FHKC Kurucu Lideri Corc Habaş
Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) Kurucusu ve Genel Sekreteri Dr. Corc Habaş, Lod kentinde doğdu. 2 Ağustos 1926’da Hıristiyan Ortodoks bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Corc Habaş, 1948’de tıp öğrencisi olarak ailesinin yanına döndüğünde ülkesini işgal altında buldu.
Siyonist işgal ordusu “-İsrail-“ kenti Ürdün ve Arap Kurtuluş Ordusu’nun elinden almasının ardından insanlık dışı koşullarda sürdüğü ve mallarına el koyduğu 10 bin Filistinlinin arasında Corc Habaş ve ailesi de vardı. Böylece Habaş’ın hiç bitmeyecek mültecilik ve direniş yaşamı başlamış oldu.
DİRENİŞLE TANIŞMA
Beyrut’taki Amerikan Üniversitesi’nde tıp eğitimini tamamlayan ve doktor olan Habaş, -El-Hekim- öğrencilik yıllarında direniş hareketiyle tanıştı. İşgale karşı silahlı mücadeleyi savunan İntikam Gençliği adlı örgüte katılan Habaş, Ürdün’deki Filistin mülteci kamplarında çalışarak işgalle yurdundan edilmiş biri olarak halkın çilesini yakından tanıdı.
Siyasi görüşleri giderek şekillenen Habaş, 1951 yılında Nasırcılık, pan-Arabizm ve sosyalizmi savunan Milliyetçi Arap Hareketi’nin (MAH) kurucuları arasında yer aldı. Habaş 1957’de Ürdün hükümetine karşı darbe girişimiyle suçlanarak gıyabında hüküm giydi ve 1958’de Mısır’la birlikte Birleşik Arap Cumhuriyeti’ni oluşturan Suriye’ye geçti. Birleşik cumhuriyetin dağılması üzerine tekrar Beyrut’a dönmek zorunda kalan Habaş, MAH’ı yeniden örgütlemeye girişti.
FHKC KURULUYOR
1967’de İsrail’le Arap devletleri arasındaki Altı Gün Savaşı ve Arap devletlerinin tutumundan dolayı yaşanan hayal kırıklığı, FHKC‘nin kuruluşuna zemin hazırladı. Habaş’ın liderliğinde bir araya gelen MAH, Filistin Kurtuluş Cephesi ve bazı diğer direniş örgütleri, 11 Aralık 1967’de, Filistin direnişinin sol karakterini kazanmasında belirleyici rol oynayacak olan Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’ni oluşturdu. Habaş’ın genel sekreterliğini üstlendiği Cephe, 1969’daki kongresinde Marksist-Leninist çizgiyi benimseyerek komünist bir örgüt oldu. Bununla birlikte Arap yurtseverliği ve farklı devletlere bölünmüş Arapların tek bir cephe oluşturması ideali her zaman canlı kaldı.
Filistin topraklarının bölünmesine şiddetle karşı çıkan FHKC, Arap ve Yahudi halklarının barış içinde bir arada yaşayacağı tek bir Filistin devletini ana hedefi olarak benimsedi.
FHKC igalci “-İsrail-“ hedeflerine karşı gerçekleştirdiği başarılı silahlı eylemlerle dünyaya adını duyururken, Filistin mücadelesinin dünya solunda ana gündem maddelerinden biri haline gelmesini de sağladı. Siyonist işgale karşı kurtuluş savaşının yanı sıra işbirlikçi Arap rejimlerine karşı da devrimci mücadele veren Cephe’nin kararlı tutumu, Filistin Kurtuluş Örgütü içinde uzlaşma yanlısı çevreleri rahatsız etti.
İŞGALCİNİN SOPASINA DA KALEMİNE DE BOYUN EĞMEDİ
Filistin Ulusal Konseyi’nin 1974’te iki devletli çözümü benimsemeye dönük adımlar atması, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) en güçlü iki üyesi olan Yaser Arafat liderliğindeki El Fetih ve FHKC arasında ayrılık yarattıysa da Lübnan’da başlayan ve Filistinli direniş örgütlerin katıldığı iç savaş FKÖ’nün dağılmasını önledi.
1980’lerde sağlık durumu kötüleşen Habaş, önce Şam’da, daha sonra da Amman’da yaşadı.
Yaser Arafat’ın 1993’te Oslo “Barış” Anlaşması’nı imzalaması FHKC ve El Fetih arasındaki ipleri yeniden gerdi. Arafat’ın uzlaşmacılığına karşı diğer Filistin direniş örgütleriyle saf tutan FHKC ve lideri Habaş, buna karşın Filistin ulusal hareketinin parçalanmamasına özen gösterdi.
Oslo Anlaşması’nın meşruluk kazanmaması için asla Filistin Yönetimi topraklarına ayak basmayan Dr. Habaş, giderek bozulan sağlığı nedeniyle FHKC Genel Sektreterliği’ni daha sonra Siyonist rejim “-İsrail-” tarafından şehit -katledilen- edilen Ebu Ali Mustafa‘ya devretti. Buna karşın Habaş ömrünün son günlerine kadar FHKC’ye ve Filistin kurtuluş mücadelesine yıllarca sürdürdüğü direnişin verdiği tecrübesiyle katkıda bulunmaya devam etti.
Ömrü boyunca tavizsiz savunduğu ilkeleri ve direnişçiliğiyle hatırlanacak olan devrimci sosyalist lider, arkasında Filistin ve Ortadoğu‘daki anti-emperyalist, anti-Siyonist devrimci mücadelenin umudu olan Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’ni miras bıraktı.
Kurtuluşa Kadar Savaş!
Ya Özgür Vatan Ya Ölüm!
Yaşasın Ortadoğu Devrim Cephesi!