkadaşım, buradaki varlığınızın o kadar hoş anıları var ki yokluğunuz gerçek bir boşluk bıraktı. Sen ve David [Frank] iyiyseniz, her şey yolunda gidiyor demektir ve zihinlerimiz rahat olacaktır. Bir kadın elinde bir tüfekle dağların etrafında dolaşsa bile, adamlarımızı her zaman daha düzenli, daha iyi, daha beyefendi ve hatta daha cesur yapar…” Aynı hafta Raul ise mektubunda Celia’ya; “Querida Madrinita”, “Sevgili Küçük Patroniçe” olarak hitap ediyor.
Temmuz Ayı’nın ilk 2 haftası, Frank, Celia ve hareket için oldukça zorluydu. Ajan olduğu daha sonra anlaşılan Moran’ın harekete ihaneti sonrası, birçok yeraltı örgütü üyesi art arda tutuklanmaya başladı. Frank, yoldaşı ve kardeşi Josué Maceo’yu ve diğer 2 önemli yoldaşını kaybetmişti.
Frank, bir yandan da Batista karşıtı Otantik ve Ortodoks Parti militanlarını, 26 Temmuz Hareketi’nin çatısı altında birleştirmeye çalışıyordu. Aynı zamanda yeraltı hareketini desteklemek için, Sivil Direniş Hareketi oluşturmaya çalışıyordu. Bu kanal, para toplamak ve militanların güvenli evlerde sığınmaları için kritik önemdeydi. Santiago profesyonelleri ve iş adamları, eşleri sivil hareketin birer parçasıydılar.
Henüz 23 yaşında olan Frank, Sivil Direniş Hareketi’ni hedeflediği gibi ulusal çapta büyütmüştü. Sivil hareketin büyümesi ve meşruluğun artmasının da etkisiyle Temmuz ayı ortalarında Fidel en önemli siyasal başarılarından birini gerçekleştirdi. Frank’ın organizasyonuyla, Raúl Chibás ve Küba Ulusal Bankası eski başkanı Felipe Pazos, Fidel ile görüştüler. Önemli karar mekanizmalarında yer alan bu aktörlerle olan görüşme 26 Temmuz Hareketi’nin genel nüfus arasında saygınlığını arttırmak açısından önemliydi. Her ne kadar Küba halkı Batista’dan nefret ediyor olsa da, hareketin silahlı mücadele olması halkın gözünü korkutuyordu ve onaylamakta tereddüt ediyorlardı. 12 Temmuz 1957’de söz sahibi kitlelerle gerilla hareketi arasında Sierra Maestra Manifestosu’nu imzalandı. 28 Temmuz’da Manifesto’nun Bohemya gazetesinde yayınlanması hareketin meşruluğunu daha da arttırdı.
Celia ve Elsa Castro, Moncada saldırısının yıldönümü olan 26 Temmuz 1957’de siyah mürekkeple işaretledikleri bir sürü balonu göklere salarak ve polis merkezinin üzerinde uçmalarını sağlayarak yaratıcı eylemleriyle, psikolojik üstünlüklerine devam ettiler.
Temmuz ayı sonunda polis baskınları durdu. Frank, tüm bu organizasyonlar, 1 ay önce kaybettiği kardeşinin yası, sevgili ve annesinin hasretiyle ağır bir depresyon içerisindeydi. 30 Temmuz 1957’de polis kurşunuyla öldürüldü. Daha önce Frank’in Küba halkı için, dünyanın Che’ye verdiği önem gibi bir konumda olduğundan söz etmiştik. Polis bile, süreç boyunca ilk kez yaptığı eylemden korktu ve sadece bu olay özelinde ilk kez geri adım atarak, 30 Temmuz 1957’de tüm barikatları sokaklardan kaldırdı. 31 Temmuz, 1957’de 163 bin nüfuslu Santiago’da 60 bin destekçi, sokaklarda Frank’i son yolculuğuna uğurluyorlardı. Ertesi gün Holguín, Camagüey, Santa Clara ve Matanzas’ta grevler yaşandı. Frank’in öldürülmesinin yarattığı bu politik etkiyle, genel grevi deneyimleyen Küba emekçileri, hükümetlerinden kurtulmanın mümkün olduğunu anladılar ve kendi güçlerinin farkına vardılar.
Frank’in ağır kaybı sonrası yeraltı örgütü yönetimini Celia devraldı. İletişim yetkinlikleri oldukça güçlü olan Celia, bu ağır görevin üstesinden gelmeyi de başardı. Fidel, o dönem yazdığı bir mektubunda Celia’ya olan güvenini şöyle ifade ediyor: “Çok dikkatli olun! Nedenini bilmiyorum ama başınıza bir şey gelmeyeceğinden eminim. Frank’le olan talihsizliğimiz tekrar gerçekleşemeyecek kadar büyüktü.”
Eylül 1957, bir yandan hareket büyürken, bir yandan da para bulmanın zorlaştığı ve iletişimin gerginleştiği bir dönem olarak geçti. Celia dağa dönmeye çalışırken baskını atlatıp tekrar yeraltına döndü.
17 Ekim 1957’de Devrim sürecine kadar birkaç seferi saymazsak, şehre tekrar dönmemek üzere gerilla yaşamına başladı. Fidel ile birlikte tekrar şehirlere dönmeleri zaferi getirmek için atılacak son adım olacaktı. Celia gerilla dönemini, hep hayatının en güzel dönemi olarak tanımlar.
-Dağlarda Celia Esintisi
Celia gerilla hayatına başladığında ilk olarak mücadelede kaybettikleri yoldaşları Angel Palomares’in büyükbabası tarafından bakılan torununa destek olmaya çalıştı. İnek sütünü reddeden bebeğe konserve süt vererek hayatta kalmasını sağladı. Eugenia ismini verdikleri bebek, Fidel ve Celia’nın katılımıyla dağlarda vaftiz edildi.
Bu günler tamamen göçebe hayatı şeklinde, günde ortalama 10-12 saat yağmur altında yürüyerek ve her gece kamp kurup konaklayarak ilerliyordu. Kumandan Dermidio Escalona, Celia gibi zarif birinin bu koşullara dayanabilmesine inanamıyorduk, sözleriyle o günleri anlatıyor.
Hareketin ulusal yöneticisi Haydee Santamaria’nın arada gelip gitmesi dışında kamptaki tek kadın olan Celia’nın ikinci büyük katkısı, Fidel’in birçok işine destek olarak, onun planlamaya daha fazla zaman ayırmasını sağlamak oldu. Döneme şahitlik eden devrim kahramanları, Celia’nın asla Fidel’den önce uyumadığından söz ediyorlar.
26 Temmuz hareketi için çok önemli olan doktorlarla birlikte, dağ köylerindeki çocukların tedavi süreci de Celia’nın girişimiydi. İsyan ordusunun halk tarafından sahiplenilmesine de çok önemli katkı sağladı.
Hem Celia hem de birçok devrim kahramanı için militanlık sürecinin hayatın akışının doğal bir sonucu olduğunu tekrar hatırlamakta fayda var. Yaşanan adaletsizlik ve haklı mücadele insanları militanlaştırıyordu.
Batista ordusunda görev olan devrim destekçilerinden alınan bilgi, ordunun yaz sonuna kadar gerillalara saldırmayı planlamadığını gösteriyordu. İsyan ordusu, bu süreyi savunma stratejisini oluşturmak amacıyla değerlendirdi. Ordunun tüm bölgeden geri çekilip, dağdakileri destekleyen halkı ablukaya alması üzerine, “özgür bölge” halkının ve dağdaki gerillaların beslenmesinin ve sağlıklarının sorumluluğu yine Celia’ya verildi. Celia ünlü katır ulaşım ağını o dönem yarattı. Aynı zamanda çiftlik sahiplerine tarım ve hayvancılık öğreterek, beslenme sorununun içeride çözülmesini sağladı.
1958 Şubatında gazeteci Enrique Menesis’in Fidel ve Senatör Dr Leon Ramirez Manzanillo’nun barış amacıyla yaptığı görüşmeleri yayınlamak amacıyla kayda alması organizasyonu yine Celia’daydı.
Bu dönemde savaş için gerekli tüm malzemelerin tedariki Celia’nın sorumluluğundaydı.
Ardından merkez üsse binalar inşa etmeye başladı. Askerî alan, hastane, mutfak, ayrı bir giriş binası, sivil kayıtlar bürosu gibi birçok yapıyla Celia artık mimardı.
Nisan 58’de dağlardan yayınlamaya başladıkları radyo programı ile halkın desteğini kazandılar. Halkın büyük çoğunluğu Mayıs 1958’e gelindiğinde Radyo Rebelde’yi dinliyordu.
Celia, Ekim 1957’nin ortalarından Nisan 1958’e kadar dağlarda geçen dönemde Fidel’in sesi olmayı başarmıştı. Komutan Delio Ochoa, o dönemi şu sözlerle aktarıyor: “Çoğumuz Celia’yı Sierra Maestra’da komuta zincirinde Fidel’den sonraki ikinci kişi olarak görürdük, çünkü Fidel onun emirlerini hiçbir zaman iptal etmedi. Fidel’in düşünce tarzını çok iyi kavrıyordu ve onun yönetiminde hata yapmayacağımızı biliyorduk.”
Las Vegas bölgesi çevresindeki çocuklara ve okuma yazma bilmeyen ebeveynlere ve gerillalara eğitim vermek üzere yedi okul kurmaya başladı.
Stratejik olarak paha biçilmez öneme sahip, telefon sisteminin inşa ve tedarik sürecini yine Celia üstlendi.
Kübalı tarihçilere göre, Vahşi Gardenya’nın mücadelede oynadığı rol, Fidel’in ona bir görev vermesinden sonra nasılını düşünmesine gerek kalmadan, işin sonuçlanabiliyor olmasıydı.
-Zafere doğru
Haziran 58’e gelinirken ve Batista ordusu yavaş yavaş yaklaşırken, Celia, Fidel ile bölüklerin iletişimini yürütüyordu. Bu süreçte Celia’nın tarihe en önemli katkılarından biri, referans aldığımız bu kitap gibi çoğu yayının oluşmasını sağlayan savaş belgelerinin arşivini biriktirme kararı oldu. Fidel ilk başta bunu riskli bulsa da müdahale etmedi. Bu sayede birçok tarihî mektuba erişim imkânı buluyoruz. Bu hobiyi, iyi bir tarihçi olmayı babasından öğrenmişti.
Temmuz savaş sırasında, Fidel’in yanında, tüm toplantı alanlarının ve yemeklerin organizasyonu, yeni gelen isyan ordusu askerlerinin karşılanması, soruların yanıtlanması Celia’daydı. İlk önce Celia’ya danışılması Fidel’e ihtiyaç duyduğu zamanı veriyordu.
Celia, Fidel ve Batista’nın ordusu, isyancı ordusu ve Kızıl Haç arasında 23-24 Temmuz tarihlerinde gerçekleşen görüşmeler sırasında Fidel’e eşlik etti.
Devrim’de bir dönüm noktası olarak kabul edilen El Jigue Savaşı sonrası yapılan müzakerelerde, isyan askerlerinin rehin aldığı Batista askerlerini, ilaçlar ile takas etmesi Fidel’e büyük bir başarı kazandırdı. Hem orduyu moralman güçsüzleştirdi hem de askerlerin öldürülmek yerine takas edilmesi saygınlığını arttırdı. Dağda yaşadıkları üçüncü evi Celia inşa etti.
Rehin alınan askerlerin fazla olduğu dönemde Batista askerlerinin umudu, gerillalarının beslenme için ateş yakmak zorunda kalması ve duman ile onları kolay bulabilecekleri idi. Celia ise Amerikan ordusu yağmalarından aldıkları protein vitaminleri ile ekibi besleyerek, bu sorunun da üstesinden geldi.
Gerillaların merkez üssü bir savaş alanıyken, Celia her yere, yollar boyunca orkideler ve Coleus çiçekleri ekti. Tıpkı Nazım’ın dediği gibi hem de hiç öyle çocuklara falan kalır diye değil, yaşadım diyebilmek için. Gómez, Celia’yı anlamak için çiçekleri görmemiz gerektiğini söyler. Bugün hâlâ merkez üssü, Celia’nın inşa ettiği binalar ve çiçekler Küba’da koruma altındalar. Merkez üssü olarak anılan bu alan, henüz kurulmamış bir hükümetin ilk başkanlık sarayıydı.
Batista ordusunun saldırısı, Albay Fernando Neugart’ın yenilgiyi kabulü olarak görülen şu sözlerle, 6 Ağustos’ta sona erdi: “Dağlar sizin olabilir, ama sizi vadilerde bekliyoruz.”
Herkesin kalbine ayrı ayrı dokunmaya gücü yetecek kadar insana inanan Celia, 13 Ağustos’ta Fidel’in otuz ikinci doğum gününü, savaş ortamında, Küba tropik yazının yoğun ısı ve neminde, kuru buzla doldurulmuş dondurmalı kek parçaları servis ederek kutladı.
Celia’nın açtığı bu yolun ardından, 3-4 Eylül 1958’de Mariana Grajales adıyla devrimin ilk kadın direniş birimi Sierra Maestra dağlarında kuruldu.
-Zafer
Celia ve Fidel, son savaş için merkez üssünden şehre indiler.
1958’in sonlarında isyan ordusu inanılmaz bir hızla büyümüştü. Sayıca çok üstün olan Batista ordusu ise motivasyonunu ve savaşa olan inancını büyük oranda kaybetmişti.
28 Aralık, 1958’de Fidel ve General Eulogio Cantillo, savaşı bitirmek üzere masaya oturdular, Batista’nın Küba’da kalması konusunda el sıkışmışlardı ancak 31 Aralık’ta Batista Küba’dan kaçtı.
31 Aralık’a kadar geçen sürede, 26 Temmuz Hareketi üyeleri, ülke çapında Devrimci Direktuvar ve diğer Batista karşıtı gruplar ile birlikte polis karakollarını işgal etmeye başlamıştı.
Fidel’in faşist yönetim ordusuyla son kez masaya oturmasında Celiada vardı. 1 Ocak 1959’da Santiago’nun kuzeydoğusunda (şimdi Gran Piedra Milli Parkı içinde) bir karakol olan El Escandel’de, alay şefi Albay José Rego Rubido, Santiago de Küba’yı ve güçlerini isyan ordusuna teslim etti. Fidel ve Celia önce Santiago’ya ve sonraki günlerde birçok kente savaşmadan girdiler. Her kent kazanımı sonrası, ordu askerlerine bir sonraki adımı söyleyen yine Celia’ydı.
Eski Plaza Cespedes’in kenarındaki belediye binasının balkonundan yapılan ve devrimin başlangıcı sayılan Fidel’in tarihi konuşması şöyleydi: “Halkın sevgisinden daha büyük bir zafer olabilir mi? Bize uzanan, umut, inanç ve sevgi dolu bu binlerce sallanan koldan daha büyük bir ödül olabilir mi? Şimdiye kadar hep yaptığımız ve bundan sonra da her zaman yapacağımız gibi, görevimizi yerine getirmekten, daha büyük bir tatmin, daha büyük bir ödül olabilir mi? Bu konuşmayı, kendi adıma yapmıyorum. Fiziksel olarak Frank Pais burada değil, bir çok başkaları gibi, ama ruhsal olarak buradalar ve ancak ölümlerinin boşuna olmadığı memnuniyeti ile, geride bıraktıkları muazzam boşluğu telafi edebiliyoruz ” (1 Ocak 1959).
Celia, Celia’ydı. 6 Ocak 1959’da, bu sefer Devrimin Hava Kuvvetleri olan uçak ile, Sierra savaşının parçaladığı bölgelerin üzerinden, isyancıları destekleyen aileleri hedef alarak, oyuncaklarını dağıttı.
Devrimden sonra Celia, Bakanlar Konseyi Başkanlık Sekreterliği’ni sürdürür. Bunun dışında Meclis milletvekili, Küba Komünist Partisi Merkez Komitesi üyesi ve Küba Kadınlar Federasyonu Ulusal Direktörü görevlerini de yürütür. Celia 11 Ocak 1980’de yakalandığı akciğer kanseri sonucu yaşamını yitirir. Yola neden çıktığını yol zafere kavuştuğunda da unutmaz Celia. Ve uğruna savaştığı Küba halkı ve kadınlar da onu unutmaz.
*Yazının tamamı Nancy Stout’un 10 yıllık emek sonucu kaleme aldığı “Aralık’ta Bir Gün, Celia Sánchez ve Küba Devrimi” kitabı referansla kaleme alınmıştır, 2013, Monthly Review Press.