FHKC: Aksa Tufanı dersleri askeri akademilerde öğretilecek
Mescid-i Aksa Tufanı direnişinin birinci yıldönümünde Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) Siyasi büro, “Aksa Tufanı, Filistin direnişi tarihinde stratejik bir dönüm noktası olmuştur, hem planlama hem de uygulama açısından bu savaşın dersleri askeri akademilerde öğretilecek.” vurgusu yaparak bir açıklama yayınladı.
– AKSA TUFANI AÇIKLAMASINDA FHKC ŞUNLARI SÖYLEDİ:
Mescid-i Aksa Tufanı mücadelemizde stratejik bir dönüm noktasıdır ve Direniş kırılmayacaktır.
Destansı 7 Ekim çıkışının birinci yıldönümünde, Filistin halkının mücadele yürüyüşündeki bu istisnai olayı gurur ve saygıyla anıyoruz; çünkü o an, acımasız işgal karşısında Direniş’in sağlam iradesini somutlaştırmıştır. Bu savaş, çatışmanın gidişatında stratejik bir değişim olmuş, düşmanın zayıflığını ve kırılganlığını ortaya çıkarmış ve iç krizlerini derinleştiren askeri caydırıcılık sisteminin çatladığını göstermiştir.
Geçen yıl bu şanlı günde, yüzlerce direniş savaşçısı Gazze Tümeni’ni ezici bir yenilgiye uğratmayı başardı ve birkaç saat içinde işgal altındaki topraklarımızın büyük bir bölümünü kontrol altına alarak yüzlerce esir asker ve subayla geri dönmeyi başardılar.
Bir yıl boyunca süren kapsamlı siyonist saldırganlık karşısında Direniş, düşmanın askeri kapasitesini felç eden ve “direnişi birkaç hafta içinde ortadan kaldırabileceği” yanılsamasına kapılan siyonist liderliğini şaşırtan niteliksel operasyonlar gerçekleştirmeyi başardı.
Kara saldırıları sırasında işgal, yakıp yıkma politikasına rağmen ağır can ve araç kaybına uğradı. Direniş ise İsrail şehirlerini ve yerleşimlerini roketlerle bombalamaya devam etti ve siyonist derinlikleri vurdu.
İran İslam Cumhuriyeti’nin aktif katılımıyla Filistin, Lübnan, Yemen ve Irak’tan Direniş Ekseni grupları arasındaki meydan birliği ortaya konuldu; füzeler ve İHA’larla düşmanın yorulmasına ve caydırıcılık denkleminin geliştirilmesine katkıda bulunuldu. Bu da Direniş’in bölgesel arenadaki varlığını güçlendirdi.
Siyonist varlık, siyasi ve uluslararası düzeyde, işlediği acımasız suçlara karşı artan küresel protesto dalgalarıyla kendini eşi benzeri görülmemiş bir yalnızlık içinde bulurken, Uluslararası Adalet Divanı, ABD yönetiminin baskısı nedeniyle bu mahkemelerin çalışmalarını engelleyen kısıtlamalara rağmen işgal suçlarını kınayan kararlar yayınladı, uluslararası forumlarda siyonist varlık üzerindeki uluslararası baskı arttı, siyonist yalanlar karşısında Filistinlilerin sesi yükseldi, bu da özellikle dünyanın dört bir yanındaki üniversitelerde benzeri görülmemiş küresel protestolara yol açtı.
Çatışmalar Gazze Şeridi’nden Batı Şeria’ya, oradan da Lübnan’a yayılırken halkımız ve direnişimiz bir yıl boyunca yüzbinlerce şehit, yaralı, kayıp ve tutsak vererek büyük fedakârlıklarda bulundu.
Bu savaşta, şehit lider ve şehitlerin efendisi Seyyid Hasan Nasrallah, ikonik lider İsmail Haniye ve lider Salih Aruri ile Cephe Siyasi Büro Üyesi ve Güvenlik ve Askeri Departman Başkanı yoldaş Nidal Abdel-Al başta olmak üzere Halk Cephesi’nin çokça lider ve kadro grubu da dahil olmak üzere büyük liderler şehit oldu.
Gazze ve Batı Şeria, daha önceki hiçbir çatışma ya da savaşta görülmemiş acımasız siyonist bombardıman sonucunda altyapının büyük ölçüde tahrip edilmesine tanık oldu; bu da yüz binlerce insanın zorla yerinden edilmesine yol açtı. Ayrıca işgal, hastaneleri ve okulları bombalamaktan hayati tesisleri tahrip etmeye ve insani yardımın ulaşmasını engellemeye kadar sivillere karşı eşi benzeri görülmemiş acımasız suçlar işledi. Yok etme ve yerinden etme girişiminde gazetecileri de hedef aldı.
Düşmanın Gazze ve Batı Şeria’daki halkımızı yerinden etme girişimlerine rağmen, halkın ve Direniş’in kararlılığı bu planları bozdu. Düşman, Direniş’i ortadan kaldırma veya esirleri kurtarma hedeflerine ulaşamadı.
Direniş, liderlik kayıplarını telafi etmeyi ve savaşın dizginlerini kontrol etmeyi başarırken, Batı Şeria ise silahlı direnişin tırmanmasıyla çatışma denkleminde kilit bir unsur olduğunu kanıtladı.
Bu vesileyle Filistin Halk Kurtuluş Cephesi Siyasi Bürosu olarak aşağıdaki hususları vurguluyoruz:
1. Mescid-i Aksa Tufanı Filistin direnişi tarihinde stratejik bir dönüm noktası olmuştur, hem planlama hem de uygulama açısından bu savaşın dersleri askeri akademilerde öğretilecek.
2. Düşman, başta Direniş’in ortadan kaldırılması ve esirlerin kurtarılması olmak üzere ilan ettiği hedeflere ulaşamadı. Gazze, Batı Şeria ve Lübnan’da şaşkınlık ve yenilgi içinde olmaya devam etti.
3. Direniş dayanıklılığını kanıtlamış, liderlerini değiştirebilmiş, saldırı ve savunma kabiliyetlerini güçlendirebilmiştir.
4. Direniş temel taleplerine bağlı kalmaya devam etmektedir. Bu talepler şöyledir: İşgalin Gazze’den tamamen çekilmesi, saldırıların tamamen durdurulması, yerinden edilmiş kişilerin evlerine geri dönmesi, yeniden inşa ve kuşatmanın tamamen kaldırılması.
5. Filistin ulusal birliğinin yeniden tesis edilmesi ve işgalin yarattığı büyük zorluklarla yüzleşmek için kapsamlı bir direniş stratejisi oluşturulması ihtiyacını vurguluyoruz.
6. Batı Şeria’da silahlı direnişin tırmandırılması, direniş grupları için stratejik bir seçenektir ve çatışma denkleminde kilit bir unsurdur.
7. Arap kitleleri gerici rejimlerin politikalarına karşı çıkmak, normalleşmeyi durdurmak ve Filistin’i ve direnişi desteklemek üzere sokaklara dökülmek için inisiyatif almalıdır.
8. Küresel kitle hareketlerinin tırmanışı, işgalin suçlarını ifşa etmek ve “İsrail” saldırganlığına yönelik Batı ve Amerikan desteğini kınamak için daha büyük bir güçle devam etmelidir.
Direniş grupları ve Direniş Ekseni adına, halkımıza, ulusumuza ve dünyanın özgür insanlarına, saldırganlık yenilgiye uğratılana ve Filistin özgürleşene kadar direniş ateşinin yanmaya devam edeceğine ve asla sönmeyeceğine dair sözümüzü bir kez daha teyit ediyoruz.
Halkımızın iradesi sağlam ve kararlılığı sarsılmaz olduğu sürece zafer kaçınılmazdır.
Şehitlere şan..
Tutsaklara özgürlük..
Zaferimiz kaçınılmazdır!
Filistin Halk Kurtuluş Cephesi Siyasi Büro