- 19-22 Aralık’ın 19’uncu yıldönümünde katliamın tanıkları ile katliamı ve direnişi konuştuk…
Türkiye hapishanelerinde devrimci tutsaklara yönelik çok sayıda saldırı, katliam gerçekleştirildi. Hiç kuşkusuz, 19 Aralık bu katliamların en planlı, en kanlı olanıydı.
Devlet, “Hayata Dönüş Operasyonu” kılıfıyla 28 devrimci tutsağı katletti, diri diri yaktı, kurşunladı.
20 hapishanede aynı anda başlatılan saldırılar 4 gün sürdü. Katliamda 8 jandarma komando taburu, 37 bölük ile 8 bin 235 asker, sayısız gardiyan, çevik kuvvet ve ölüm timleri yer aldı. Devrimci tutsakların ise bu saldırıya cevap verecek dirençleri ve inançları vardı sadece.
Gerçekleştirilmesi planlanan katliam için hapishanelerde bir yıl öncesine varan ön hazırlık yapılmıştı. Tavanlardan atılacak bombalar için delikler açılmış, adına “tadilat” denmiştir. Hapishane maketleri üzerinde aylarca saldırı planları yapılmıştı. Bu planların, Milli Güvenlik Kurulu eliyle tasarlandığı ve Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından icra edildiği ise bilinmekte. 28 devrimci tutsağın hayatını kaybettiği katliamda, 20 bin gaz bombası, sayılamayacak kadar kurşun, av tüfekleri ve uzun namlulu silahlar kullanıldı. Yakın mesafeden atılan bombalar kurşun etkisi yaratarak yüzlerce tutsağın yaralanmasına neden oldu.
Bayrampaşa Hapishanesi’nde katledilen devrimciler: Cengiz Çalıkoparan, Ali Ateş, Mustafa Yılmaz, Murat Ördekçi, Nilüfer Alcan, Aşur Korkmaz, Fırat Tavuk, Şefinur Tezgel, Yazgülü Güder Öztürk, Gülser Tuzcu, Seyhan Doğan ve Özlem Ercan.
Ümraniye Hapishanesi’nde katledilen devrimciler: Ahmet İbili, Ercan Polat, Umut Gedik, Alp Ata Akyagöz ve Rıza Polat.
Çanakkale Hapishanesi’nde katledilen devrimciler: Fidan Kalşen, Fahri Sarı, Sultan Sarı ve İlker Babacan.
Bursa Hapishanesi’nde katledilen devrimciler: Murat Özdemir ve Ali İhsan Özkan.
Çankırı Hapishanesi’nde katledilen devrimciler: İrfan Ortakçı ve Hasan Güngörmez.
Uşak Hapishanesi’nde katledilen devrimciler: Berrin Bıçkılar ve Yasemin Cancı.
Ceyhan Hapishanesi’nde katledilen devrimci: Halil Önder.
- “Sahte Oruç, Kanlı İftar”
Saldırı öncesi, Türkiye televizyonlarında, gazetelerinde günlerce hapishanelerin “kurtarılmış bölge”ler olduğu propagandası yapılarak katliama yönelik kamuoyu desteği sağlanmaya çalışıldı.
- Operasyon sonrası ise yapılan haberler katliamı savundu:
Milliyet Gazetesi: 20 Aralık 2000’de “Sahte Oruç, Kanlı İftar” manşetiyle duyururken, spotunda ise şöyle yazıyordu; “Ölüm orucu yapıyoruz diye kandırdılar. Hastaneye kaldırılanların çoğu sağlam çıktı. Ölen eylemciler de kendilerini yakmadı, emirle yakıldılar!”
Hürriyet Gazetesi: 21 Aralık 2000’de Adalet Bakanlığı’ndan elde ettiğini duyurduğu ve iki tutuklu arasında geçtiği iddia edilen bir telefon görüşmesini “Yaktıranda sıyrık yok” başlığıyla yayınladı.
Ayrıca Hürriyet Gazetesi, alt metin olarak dönemin Adana Başsavcısı ve dönemin Sağlık Bakanı’nın durumu aklamaya dönük açıklamalarına da yer vermiş: “Adana Cumhuriyet Başsavcısı Sahir Gürçay, durumu ‘Çoğunun sağlığı benden iyi’ sözleriyle anlattı. Dönemin Sağlık Bakanı ise, ‘Doktorlar hepsi için sağlıklı diyor’ dedi.”
- Katliamın mimarlarından Ali Suat Tosun’a “Devlet Üstün Hizmet Madalyası” verildi
F Tipi Hapishanelerinin mimarlarından olan ve “Hayata Dönüş Operasyonu” sırasında Cezaevleri Genel Müdürlüğü görevinde bulunan Ali Suat Ertosun’a 2004 senesinde hükümet kararıyla “Devlet Üstün Hizmet Madalyası” verildi. Ertosun’a madalyasını veren kişi ise 2004’te Adalet Bakanı olan AKP’li Cemil Çiçek’ti.
Ertosun, 1998-2003 yılları arasında yürüttüğü Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü görevinden sonra, 10 Eylül 2003’te Yargıtay üyeliğine seçilmiş, 2008-2012 yılları arasında da Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyeliği yapmıştı.
- Ecevit: “Teröristleri, terörizmden kurtarma operasyonu”
Saldırı kararı, 15 Aralık Cuma günü, İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürü, Jandarma, MİT ve Sağlık Bakanlığı temsilcilerinin katıldığı çok gizli bir toplantıda alındı. Karara son noktayı koyan Başbakan Ecevit, hapishanelere yönelik saldırıyı; “Teröristleri, terörizmden kurtarma operasyonu” olarak adlandırdı.
- Dönemin ana akım medyasında yer alan haberlere göre, saldırıya giden süreci şu şekilde verebiliriz:
30 Kasım 2000: Bakanlar Kurulu, hapishanelerdeki açlık grevleri ve ölüm oruçlarının sona ermemesi halinde müdahale edileceğini açıkladı.
5 Aralık 2000: Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, hapishanelerde 48. güne giren ölüm oruçlarının sona erdirilmesini istedi. Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, mahkum ailelerine çağrıda bulunarak “Cezaevlerinde hiç kimsenin hayatını kaybetmesini istemiyoruz. Çocuklarınızın bir çeşit intihar anlamına gelen bu ölüm oruçlarından vazgeçmesini sağlayın” dedi.
6 Aralık 2000: Adalet Bakanı Türk “F tipi” hapishanelerinin hukuki düzenleme yapılmadan açılmayacağı güvencesini tekrarladı. Eylemlere son verilmesini istedi.
9 Aralık 2000: TBMM İnsan Hakları İnceleme Alt Komisyonu üyeleri ile bir grup yazar ve gazeteci ölüm oruçlarının sona erdirilmesi için Bayrampaşa Hapishanesi’ni ziyaret ederek arabuluculuk yaptılar. İlk gün sonuç alınamadı.
- Yurtta “F Tipi”nin kaldırılmasi için mitingler başladı
10 Aralık 2000: Ölüm oruçlarının bitirilmesi için Bayrampaşa Hapishanesi’ne giren İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Ferzan Çitici, mahkumların taleplerinin çok ağır olduğunu belirtti. Bu arada yurtta F Tipi hapishanelerinin kaldırılması için mitingler düzenlenmeye başladı.
11 Aralık 2000: Meclis’te bir araya gelen hükümet ortağı üç lider hapishanelerde meydana gelen eylemleri değerlendirdi. Zirvede, ölüm orucundaki mahkumlara ilk müdahalenin hapishanedeki doktorlar tarafından “aktif ikna çabasında” bulunulması şeklinde yapılması gerektiği belirtildi.
12 Aralık 2000: F Tipi Hapishaneleri protesto etmek için Adalet Bakanlığı’na yürümek isteyen yurttaşlara yönelik polis saldırısı gerçekleşti. 66 kişi gözaltına alındı.
- “Devlet elinden geleni yaptı; vebali başlatanların”
14 Aralık 2000: Ölüm oruçlarının 57. gününde, heyetler görüşmelerden çekildi. Adalet Bakanı Türk, “Devlet elinden geleni yaptı; vebali başlatanların” dedi. Bu arada Avrupa Parlamentosu tarafından, ölüm oruçlarıyla ilgili düzenlenen acil oturumda “F Tipi” hapishaneleri konusunda Türkiye haklı bulunarak ölüm oruçlarının bitirilmesi için çağrıda bulunuldu.
15 Aralık 2000: Adalet Bakanı Türk 34 eylemcinin her an ölme noktasına geldiğini söyledi.
- “F Tipi’nin kamu ve sivil denetime açılması için yasal bir düzenleme yapacağız”
17 Aralık 2000: Sivil toplum örgütleri temsilcileriyle görüşen Adalet Bakanı Türk ölüm oruçlarının durdurulması için “F Tipi’nin ertelendiğini vurgulayarak “F Tipi’nin kamu ve sivil denetime açılması için yasal bir düzenleme yapacağız” dedi.
18 Aralık 2000: İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Ferzan Çitici ile görüşen bir grup sanatçı ve aydın, hapishanelerde devam eden ölüm oruçlarını çözüme ulaştırmak istediklerini söyledi.
- Saldırısı sonrası protestolar devam ederken, hapishanelerdeki direniş de devam etti:
19 Aralık 2000: Bayrampaşa Cezaevi’ne yönelik 16 saat süren saldırı sonrası hapishane önünde toplanan tutuklu/hükümlü yakınlarından 15 kişi gözaltına alındı.
19 Aralık 2000: İstanbul Üniversitesi’nde katliamı protesto eden öğrencilere katılmak için gelen öğrencilere polis müdahale etti.
20 Aralık 2000: Çanakkale Hapishanesi’nde 158, Ümraniye Hapishanesi’nde 423 tutuklu ve hükümlünün saldırıya karşı direnişi sürüyor. Bayrampaşa, Gebze ve Malatya hapishanelerindeki devrimci tutsaklar, Kocaeli, Edirne ve Sincan F Tipi’ne sevk edildi.
21 Aralık 2000: Çanakkale Hapishanesi’ndeki 158 mahpusun direnişi sonlandı. 4 ölü, 5’i ağır 26 yaralı.
Ümraniye Cezaevi’nde yaklaşık 500 mahpusun direnişi ise sürüyor.
24 Aralık 2000: İHD İstanbul Şube Başkanı Eren Keskin: “Cezaevlerinde katliam yaşanırken toplumun tepkisizliği inanılmaz boyutlarda”
- Dönemin İçişleri Bakanı Sadettin Tantan, hapishanelere yapılan ‘‘Hayata Dönüş’’ operasyonunu Hürriyet Gazetesi’ne şu şekilde anlatıyor:
Tantan, “Bu operasyon çok önceden planlanmıştı. Son üç gündür, artık müdahale olsun diye zorladık. Operasyon özel eğitimli jandarma birlikleri tarafından gerçekleştirildi. Eğer jandarma koğuşlara kapıdan girseydi paramparça olurdu” dedi.
- “Operasyona katılacak jandarma özel timleri bir yıldan beri, uygulamalı eğitim alıyordu”
Tantan, operasyonun tamamen jandarma timleri tarafından gerçekleştirildiğini belirterek, “Operasyona katılacak Jandarma Özel Timleri bir yıldan beri, müdahalede bulunacakları cezaevlerinin maketleri üzerinde uygulamalı eğitim alıyordu. Cezaevlerine nereden girileceği, operasyon sırasında nasıl davranılacağı bir yıldır kendilerine öğretiliyordu” dedi.
- “Eğer, Jandarma kapılardan girmeye kalksaydı, paramparça olurdu”
Tantan, 20 hapishaneye aynı anda yapılan müdahale sırasında koğuşlara kapılardan girilmediğini belirterek, “Eğer, jandarma kapılardan girmeye kalksaydı, paramparça olurdu. Bu yüzden, daha önceden belirlenen farklı noktalardan koğuşlara girildi” dedi.
Tantan, Operasyon yapılan hapishanedeki tutuklu ve hükümlülerin F Tipi cezaevlerine nakil edilmesine önceden karar verildiğini söyledi. Tantan, “Operasyon sonucunda kimin hangi cezaevine nakil edileceği de önceden planlanmıştı” dedi.
- Zaman aşımı, beraat!
Bayrampaşa Hapishanesi’nde 12 kişinin ölümüyle sonuçlanan katliamla ilgili 1460 asker hakkında açılan “işkence” davası zaman aşımından düştü.
Dört siyasi hükümlünün ve bir askerin öldüğü Çanakkale Hapishanesi’ne düzenlenen operasyonla ile ilgili açılan davada ise “birden fazla kişiyi öldürmek ve yaralamak” suçlamasıyla yargılanan 563 güvenlik görevlisi beraat etti.
Ümraniye Hapishanesi’ndeki operasyonun ardından 267 asker hakkında “faili belli olmayacak şekilde adam öldürme” ve “kötü muamele” suçlamalarıyla açılan davada da sanıklar beraat etti.
- Saldırı düzenlenen hapishane sayısı: 20
- Öldürülen tutuklu ve hükümlü sayısı: 28
- Hastaneye kaldırılan yaralı tutuklu-hükümlü: 237
- Edirne F Tipi Hapishanesi’ne sevk edilenler: 348
- Kocaeli F Tipi Hapishanesi’ne sevk edilenler: 340
- Sincan F Tipi Hapishanesi’ne sevk edilenler: 341
- Kartal F Tipi Hapishanesi’ne sevk edilenler: 67
- Bakırköy Kadın ve Çocuk Tutuk Evine sevkler: 45
- Açlık grevi süren hapishane sayısı: 41
- Açlık grevini sürdürenler: 1656
- Saldırı sonrası tedaviyi reddedenler: 141
- Saldırı öncesi ölüm orucunda olanlar: 259
- Saldırı sonra ölüm orucunu sürdürenler: 357
- Saldırıyı protesto ederken gözaltına alınanlar: 2145
- Saldırıyı protesto edenlerden tutuklananlar: 58
- Saldırıdan sonra basılan kültür merkezi, dernek, parti binası: 18
- Çanakkale Hapishanesi’ndeki sürece tanıklık eden Tuner Tekin ile direnişi ve katliamı konuştuk.
Direnişi, “yaşamın kendisi bizim için” diye ifade ediyor Tuner Tekin. Direnişin bu yönünün altının her zaman kalınca çizilmesi gerektiğini vurguluyor.
Kaynak: Gazete Yolculuk