Cumartesi Anneleri’nin 766’ncı hafta oturumunda konuşan İHD Eş Genel Başkanı Türkdoğan, iktidara ve İçişleri Bakanlığı’na seslenerek Galatasaray Meydanı’ndaki eylem yasağı ve ablukanın derhal kaldırılmasını talep etti.
Cumartesi Anneleri 766’ncı hafta oturumunda kayıp yakınları Mardin/Midyat’ta gözaltına alınan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Nihat Aydoğan’ın akıbetini sormak üzere bir araya geldi. Galatasaray Meydanı’ndaki eylem yasağı nedeniyle İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi önünde yoğun polis ablukası altında buluşan Cumartesi insanları, gözaltında kaybedilen yakınlarının fotoğraflarını da taşıdı.
- TAHİR ELÇİ’NİN FAİLLERİ YARGILANSIN
Nihat Aydoğan’ın kızı Nejbir Aydoğan, babasını hiç görmediğini belirterek “En azından kemikleri olsun, gidebileceğimiz bir mezarı olsun istiyorum.” dedi. 3 yıl önce Galatasaray Meydanı’nda babasını andıkları esnada Tahir Elçi’nin ölüm haberini aldıklarını aktaran Aydoğan, Elçi’nin de faillerinin bulunmasını ve yargılanmasını talep etti.
- ANNELERİN ISRARLI EYLEM ÇİZGİSİ BARIŞ ISRARIDIR
İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan da bu hafta bir açıklama yaptı. Türkdoğan, Galatasaray Meydanı’ndaki yasak kararının kaldırılması için mahkemeye başvurduklarını ancak aylardır verilecek kararı beklediklerini söyledi. Galatasaray’ın bir hafıza mekanı olduğunu dile getiren Türkdoğan, şöyle konuştu:
“Siyasi iktidara, İçişleri Bakanlığı’na sesleniyorum: Bu yasak tutumundan vazgeçin. Orada oturma eylemimizi gerçekleştireceğiz. Bu adalet arayışımız sonuç alıncaya kadar devam edecek. Annelerin, kayıp yakınlarının bu ısrarlı eylem çizgisi aynı zamanda barış ısrarıdır. Bu bir eşitlik, özgürlük arayışıdır. Toplumun vicdani da annelerimizin yanında. Annelerin direnci ve inancı bize çok şey öğretti. Bütün bu baskı ortamına karşı direnmeye devam ediyoruz. Çünkü direnmek bir haktır.”
766’ncı hafta oturumunda basın açıklamasını Cumartesi İnsanları’ndan Besna Tosun okudu. 766 haftadır devleti yönetenlere seslendiklerini belirten Tosun, “Bizim hakikate ve adalete ulaşma hakkımız, siz yokmuş gibi davrandığınız için yok olmaz. Haklarımızı tanımak ve hayata geçirmekle mükellefsiniz. Gözaltında kaybedilen sevdiklerimizin akıbetlerinin açığa çıkarılması ve adaletin sağlanması için yürüttüğümüz mücadele meşrudur. İddia ve taleplerimiz siyasal ahlak çağrısıdır” dedi.
- NE OLMUŞTU?
39 yaşındaki Nihat Aydoğan Midyat/Doğançay köyünde yaşıyor, çiftçilik ve hayvancılıkla uğraşıyordu. Korucu olmayı istemeyen Doğançaylılar üzerinde yoğun bir baskı vardı.
30 Kasım 1994 tarihinde sabah 05.00 civarı Aydoğan ailesinin evi çok sayıda özel tim, asker ve korucu tarafından basıldı. Nihat Aydoğan dövülerek yataktan kaldırıldı. Elleri ve gözleri bağlı, kanlar içinde önce Midyat Jandarma Karakolu’na, daha sonra da Mardin Jandarma Merkez Komutanlığı’na götürüldü.
Resmi makamlar Nihat Aydoğan’ın gözaltına alındıktan 20 gün kadar sonra nöbetçi savcılığa sevk edildiğini ve ifadesi alındıktan sonra da serbest bırakıldığını iddia etti. Ancak bu iddia hiçbir zaman güvenilir kanıtlarla desteklenmedi. Nihat Aydoğan’dan bir daha haber alınamadı.
Uzun yıllar sonra Nihat Aydoğan için nüfus kütüğüne ölüm kaydı düşüldüğü açığa çıktı. Nüfus İdaresine ölüm bildiriminde bulunan köy muhtarı, jandarma komutanının baskısı sonucunda gerçek olmayan bu bildirimi düzenlemek zorunda kaldığını itiraf etti.
25 yıldır Aydoğan Ailesi’nin resmi kurumlara yaptığı başvurular sonuçsuz kaldı.
Kaynak: Ömür Eğribel