Bölgedeki açık tehlikeye dikkat çeken Lübnanlı gazeteci Hasan İllaik, X platformunda yayımladığı gönderisinde, İsrail’in Suriye’de genişleyerek bir tampon bölge oluşturma çabasının yalnızca Suriye’yi değil tüm Levant’ı ve bölgeyi tehdit eden büyük bir tehlike olduğunu belirtti. Bunun bölgesel bir İsrail-Amerikan projesi olduğunu yazan İllaik’in yazısı şöyle:
– İsrail’in Suriye’de tampon bölge planı tüm bölge için bir tehdit
Şam’ın idari sınırlarından, batıda Suriye-Lübnan sınırının tepelerine, güneyde Suriye-Ürdün sınırına, doğuda Suriye-Irak sınırına kadar… Siyonistlerin Suriye’de ateşle dayatmayı planladıklarını ilan ettikleri tampon bölge işte budur. Bu olay, eski Devlet Başkanı Beşşar Esad rejiminin devrilmesinin ardından Suriye’deki silahların imha edilmesinin ardından yaşandı. Başlangıçta tampon bölge olarak çerçevelenen şey, artık gün geçtikçe İsrail kontrolü altındaki yeni bir bölgeye dönüşüyor.
Levant ülkelerinin haritalarını sarsan bu İsrail saldırganlığı, Lübnan topraklarındaki birçok yerde devam eden işgalin yanı sıra, Lübnan’daki yönetimin ve tüm siyasi güçlerin (bu tehlikeyi en iyi ifade eden kişi Velid Canbolat’tır) birinci önceliği olmalıdır; çünkü Suriye’de yaşananlar Lübnan’dan ayrılamaz. Bundan şüphe eden varsa en azından 1860’lardan bu yana tarihimize baksın, ondan yüzyıllar öncesine de gidebiliriz.
İsrail, sahada batıda Nakura’dan doğuda Irak-Suriye sınırına kadar uzanan kesintisiz bir tampon bölge oluşturmayı amaçlıyor. Bu girişim son derece tehlikelidir; Camp David’den daha tehlikeli, Irak’ın işgalinden de daha az tehlikeli değil. Levant’taki mevcut yapıları havaya uçurmayı amaçlayan bir İsrail-Amerikan projesiyle karşı karşıyayız. Bu proje uygulanıyor, gizlice kurgulanan bir fikir veya komplo değil.
Bu arada, yeni Suriye rejimi İsrail’in Suriye topraklarındaki tehlikeli genişlemesini büyük ölçüde görmezden geliyor ve bunun yerine Suriye nüfusunun bir kısmına yönelik baskıyı sürdürmeye odaklanıyor. Ve yeni rejim tarafından hedef alınan herkes için İsrail koruma sağlamaya hazır.
Peki ne yapmalıyız? En azından kısmen bazı Arap aktörler tarafından desteklenen İsrail-Amerikan projesi görmezden gelinemeyecek kadar tehlikeli. 105 yıl önce çizilen sınırlara ne kadar tutunursak tutunalım, İsrail bize parçalanma ve genişleme stratejisinin daha geniş kapsamı içinde sanki hepimiz tek bir ülkenin parçasıymışız gibi davranıyor.
Tekrar soruyorum, temel soru şu: Bizler -yetkililer, güçler, partiler ve bireyler- bugün Canbolat’ın haklı olarak Arap ulusal güvenliğini sabote etme projesi olarak tanımladığı bu projeye karşı ne yapmalıyız?