İşçi sınıfı yargılanıyor: Tutuklu havalimanı işçileri hakim karşısında
3. Havalimanı’nda çalışma koşullarının düzeltilmesi talebiyle eylem yaptıkları için aralarında sendika yöneticilerinin de bulunduğu 31’i tutuklu 62 işçi ve sendikacı hakim karşısında. Mahkeme, avukatların derhal beraat taleplerini reddetti.
3. Havalimanı (İstanbul Havalimanı) inşaatında çalışma koşullarının iyileştirilmesi için yaptıkları eylemler sebebiyle aralarında dört İnşaat-İş yöneticisi ile Dev Yapı-İş Başkanı Özgür Karabulut olmak üzere beş sendika yöneticisinin de bulunduğu 31’i tutuklu 62 işçi ve sendikacı, haklarında açılan dava nedeniyle hakim karşısına çıkarıldı.
Duruşma Gaziosmanpaşa Adliyesi 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başladı.
Dev Yapı-İş Genel Başkanı Özgür Karabulut’un da aralarında bulunduğu tutuklu isimler ile diğer tutuksuz sanıklar ve avukatlar duruşmada hazır bulundu.
Adliyenin yemekhanesinde görülen duruşmayı, tutuklu işçilerin birer yakını ile Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri Filiz Kerestecioğlu ve Oya Ersoy, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu ve Ali Şeker izliyor.
Kimlik tespitinin ardından avukatlar usule dair söz aldı. Kabul edilen iddianamenin reddedilmesini isteyen avukatlar işçiler hakkında beraat kararı verilmesini istedi.
‘İddianame patron devlet ittifakının ifadesi’
Bunun üzerine avukatların usule dair talepleri alındı. Avukat Kazım Bayraktar’ın taleplerini sıraladığı sırada mahkeme başkanı sık sık müdahalede bulundu.
“Her şey işçilerin yönetime verdiği yazılı taleplerden sonra başladı” diyen Bayraktar, işçilerin taleplerini vurgulayarak, “İddianamede buradan sonra başlıyor. Burada işçilerin hakları görüşülür. Dünyanın duyduğu, iddianamede yer alan el yazısıyla yazılan talepler var. O taleplerin birinde ücretlerinin arttırılması istenmiyor. Orada işçilerin koşulları var ve o koşulların düzeltilmesi isteniyor” dedi.
Avukat Bayraktar, “Bu iddianame patron devlet ittifakının ifadesidir. Patronla onun ofisinde yapılan görüşmeye bile yanında devlet gücüyle geliyor. O görüşmelerde işçilerin talepleri de iddianamede yer almıyor” diye belirtti.
Bayraktar devamla, şunları söyledi:
“İşçilerin iş cinayetlerine ve ödenmeyen ücretlere ve diğer kötü koşullara karşı iş görmeme hakkı vardır. İddianame bu hakkın kullanılmasını suç olarak tanımlıyor” dedi. Bayraktar, 3. Havalimanı projesi İGA CEO’su Kadri Samsunlu’nun işçilerin tutuklanmasının iki gün sonra “işçiler haklıydı, özür dilerim” dediğini hatırlatarak, “Ama işçiler halen tutuklu.”
‘İddianame hak kullanımını suç haline getirdi’
Bayraktar’ın ardından avukat Songül Beydilli söz aldı. Beydilli, “Bu iddianame hukuki belge değildir, çünkü olayı ters yüz etmiştir. Hak kullanımı suç teşkil etmez, iddianame hak kullanımını suç haline getirmiştir. Barışçıl silahsız gösteri yapma hakkı vardır. Toplu eylem hakkı yasaldır” dedi.
Beydilli’nin ardından söz alan avukat Yıldız İmrek, Anayasa’daki işçi haklarını hatırlatarak, iddianamenin bunların hiçbirini kapsamadığını söyledi.
İmrek, “31 işçinin tutuklu yargılandığı mahkeme darbe döneminde ancak görülmüştür” ifadesinde bulundu.
Derhal beraat talebi reddedildi
Avukatların beyanlarının ardından mahkeme hakimi, avukatların iddianamenin değerlendirilmesi ve derhal beraat taleplerini reddetti.
Duruşma işçilerin savunması ile devam ediyor.
İşçi sınıfı yargılanıyor
Duruşma öncesi “Tutuklu işçiler serbest bırakılsın” pankartı açılan basın açıklamasında konuşan İnşaat-İş’ten Tezcan Acu, “Kötü yaşam koşulları ve güvencesiz çalışma koşullarına karşı başlatılan isyan haksızca bastırılmış, arkadaşlarımız tutuklanmıştır. Bugün burada tutuklu arkadaşlarımızın serbest bırakılmasını talep ediyoruz. Kötü koşullar hala devam ediyor” dedi.
Dev Yapı-İş’ten Cemal Özden de “52 ölümden daha fazlası var ölümleri saklıyorlar. İnşaat işçisi ya topluca öldüğünde ya da direndiğinde gündem olur, biz ölmek istemiyoruz” diye konuştu.
Tutuklu bulunan Dev Yapı-İş Genel Başkanı Özgür Karabulut’un eşi Ayla Karabulut da, “Havaalanında 52 işçi öldü ama hiç bir patron yargılanmadı. Bugün hem işçilerin hem sendikacıların serbest bırakılması istiyorum” dedi.
Basın açıklamasını okuyan Haluk Ağabeyoğlu, şunları kaydetti:
“Bugün burada aslında tüm bir işçi sınıfı ve emekçiler yargılanıyor. 14 Eylül’de incinmiş onurları, posası çıkmış bedenleriyle kolektif bir öfke yumağı olan işçi arkadaşlarımız seçtikleri temsilcileri ve sendika yöneticisi arkadaşlarımızla 17 maddelik bir talep listesi oluşturdular. O liste patronlar ve onları sözümona denetlemekle sorumlu resmi kurumlar hakkında yapılmış kolektif bir suç duyurusudur. İşçi sınıfının bu en örgütsüz, en sahipsiz bölüğünün onur çığlığıdır. Tüm bir işçi sınıfının onur çığlığı… Aynı zamanda direnme ve örgütlenme hakkını kullanma bilinci ve bir sınıf olma yönelimidir. Bugün burada bu yargılanıyor.”
İddianameden
İddianamede sendikacı ve işçilere “görevi yaptırmamak için direnme”, “iş ve çalışma hürriyetinin ihlali”, “kamu malına zarar verme”, “toplantı ve yürüyüşlere silah veya 23. maddede belirtilen aletlerle katılma ve mala zarar verme” suçlamaları yöneltiliyor.
61 kişinin şüpheli sıfatıyla yer aldığı iddianamede, çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve ödenmeyen ücretlerin ödenmesi talebiyle gerçekleştirilen iş bırakma eylemi “yasadışı” olarak nitelendiriliyor.
Ayrıca iddianamede, şantiye alanında yapılan eylem çağrıları ise ‘çalışma hürriyetinin engellenmesi’ olarak görülüyor.