Küba Mahallesi TOKİ çetelerine karşı direniyor

0 101
image_pdf

Kentsel dönüşüm adı altında Tozkoparan ( Küba )  mahallesi TOKİ çetelerine karşı direnişi sürüyor. Amacın rant olduğunun altını çizen mahalleli, direnişe devam edeceklerini kaydetti. 

İstanbul Güngören’e bağlı Tozkoparan ( Küba ) Mahallesi sakinleri, yıllardır yaşadıkları evlerinin “kentsel dönüşüm” adı altında yıkılıp, mahallelerinin ranta açılmasına karşı günlerdir ayakta. Mahalle, Bakanlar Kurulu kararıyla 2013 yılında “riskli alan” olarak ilan edilip, kentsel dönüşüm kapsamına alındı. Mahalle sakinleri ise kentsel dönüşüm isteseler de hazırlanan projede kendilerinin değil, rantın düşünüldüğünü görmeleri üzerine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İl Müdürlüğü’ne itirazda bulunup, kararın iptal edilmesi için Danıştay’a başvurdu.

 Danıştay, Bakanlar Kurulu kararını “bilimsel değil, gözlemsel olduğu” gerekçesiyle Haziran 2014 iptal etti.

Fakat devreye bu kez Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile AKP’li Göngören Belediyesi girip, mahallenin “depreme dayanıksız yer” kapsamında olduğu yönünde raporlar hazırlandı. Bu doğrultuda da “hak sahiplerinden herhangi bir muvafakat almaksızın re’sen yapılmasına imkan tanıyan” 6/A maddesi çerçevesinde mahallenin yıkımı hızlandırıldı.

Bakanlık, 22 Aralık’ta mahalle sakinlerine gönderdiği tebligatlarla yıkım çalışmalarına başlanacağı için 30 gün içinde evlerini boşaltmalarını istedi. Aksi takdirde su, elektrik ve doğalgazın kesileceği tehdidinde bulunulan tebligatlar evlerin kapısına yapıştırıldı.

  • SU, ELEKTRİK VE DOĞALGAZLARI KESİLDİ

Yaklaşık 900 yüz hanenin bulunduğu mahallede yer alan 39 bina sakini durumu yargıya taşıdı ve 12 binanın yıkımı hakkında “durdurma kararı” verildi. Buna rağmen 23 Haziran günü polislerle mahalleye giren İstanbul Gaz ve Doğalgaz Dağıtım A.Ş (İGDAŞ), İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) ve Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş (BEDAŞ) ekipleri, Atıfey ve Gölgeli sokaklarındaki evlerin su, elektrik ve doğalgazını kesti.

Buna rağmen evlerini terk etmeyen mahalle sakinleri, nöbet eylemi başlattı. Polis saldırısına rağmen mahalleli, nöbetlerini sürdürüyor.

  • ‘AMAÇ RANT’

Yaşadıkları yerin “kentsel dönüşüm” adı altında ranta açılmak istendiğini ifade eden mahalle sakinlerinden Haydar Cebeci, neden olarak ise mahallenin Merter’e yakın olmasını gösterdi. Cebeci, mahallelerindeki 900’e yakın hanenin yıkılarak yerine bin 600 hane ve 300 dolayında dükkan yapılacağı bilgisi aldıklarını paylaştı.

6/A maddesinin iptaline dair açtıkları dava henüz sonuçlanmış olmasına rağmen su, elektrik ve doğalgazlarının kesilmesine tepki gösteren  Cebeci, “Bakanlık ve belediye resmi bir belge sunmadan bunu yapıyor. Tamamen usulsüz. İş makinesiyle mahalle girilmiş durumda. Hükümet, devletin gücünü kullanarak halkına zulüm yapıyor. Bunun hukukla bağdaşır bir yanı yok” dedi.

  • ‘GÜVENDİĞİMİZ DEVLETİ DE GÖRÜYORUZ’

Bir diğer mahalle sakini Elif Uzun ise, 27 yıldır yaşadığı mahallenin ve evinin elektrik ve suyunun kesilmesine karşı tepkisini şöyle dile getirdi: “Bizi hiçbir sözleşme, resmi evrak olmadan çıkarmaya çalışıyorlar. Usulsüz olduğunu bildikleri için İstanbul’un bütün polisleri burada topladılar. Adaletli ve yerinde bir kentsel dönüşüme karşı değiliz. Rant için değil, gerçekten bizi düşünerek yapılmasını istiyoruz. Bu kadar çevik kuvvetin gelmesi normal mi? Buradaki insanlar sadece evlerini savunmaya çalışıyor. Bu da bizim yaşama ve barınma hakkımız, anayasada güvence altına alınmış. Evlerimizin karşılığında ne alacağımızı bilmiyoruz. Ne kadar sürede yapacaklar, teslim edecekler ve bize ne kadar borç çıkaracaklar bu konularda hiçbir fikre sahip değiliz. ‘Devletinize güvenin’ diyorlar. Güvendiğimiz devleti de görüyoruz”

Maruz kaldıkları zulme rağmen evlerinden çıkmayacaklarını söyleyen Uzun, verdikleri mücadeleye dair kararlıklarını “Dozer gelirse dozerin altına da gireriz. Ama çıkmayacağız” diyerek gösterdi.

  • ‘EVLERİMİZİ TESLİM ETMEYİZ’

Mahalle sakinlerinden Yusuf Ornat da, evleri tapulu olmasına rağmen Filistin’e uygulanan zulmü gördüklerini dile getirdi. Bunun kabul edilebilir olmadığını söyleyen Ornat, “Buradaki evlerde hasta var, yaşlısı var. Bu düzenin bir an önce değişip buraya polisin değil, sözleşme yapacak kişilerin gelmesini istiyoruz. Bizim isteğimiz önü sonu belli olan bir sözleşme. Bu o kadar zor olmamalı. Burada polisin gelip bize gaz sıkması, plastik mermi sıkması hiç hoş değil. Bunları hak etmiyoruz. Biz de tapulu evlerimiz karşısında mücadelemizi vermek zorundayız. Evlerimizden çıkıp teslim edemeyiz” ifadelerini kullandı.

  • ‘EVİM KENDİ HAZİNESİNE GEÇİRİLİYOR’

Türkan Karaçeper ise, evlerinin yıkımı için deprem riski öne sürülse de temel gerçeğin rant olduğunu belirtti. Kendilerine hep yalan söylendiğini, verilen sözlerin, sözleşmelerin sürekliği değiştirildiğini ifade eden Karaçeper, tepkisini “Ne yaptıkları belli değil. Benim evim, hazine malı olarak gösteriliyor. Kendi hazinesine geçiriliyor. 1983’ten beri burada oturuyoruz. Zalimin zulmü bu. Biz şu anda direniyoruz, direneceğiz. Evlerimizden çıkmayacağız, yok öyle bir şey ya!” sözleriyle gösterdi.

image_pdf
Bunları da beğenebilirsin

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.